Esas No: 2015/650
Karar No: 2015/654
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü 2015/650 Esas 2015/654 Karar Sayılı İlamı
T.C. UYUŞMAZLIK MAHKEMESİ HUKUK BÖLÜMÜ ESAS NO : 2015 / 650 KARAR NO : 2015 / 654 KARAR TR : 28.09. 2015
|
ÖZET : Davacının taşınmazına imar planında “Yol Alanı”nda bırakılmak suretiyle kamulaştırmasız el atıldığı ve bu şekilde zararına yol açıldığı gerekçesi ile açılan kamulaştırmasız el atma bedelinin tazmini ve taşınmazın davalı idare adına tesciline karar verilmesi istemi ile açılan davanın, dava konusu taşınmazın bir bölümüne yol yapılmak suretiyle el atıldığı tespit edilmiş olmakla, tefrik edilen kısım yönünden el atma gerçekleşmemiş olsa dahi, fiili el atmanın mevcut olduğu kısım yönünden verilen kararın temyiz aşamasında olup henüz kesinleşmediği de dikkate alınarak, taşınmazın bir bütün halinde ele alınıp davanın çözümlenmesi gerektiği sonucuna ulaşıldığından, haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre ADLİ YARGI YERİNDE çözümlenmesi gerektiği hk. |
K A R A R
Davacı : İ.Ü.
Vekili : Av.E.D. & Av. A.E.
Adli Yargıda
Davalı : Çiğli Belediye Başkanlığı
Vekili : Av. C.Z.
İdari Yargıda
Davalılar :1-Çiğli Belediye Başkanlığı
2-İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı
Av. C.U.
O L A Y : Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının İzmir ili, Çiğli İlçesi, Küçükçiğli (Balatçık) Mahallesi, 2 pafta (27K-4A), 853 sayılı parselde kayıtlı arsanın maliki olduğunu, davalı belediyenin davacıya ait taşınmaza yol yapılmak suretiyle fiilen yol olarak kullandığını, davacının defalarca davalı belediyeye başvurarak kamulaştırma yapılmasını, taşınmazın tapu kaydının belediye üzerine alınarak bedelin ödenmesini talep ettiği halde davalı belediyenin kamulaştırma yapmadığı gibi herhangi bir bedel de ödemediğini; davalı belediyenin davacıya verdiği 14.05.2010 tarihli cevabında 853 nolu parselin tamamının yol gövdesine isabet ettiğini, söz konusu parselin kısıtlılık hali olduğunu davacıya bildirildiği halde gerekli kamulaştırma işlemlerinin de yapılmadığını belirterek; dava konusu taşınmazın davacı adına olan tapu kaydının terkini ile davalı belediye adına tesciline, fazlaya dair talep hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 50.000,00TL’nin davalıdan alınarak davacıya verilmesi istemiyle Çiğli Belediye Başkanlığı aleyhine adli yargı yerinde dava açmıştır.
KARŞIYAKA 1.ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 29.05.2014 gün ve E:2013/307 sayı ile, fiilen yol olarak kullanılmayan kısım yönünden tefrik kararı vermiştir. Tefrik edilen dava Karşıyaka 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 2014/294 Esasına kaydedilerek yargılamaya devam edilmiştir
KARŞIYAKA 1. ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ: 17.07.2014 gün ve E:2014/294 E:2014/372 sayılı kararında “…Uyuşmazlık, imar uygulamasından doğan kamulaştırmasız el atma istemine ilişkindir.
11.06.2013 tarihinde yürürlüğe giren 6487 sayılı Yasa ile 2942 sayılı Kamulaştırma Kanununun değiştirilen Geçici 6. maddesi 10.fıkrasında da “ Uygulama imar planlarında umumi hizmetlere ve resmi kurumlara ayrılmak suretiyle veya ilgili kanunların uygulamasıyla tasarrufu kısıtlanan taşınmazlar hakkında, 03.05.1985 tarihli ve 3194 sayılı İmar Kanununda öngörülen idari başvuru ve işlemler tamamlandıktan sonra idari yargıda dava açılabilir. Bu madde hükümleri karara bağlanmamış veya kararı kesinleşmemiş tüm davalara uygulanır.” hükmü getirilmiştir.
Bu nedenle; davacının mülkiyet hakkına getirilen kısıtlamanın, dava konusu taşınmazın, genel ve düzenleyici bir işlem olan imar planıyla kamu hizmetine özgülenmesinden ve bu planda öngörülen kamulaştırma işlemlerinin zamanında yapılmamasından kaynaklandığının kabulü ile idari işlem ve eylemden doğan zarara ilişkin davanın 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu hükümleri uyarınca idari yargı yerinde çözümlenmesi gerektiğinden …” şeklindeki gerekçe ile dava dilekçesinin görev yönünden reddine karar vermiş ve verilen karar temyiz edilmeksizin kesinleşmiştir.
