17. Hukuk Dairesi 2017/702 E. , 2019/9412 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tahkim davası hakkında Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyeti tarafından verilen 01.04.2016 tarih ve 2016/9267 sayılı karara karşı yapılan itiraz üzerine, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından verilen 06.06.2016 tarih ve 2016-İHK-1311 sayılı itirazın reddine dair kararın, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 8.1.2014 tarihinde meydana gelen trafik kazasında davalıya ZMMS ile sigortalı araçta yolcu olarak bulunan müvekkili ..."nın tedavi gördüğünü ve sakat kaldığını beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, 40.050,00 TL geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatının temerrüt tarihinden avans faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı vekili, poliçe limitiyle sınırlı biçimde ve sigortalı araç sürücüsünün kusuru oranında zarardan sorumlu olduklarını, kazadaki kusur oranlarının belirlenmesi için ATK"dan maluliyet raporu alınması ve tazminat hesabı için alınacak raporun aktüerya uzmanından alınması gerektiğini, SGK tarafından yapılan rücuya tabi ödeme varsa bunun da tazminattan düşülmesi gerektiğini belirterek başvurunun reddini savunmuştur.
Sigorta Hakem Heyeti tarafından, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; başvurunun kabulü ile 42.006,50 TL"nin 3.7.2015 tarihinden yasal faizi ile davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiş, bu karara, davalı vekili İtiraz Hakem Heyeti nezdinde itiraz etmiştir.
Sigorta İtiraz Hakem Heyeti tarafından, Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararına karşı yaptığı itirazın reddine karar verilmiş; İstanbul Anadolu 9.Asliye Ticaret Mahkemesinin 2016/2230 D.İş dosyasında saklanmasına karar verilen İHH kararı, davalı ... AŞ vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, yaralamalı trafik kazası nedeniyle, geçici ve sürekli iş göremezlik tazminatı istemine ilişkindir.
Davaya konu kaza ve dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 5510 sayılı Kanun"un 21. maddesinin 4. fıkrasında "iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücu edilir" düzenlemesine yer verilmiştir.
Davalı vekili, malul kalan sigortalıya dava dışı SGK Başkanlığı tarafından davacılara yapılmış rücuya tabi ödeme olup olmadığının araştırılması ile yapılmış ödeme varsa tazminattan düşülmesi gerektiği savunmasında bulunmuş; Sigorta Tahkim Komisyonu 17.02.2016 tarihinde verdiği ara kararı ile davacı vekiline, davaya konu kaza ile ilgili olarak SGK"nın davacıya ödeme yapıp yapmadığını bildirmesi için süre vermiş, ... Sosyal Güvenlik İl Müdürlüğü davacıya hitaben yazdığı, 23.2.2016 tarihli cevabi yazısında; davacının maluliyetinin %10,2 olduğunu ve iş kazası nedeniyle işlemlerinin devam ettiğini bildirmiş, söz konusu İl Müdürlüğü yazısı 29.02.2016 tarihinde sigorta tahkim dosyasına ulaştırıldığı halde, Komisyonca Sosyal Güvenlik Kurumu nezdinde devam eden işlemlerin sonuçlanması beklenilmeksizin, dosya hesap bilirkişisine tevdi edilmek suretiyle karar verilmiştir.
Bu durumda Sigorta Tahkim Komisyonu"nca; Sosyal Güvenlik Kurumu Başkanlığı"na müzekkere yazılarak, davaya konu iş kazası yönünden başlatılan işlemlerin sonuçlanıp sonuçlanmadığı, iş kazası nedeniyle davacıya gelir bağlanıp bağlanmadığı; gelir bağlanmış ise, rücuya tabi olup olmadığı ve bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin ne olduğu hususlarının sorulması; bağlanan gelir rücuya tabi ise, 5510 sayılı Kanun"un 21. maddesi hükmü gereği tazminattan düşülmesi suretiyle davacı tarafın talep edebileceği tazminat miktarının belirlenmesi gerekirken, eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme sonucu, yazılı olduğu şekilde karar verilmesi isabetli olmamıştır.
2-Kabule göre de; Sigorta Tahkim Komisyonu Hakem Heyeti tarafından, davalı ...Ş. aleyhine olan başvurunun kabulü ile 42.006,50 TL’nin 03/07/2015 tarihinden itibaren işlemiş yasal faizi ile sigorta kuruluşundan alınarak başvuran tarafa verilmesine ve kendisini vekille temsil
ettiren davacı yararına 4.970,72 TL vekalet ücretine hükmedilmiştir. Davalı ...Ş. vekili tarafından, davacı taraf için hükmedilen vekalet ücreti de itiraza konu edilmiş, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti tarafından, davalının vekalet ücretine ilişkin itirazı da reddedilmiştir.
19.01.2016 tarih ve 29598 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan Yönetmeliğin 6/son maddesiyle, Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16. maddesinin 13. fıkrasına; "(13) (Ek:RG-19/1/2016-29598) tarafların avukat ile temsil edildiği hallerde, taraflar aleyhine hükmedilecek vekâlet ücreti, her iki taraf için de Avukatlık Asgarî Ücret Tarifesinde yer alan asliye mahkemelerinde görülen işler için hesaplanan vekâlet ücretinin beşte biridir" hükmü eklenmiştir. Hakem Heyeti tarafından verilen 13/04/2016 tarihli kararda, davacı lehine hükmedilecek vekalet ücreti için Sigortacılıkta Tahkime İlişkin Yönetmeliğin 16/13. maddesinin uygulanması gerektiği gözönüne alınarak, AAÜT gereğince hesaplanan 4.970,72 TL vekalet ücretinin 1/5"i oranında vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, tam nisbi vekalet ücretine hükmedilmesi de doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, karşı taraf (davalı) ... Sigorta A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyeti kararının BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ...Ş."ye geri verilmesine 15/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.