3. Hukuk Dairesi 2017/12194 E. , 2019/8835 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasındaki kira sözleşmesinden kaynaklı itirazın iptali ve tahliye davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kabulü yönünde verilen hükmün, süresi içinde davalılar tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacılar, murisleri ...ile davalıların murisleri... arasında 01/01/1997 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin bulunduğunu, aylık kira bedelinin 15.000 TL olarak kararlaştırıldığını, sözleşmeye göre bir sonraki yıllar için kira artışının %50 olduğunu, ancak kiracının 05/07/2005 tarihinde vefatı üzerine ödenmesi gereken kira bedellerinin mirasçıları tarafından ödenmediğini, mirasçılara yapılan bildirimlere rağmen borcun ödenmemesi üzerine borçlular aleyhine icra takibine girişildiğini, bu icra takibine yapılan itiraz üzerine takibin durduğunu belirterek itirazın iptaline, takibin devamına ve borçluların kiralanandan tahliyesine karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar, kiracı murisin iki mirasçısının icra takibinde borçlu olarak gösterilmediğini, bu nedenle geçerli bir takip bulunmadığından davanın reddinin gerektiğini, bununla birlikte kiracının mirasçıları olarak dava konusu yapılan kira sözleşmesinden haberdar olmadıklarını, nitekim kiralananı kendilerinin kullanmadığını, bu nedenle davacıya herhangi bir kira borçlarının da bulunmadığını belirterek davanın reddini dilemişlerdir.
Mahkemece davanın kabulü ile taleple bağlı olarak itirazın iptaline, takibin devamına ve davalıların kiralanandan tahliyesine karar verilmiş; Hüküm, davalılar tarafından temyiz edilmiştir.
Davacıların murisi ile davalıların murisi arasında 01/01/1997 başlangıç tarihli kira sözleşmesinin varlığı hususunda herhangi bir uyuşmazlık bulunmamaktadır.
Dava konusu olan hak, birden fazla kişi arasında ortak olup da bu hukuki ilişki hakkında mahkemece bütün ilgililer için aynı şekilde ve tek bir karar verilmesi gereken hallerde dava arkadaşlığının maddi bakımdan mecburi olduğunun kabulü gerekir. Diğer bir ifadeyle, bir hakkın birden fazla kişi tarafından birlikte veya birden fazla kişiye karşı kullanılmasının, zorunlu olduğu hallerde, bu hak dava konusu edildiği zaman o hakla ilgili birden fazla kişi zorunlu dava arkadaşı durumundadır. Dava arkadaşlığının hangi hallerde mecburi olduğu maddi hukuka göre belirlenir. Zorunlu dava arkadaşlığında; dava arkadaşları arasındaki ilişki çok sıkı olduğundan, davada birlikte hareket etmek durumundadırlar. Mahkeme ise, dava sonunda zorunlu dava arkadaşlarının hepsi hakkında aynı ve tek bir karar verecektir. Zorunlu dava arkadaşlığında dava konusu olan hak tektir ve dava arkadaşı sayısı kadar müddeabih bulunmamaktadır (Bkz. HGK 2009/21-286 Esas 2009/328 Karar sayılı ve 08/07/2009 tarihli kararı). Buna göre, alacaklı mirasçılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan icra takibinin tüm mirasçılar tarafından birlikte yapılması gerekmektedir. Takip itiraza uğradığında da tüm mirasçılar tarafından birlikte itirazın iptali davası açılması veya terekeye temsilci tayini yoluna gidilerek davanın takibi gerekir. Davaya konu icra takibi bir kısım mirasçılar tarafından yapılmış olup takip yapmayan mirasçı olduğuna göre usulüne uygun olarak yapılmış icra takibi bulunmadığından HMK 114/1-d ve 115. maddeleri gereğince aktif husumet yokluğu nedeniyle davanın usulden reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
Kabule göre de, yargılama sırasında muvafakatleri alınan mirasçıların hüküm başlığında davacılar arasında sayılmamış olması da doğru değildir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle 6100 sayılı ...ya 6217 Sayılı Kanunla eklenen geçici 3. madde hükmü gözetilerek HUMK.nın 428. maddesi uyarınca kararın BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine, 6100 sayılı HMK"nun geçici madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK.nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 06/11/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.