Davacı vekili bu kez 853 parsel sayılı taşınmazın fiilen el atılmayan 42.93 m² lik kısmına davalı tarafından imar planına alınmak suretiyle kamulaştırmasız olarak hukuken el atılmış olması nedeniyle kamulaştırmasız el atma bedelinin tesbiti ve 2577 sayılı Yasa’nın 16/4. fıkrası son cümlesine göre fazla hakları saklı kalmak kaydı ile 38.194.00 TL’nin 07.06.2013 tarihinden itibaren yasal faiziyle tahsiline karar verilmesi istemiyle Çiğli Belediye Başkanlığı ile İzmir Büyükşehir Belediye Başkanlığı aleyhine idari yargıda dava açmıştır.
İZMİR 1. İDARE MAHKEMESİ: 28.05.2015 gün ve E:2014/1586 sayılı gönderme kararında “…taşınmazın bir bütün olarak değerlendirilmesi, taşınmazın gerek fiilen gerekse hukuken el atılan kısımları yönünden davalıların sorumluluklarının ve tazminat yükümlülüklerinin belirlenmesi ancak dosyanın ve parselin bir bütün halinde ele alınması ile mümkün olacağı anlaşılmakla; dava konusu taşınmaz bakımından el atmadan doğan zararın tazminine yönelik olan davanın, haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girdiği tartışmasızdır…” şeklindeki gerekçe ile, önceden adli yargı yerinde verilmiş bir görevsizlik kararı olması nedeniyle, 2247 sayılı Kanunun 19. maddesi uyarınca görevli yargı merciinin belirlenmesi için dava dosyasının Uyuşmazlık Mahkemesi’ne gönderilmesine, işin incelemesinin Uyuşmazlık Mahkemesi’nce karar verilmesine değin ertelenmesine karar vermiştir.
İNCELEME VE GEREKÇE :
Uyuşmazlık Mahkemesi Hukuk Bölümü’nün, Serdar ÖZGÜLDÜR’ün Başkanlığında, Üyeler: Ali ÇOLAK, Yusuf Ziyaattin CENİK, Alaittin Ali ÖĞÜŞ, Süleyman Hilmi AYDIN, Mehmet AKBULUT ve Yüksel DOĞAN’ın katılımlarıyla yapılan 28.09.2015 günlü toplantısında:
l-İLK İNCELEME: Dosya üzerinde 2247 sayılı Yasa’nın 27. maddesi uyarınca yapılan incelemeye göre, İdare Mahkemesi’nce anılan Yasa’nın 19. maddesinde öngörülen usul ve yönteme uygun biçimde başvuruda bulunulduğu anlaşılmaktadır. Usule ilişkin herhangi bir noksanlık bulunmadığı anlaşıldığından görev uyuşmazlığının esasının incelenmesine oy birliği ile karar verildi.
II-ESASIN İNCELENMESİ: Raportör-Hakim Filiz BUDAK’ın, davanın çözümünde adli yargının görevli olduğu yolundaki raporu ile dosyadaki belgeler okunduktan; ilgili Başsavcılarca görevlendirilen Yargıtay Cumhuriyet Savcısı Uğurtan ALTUN ile Danıştay Savcısı Yakup BAL’ın davada adli yargının görevli olduğu yolundaki sözlü açıklamaları da dinlendikten sonra GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Dava, davacının taşınmazına imar planında yol alanına bırakılmak suretiyle kamulaştırmasız el atıldığı ve bu şekilde zararına yol açıldığı gerekçesi ile açılan kamulaştırmasız el atma bedelinin tazmini ve taşınmazın davalı idare adına tesciline karar verilmesi istemine ilişkindir.
Dava dosyalarının incelenmesinden; davacı adına kayıtlı İzmir İli, Çiğli İlçesi, Küçük Çiğli Mahallesi, 853 parsel sayılı taşınmazın imar planında “yol” olarak ayrılmasına rağmen kamulaştırma yapılmaksızın fiilen yol olarak kullanıldığı, bu nedenle dava konusu taşınmazın tapu kaydının iptali ile davalı adına tescili ve bedel tesbiti davası açıldığı; Karşıya 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E.2013/307 sayılı dosyasında yapılan keşif sonrası verilen 20.03.2014 tarihli bilirkişi raporunda dava konusu taşınmazın 91.07 m² lik kısmının fiilen yol olarak kullanıldığı, taşınmazın kalan 42.93 m² lik kısmının yol kenarında kaldığının tespit edildiği; fiilen el atılan kısım yönünden Karşıyaka 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin E:2013/307 K:2014/373 sayılı kararı ile kısmen kabul kararı verildiği ve söz konusu dosyanın temyiz aşamasında olduğu; taşınmazın fiilen el atılmayan kısmı yönünden davanın tefrik edilerek ayrı esasa kaydedilmesinin ardından görevsizlik kararı verildiği ve görevsizlik kararının kesinleşmesi üzerine idari yargıda dava açıldığı anlaşılmıştır.
