Abaküs Yazılım
9. Ceza Dairesi
Esas No: 2013/13650
Karar No: 2014/6905

Trafik güvenliğini tehlikeye sokma - iftira - Yargıtay 9. Ceza Dairesi 2013/13650 Esas 2014/6905 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Sanık trafik güvenliğini tehlikeye sokma ve iftira suçlarından mahkum edilmiştir. Ancak, karşı oyda iftira suçunun unsurlarının oluşmadığı, çünkü sanığın iftira özel kastı ve amacı bulunmadığı, ve suçu inkara yönelik savunma hakkı kapsamında kaldığı iddia edilmiştir. Mahkeme kararının sonunda TCK'nın 267/1, 62/1, 50/1-a, 52/2-4. ve 179/2, 62/1, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri detaylı bir şekilde belirtilmiştir.
9. Ceza Dairesi         2013/13650 E.  ,  2014/6905 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi :Asliye Ceza Mahkemesi
    Suç : Trafik güvenliğini tehlikeye sokma, iftira
    Hüküm : 1- TCK"nın 267/1, 62/1, 50/1-a, 52/2–4. maddeleri uyarınca mahkumiyet
    2- TCK"nın 179/2, 62/1, 50/1-a, 52/2-4. maddeleri uyarınca mahkumiyet

    Dosya incelenerek gereği düşünüldü:

    Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle trafik güvenliğini tehlikeye sokma suçu yönünden oybirliğiyle, iftira suçu yönünden ise oyçokluğuyla hükümlerin ONANMASINA, 05.06.2014 tarihinde karar verildi.



    KARŞI OY:
    Sayın çoğunluk ile aramızdaki hukuki uyuşmazlık iftira suçnun unsurlarının oluşup oluşmadığı konusundadır. Somut olayda, suç tarihinde bir aracın bir vatandaşa çarpabileceği ve sürücüsünün alkollü olabileceği ihbarının yapılması üzerine sözkonusu araç takibe alınmış ancak yakalanamamıştır. Yapılan araştırma sonucu aracın sanık üzerine kayıtlı olduğu anlaşılınca sanığın savunması alınmış, sanık savunmasında aracı arkadaşına verdiğini, aracı onun kullandığını beyan etmiştir. Sanığın arkadaşı mağdur ise ifadesinde; "sanığın telefonla kendisini arayarak akşam aracı ile kaza yaptığını söylediğini, ehliyeti olmadığı için kaza anında sürücünün kendisinin olduğunu söylemesini istediğini, kesilen cezaları kendisinin ödeyeceğini bildirdiğini, yardım etmesini talep ettiğini, kendisinin bu teklifi kabul ettiğini, ancak karakolda adli işlem yapılacağını öğrenince doğruyu söylediğini" beyan etmiştir.
    Sanığın eyleminde iftira suçunun unsurları şu nedenlerle oluşmamıştır; Öncelikle iftira suçu soruşturma ve kovuşturma gerçirilmesini ya da idari yaptırım uygulanmasını sağlamak amacıyla yetkili makamlara ihbar ya da şikayette bulunarak işlenmelidir. İftira, madde gerekçesinde açıklandığı üzere doğrudan kasıtla işlenebilir, olası kasıtla işlenemez. İftira suçunun failinde mağdurun soruşturma veya kovuşturma geçirilmesini ya da mağdur hakkında idari yaptırım uygulanmasını sağlama amacının bulunması gerekmektedir. Başka bir deyişle bu amaç ya da özel kasıt olmadan iftira suçu oluşmaz. Somut olayda sanık arkadaşı olan mağdura telefon ederek karakolda aracı kendisinin kullandığını söylemesini istemiştir. Sanığın gerçek amacı arkadaşı hakkında soruşturma veya kovuşturma yapılmasını sağlamak değil daha önce alkollü araç kullandığından dolayı sürücü belgesi geri alındığı için ihlal ettiği trafik kuralı ve yaptığı maddi hasarlı kaza nedeniyle hakkında daha ağır bir yaptırım uygulanmasını önlemektir. Dolayısıyla sanıkta iftira özel kastı bulunmamaktadır. Zaten hiç kimse iftira edeceği kimseye olayın gerçeğini anlatarak yardım talebinde bulunmaz. O nedenle sanığın eyleminin bir an için suç üstlenmeye azmettirme olabileceği düşünülebilirse de; mağdur, karakoldaki ifadesinde suçu üstlenmediğinden, sanığı suç üstlenmeye azmettirmekten de sorumlu tutmak mümkün değildir. Sanıkta iftira özel kastı ve amacı bulumadığından suçun manevi unsuru oluşmamıştır.
    İkinci olarak sanığın savunması sırasında aracı arkadaşının kullandığını söylemesi, suçu inkara ve kendisini suçtan kurtarmaya yönelik savunma hakkı kapsamında kabul edilmelidir. Ceza Muhakemesi Hukukumuzda sanığın doğruyu söyleme, suçu kabul etme yükümlülüğü yoktur. Sadece CMK"nın 147. maddesine göre şüpheli veya sanık kimliğine ilişkin soruları doğru olarak cevaplandırmakla yükümlüdür. Atılı suçu inkar sanığa ait bir hak olup, suçunu inkar eden sanığa takdiri indirim uygulamayan mahkeme kararlarının bozulmasına dair Yargıtay içtihatları mevcuttur. Teoride “nemo tenatur” olarak isimlendirilen bu genel ilke Anayasamızın 38. maddesinin 5. fıkrasında “Hiç kimse kendisini veya kanunda gösterilen yakınlarını suçlayan bir beyanda bulunmaya veya bu yolda delil göstermeye zorlanamaz.” cümlesiyle ifade edilmiştir. Bunun yanısıra sanık arkadaşına karşı doğrudan doğruya bir isnatta bulunmamıştır. Dolaylı bir anlatımla aracı olay günü arkadaşına ödünç verdiğini, aracı onun kullandığını söylemiştir. Yoksa somut bir olay ve olgudan hareketle mağdur hakkında soruşturma ve kovuşturma yapılmasını, idari bir yaptırım uygulanmasını gerektirecek hukuka aykırı fiil isnadında bulunmamıştır. Mağdur şu suçu veya kabahati işledi dememiştir. Bu da sanığın suçu inkara yönelik hareket ettiğini göstermektedir.
    Sonuç itibariyle suçu inkara yönelik savunma hakkı kapsamında kalan, soruşturma ve kovuşturma yapılmasını sağlamak amacı bulunmayan, mağdura karşı doğrudan bir hukuka aykırı fiil isnat etmeyen sanığın eyleminin, iftira suçunun unsurlarını oluşturmadığı düşüncesiyle, sanığın bu suçtan beraatine karar verilmesi gerektiğinden sayın çoğunluğun iftira suçunun oluştuğuna ilişkin görüşlerine katılmıyorum.05.06.2014

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi