5. Hukuk Dairesi Esas No: 2019/9175 Karar No: 2020/715 Karar Tarihi: 20.01.2020
Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2019/9175 Esas 2020/715 Karar Sayılı İlamı
5. Hukuk Dairesi 2019/9175 E. , 2020/715 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki 4650 sayılı Kanunla değişik 2942 sayılı Kamulaştırma Kanunu’nun 10. maddesine dayanan kamulaştırma konusu irtifak hakkı ve pilon yeri bedelinin tespiti ve bu hakkın Hazine adına tescili davasından dolayı yapılan yargılama sonunda: Davanın kabulüne dair verilen yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi, taraf vekillerince verilen dilekçeler ile istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü: - K A R A R – Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan inceleme sonucunda davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, taraf vekillerince temyiz edilmiştir. Bilirkişi incelemesi yaptırılmıştır. Arazi niteliğindeki ... –... mahallesi 727 parsel sayılı taşınmaza gelir metoduna göre değer biçilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir. Ancak; 1-Yargılama sırasında dava konusu taşınmazın bulunduğu .... mahallesinde 3402 sayılı Kadastro Kanununun 22/a maddesi uyarınca yapılan yenileme çalışmaları sonucunda dava konusu 727 parsel sayılı (30.200,00 m2) taşınmazın 7950 ada 53 parsel olarak (31.951,86 m2) tapuya tescil edildiği anlaşıldığından, yenileme sonucu oluşan yeni tapu kaydı ile yeni kadastro krokisi ilgili Tapu Müdürlüğü ve Kadastro Müdürlüklerinden getirtilip, yeni duruma göre kamulaştırma konusu daimi irtifak alanının ölçekli kroki üzerinde gösterilmesi için fen bilirkişisinden, kamulaştırma bedelinin yenileme sonrası oluşan yüzölçümüne göre yeniden tespiti için ise bilirkişi kurulundan ek rapor alınması sağlanmadan, eksik incelemeyle yazılı şekilde hüküm kurulması, 2-Bozma sonrası tespit edilen kamulaştırma bedeli ilk karar ile hüküm altına alınan bedelden düşük olduğundan ve ilk karar ile kamulaştırma bedelinin tamamı davalı tarafa ödendiğinden, tespit edilen kamulaştırma bedelinden acele el koyma bedelinin mahsubundan sonra kalan fark bedele 14.09.2015 tarihinden ilk karar tarihi olan 29.03.2016 gününe kadar geçen süre için yasal faiz işletilmesine karar verilmesi gerektiği halde, infazda tereddüt oluşturacak şekilde hüküm kurulması, 3-Davanın niteliği gereği kendisini vekil ile temsil ettiren davalı lehine vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması, Doğru olmadığı gibi; 4-Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin 12055/17 numaralı başvuru sonucu verilen 23.10.2018 tarihli kararı ve Anayasa Mahkemesinin 2016/9364 başvuru numaralı, 01.06.2019 gün 30791 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanan kararı da göz önüne alınarak davacı idare lehine vekalet ücretine hükmedilmemesi, 5-7139 sayılı Kanunla değişik Kamulaştırma Kanununun 10/8 fıkrası gereğince, bozma sonrası bankaya hak sahibi adına yatırılacak bedelde artış olması halinde bu kısım için; 7139 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik hükümlerine göre işlem yapılması Gerektiğinden, Hükmün yukarıda açıklanan gerekçelerle taraf vekillerinin temyiz isteminin kabulü ile BOZULMASINA, taraflardan peşin alınan temyiz harçlarının istenildiğinde iadesine ve temyize başvurma harçlarının Hazineye irad kaydedilmesine, 20/01/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.