Belediyelerin 3194 sayılı imar Kanunu 8. maddesi ve 18. maddesinin verdiği yetki ile arazi ve arsalar üzerinde imar planlarının hazırlanması ve yürürlüğe konulması, arazi ve arsa düzenlemesi gibi faaliyetleri kapsamında yaptıkları imar planlarından kaynaklanan işlemlerin tek yanlı ve kamu gücüne dayanan irade açıklamaları ile tesis edilen genel ve düzenleyici işlemler olduğu bu yönü ile de idari eylem ve işlemlerden kaynaklanan uyuşmazlıkların idari yargı yerlerinde çözümlenmesi gerektiği tartışmasızdır. Buna karşılık, Belediyece, Kamulaştırma Kanunu’nda öngörülen usul ve yöntemlere uygun idari nitelikte uygulama işlemleri yapılmaksızın, dava konusu taşınmazlardan bir tanesine fiilen el atılması karşısında, idarenin bu eyleminin kamulaştırmasız el atma niteliğini taşıdığı açıktır.
Öte yandan, İdarenin yürütmekle yükümlü bulunduğu kamu hizmetine ilişkin olarak uygulamaya koyduğu plan ve projeye göre meydana getirdiği yol, kanal, baraj, su yolları, su şebekesi gibi tesislerin kurulması, işletilmesi ve bakımı sırasında kişilere verdiği zararların tazmini istemiyle açılacak davaların görüm ve çözümünün, idari eylem ve işlemlerden dolayı kişisel hakları muhtel olanlar tarafından açılacak tam yargı davaları kapsamında yargısal denetim yapan idari yargı yerine ait olduğu; idarece herhangi bir ayni hakka müdahalede bulunulduğu, özel mülkiyete konu taşınmaza kamulaştırmasız el atıldığı veya plan ve projeye aykırı iş görüldüğü iddiasıyla açılacak müdahalenin men’i ve meydana gelen zararın tazmini davalarının ise, mülkiyete tecavüzün önlenmesine ve haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre adli yargı yerinde çözümleneceği, yerleşik yargısal içtihatlarla kabul edilmiş bulunmaktadır.
Nitekim, yukarıda belirtilen genel kabul doğrultusundaki Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kurulunun 11.2.1959 günlü, E:1958/17, K:1959/15 sayılı kararının III. bölümünde, “İstimlaksiz el atma halinde amme teşekkülü İstimlak Kanunu’na uygun hareket etmeden ferdin malını elinden almış olması sebebiyle kanunsuz bir harekette bulunmuş durumdadır. Ve bu bakımdan dava Medeni Kanun hükümlerine giren mülkiyete tecavüzün önlenmesi veya haksız fiil neticesinde meydana gelen zararın tazmini davasıdır. Ve bu bakımdan adliye mahkemesinin vazifesi içindedir.” görüşüne yer verilmiştir.
İdarenin dava konusu İzmir İli, Çiğli İlçesi, Küçük Çiğli Mahallesi, 853 parsel sayılı taşınmaza kamulaştırmasız el atması karşısında, bu taşınmaz bakımından el atmadan doğan zararın tazminine yönelik olan davanın, haksız fiillere ilişkin özel hukuk hükümlerine göre görüm ve çözümü adli yargı yerinin görevine girmektedir.
Her ne kadar, Karşıyaka 1. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından verilen karar ile davaya konu taşınmazın fiilen el atılmadığı tespit edilen 42.93 m2 lik alan yönünden dava ayrılarak görevsizlik kararı verilmiş ise de; Çiğli Belediye Başkanlığı’nın 14.05.2010 tarihli cevabi yazısında dava konusu 853 parsel sayılı taşınmazın imar planında tamamının yolda kaldığı belirtildiğinden ve söz konusu durum bilirkişilerin 20.03.2014 tarihinde verdikleri rapor ile de tespit edildiğinden, tek bir imar planı kapsamında bulunan ve bu kapsamda el atılan taşınmazın, fiili el atmanın mevcut olduğu kısım yönünden verilen kısmen kabul yönündeki kararın temyiz aşamasında olup henüz kesinleşmediği de dikkate alınarak, fiilen el atılan kısım yönünden ayrı, el atılmayan kısım yönünden ayrı değerlendirilmesinde yargılamanın salahiyeti ve usul ekonomisi yönünden fayda bulunmadığı anlaşılmakla; Karşıyaka 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin bu yöndeki gerekçesi ve kararına itibar edilmesi mümkün olmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, İzmir 1. İdare Mahkemesi’nin başvurusunun kabulü ile, Karşıyaka 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 17.07.2014 gün ve E:2014/294 K:2014/372 sayılı görevsizlik kararının kaldırılması gerekmiştir.
S O N U Ç : Davanın çözümünde ADLİ YARGININ görevli olduğuna, bu nedenle İzmir 1. İdare Mahkemesi’nin BAŞVURUSUNUN KABULÜ ile, Karşıyaka 1. Asliye Hukuk Mahkemesi’nin 17.07.2014 gün ve E:2014/294 K:2014/372 sayılı GÖREVSİZLİK KARARININ KALDIRILMASINA, 28.09.2015 gününde OY BİRLİĞİ İLE KESİN OLARAK karar verildi.
Başkan Serdar ÖZGÜLDÜR
|
Üye Ali ÇOLAK
Üye Süleyman Hilmi AYDIN |
Üye Yusuf Ziyaattin CENİK
Üye Mehmet AKBULUT |
Üye Alaittin Ali ÖĞÜŞ
Üye Yüksel DOĞAN |