Abaküs Yazılım
7. Hukuk Dairesi
Esas No: 2013/20437
Karar No: 2014/3780
Karar Tarihi: 13.02.2014

Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 2013/20437 Esas 2014/3780 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Davacı, işyerinde yaşadığı mobbing sebebiyle iş akdini haklı olarak feshettiğini ve alacaklarının tahsilini talep etti. Mahkeme, davacının istifa eden bir işçi değil, haklı nedenle iş akdini fesheden bir işçi olduğunu belirterek, kıdem tazminatı ve alacaklarının tahsili konusunda hüküm kurdu. Ancak, tartışmalı nokta davacının kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı oldu. İşverenin kanıt sunamaması nedeniyle mahkeme davacının yıllık izinlerinin kullandırılmadığını kabul etti ve bu nedenle işveren tüm alacakları ödemeye mahkum edildi. Kanun maddelerine göre, iş sözleşmesinin sona ermesi halinde işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin ödenmesi gerekiyor. İzin sürelerinin kullandırılmadığına dair ispat yükü ise işverene ait. Davacı, talep ettiği ücret alacaklarını kazandı ancak önceden ödenmiş ücretler nedeniyle davası kısmen reddedildi. Hukuki dayanakları, İş Kanunu'nun 34/1, 53, 56 ve 59. maddeleridir.
7. Hukuk Dairesi         2013/20437 E.  ,  2014/3780 K.

    "İçtihat Metni"

    Mahkemesi : Adana 1. İş Mahkemesi
    Tarihi : 24/05/2013
    Numarası : 2011/793-2013/282

    Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün, Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dosya incelendi, gereği görüşüldü:
    1-Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayandığı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddine,
    2-Davacı, 2011 yılı Mayıs ayında göreve başlayan Müdür M. S.."ın hakaretle, gözle ve sözle taciz hareketleriyle karşılaştığını, ciddi anlamda rahatsızlık duyması nedeniyle hem müdüre hem de mağaza müdürlüğüne sözlü ve yazılı uyarılarda bulunduğunu, sonuç alamadığını, rahatsızlık verici hareketlerin devam ettiğini, bu nedenle işten soğuduğunu, çalışma hevesinin kalmadığını ve bu şartlar altında çalışmak istemeyip 12/08/2011 tarihli ihtarnamesi ile iş akdini haklı olarak feshettiğini ileri sürerek, kıdem ve ihbar tazminatı ile yıllık izin, fazla çalışma, ulusal bayram genel tatil ve ücret alacaklarının tahsilini istemiştir.
    Davalı, davacının iş akdini haklı sebeple feshettiğini ispatlayamadığını, davacı tarafından davalı şirkete yazılı uyarılarda bulunulmadığını, yalnızca sözlü başvuruların olduğunu, bunun üzerine Bölge Müdürünce davacının dinlendiğini, Mağaza Müdürünün sözlü bir şekilde uyarıldığını, bu olaydan sonra sık sık personel iddialarında herhangi bir değişiklik olup olmadığının araştırmaya devam edildiğini, mağaza personeli ile yapılan görüşmelerde "Murat beyi yanlış tanımış olduklarını ve artık hiçbir problemlerinin kalmadığını" beyan ettiklerini, bu sebeple mağaza müdürü hakkında herhangi bir soruşturma açılmadığını, daha sonra yeni açılan mağazalar ve rotasyon sebebiyle mağaza müdürünün başka bir mağazada çalışmaya başladığını, iş akdi fesih ihtarnamesinde yaşanan olayların Mayıs ayında gerçekleştiğini belirtilmiş olmasına rağmen fesih ihtarnamesinin Ağustos tarihli olduğunu, derhal fesih hakkını kullanmaya ilişkin 6 günlük sürenin de geçtiğini, işçi kendi isteği ile iş akdini feshettiğinden ihbar tazminatına hükmedilemeyeceğini, haklı fesih ispatlanamadığından kıdem tazminatı talebinin de reddi gerektiğini bildirerek davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Mahkemece, toplanan kanıtlar ve bilirkişi raporuna dayanılarak, davacının istifa yazısında belirttiği ve tanıkların da ifade ettiği gibi işyerinde mağaza müdürünün mobingine maruz kaldığı ve İş Kanunu’nun 34/1 maddesi uyarınca süresinde ödenmeyen işçilik alacakları olduğundan iş sözleşmesini fesihte haklı olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
    Taraflar arasındaki uyuşmazlık, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait ücretlere hak kazanıp kazanmadığı noktasında toplanmaktadır.
    4857 sayılı İş Kanununun 59"uncu maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
    Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
    4857 sayılı Yasanın 56.maddesinde yıllık ücretli iznin işveren tarafından bölünemeyeceği, 53.maddede öngörülen izin sürelerinin tarafların anlaşması ile bir bölümü on günden aşağı olmamak üzere en çok üçe bölünebileceği bildirilmiştir.
    Somut olayda; hükme esas alınan bilirkişi raporunda davacının yıllık izinlerinin yasa gereği 10 gün olarak kullandırılması gerekirken 7 gün kullandırılması nedeniyle dikkate alınmadığı belirtilmiş ise de dosyaya sunulan izin talep formlarından işverence davacının talebi üzerine 5 kez 7 gün yıllık izin kullandırıldığı anlaşılmaktadır. TMK."nun 2.maddesine göre herkes haklarını kullanırken dürüstlük kuralına uymak zorunda olduğundan ve bir hakkın kötüye kullanılmasını hukuk düzeni korumayacağından davacının izin talep formlarındaki izinleri kullandığının kabul edilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile davacının tüm çalışma süresi için izin alacağına hükmedilmesi bozma nedenidir.
    3-Kabule göre de davacının ücret alacağının dava açıldıktan sonra ödendiği anlaşılmakta olup mahkemece ücret alacağı talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken ücret alacağı talebinin reddine karar verilmesi hatalı olup davacının kararı temyiz etmediği de gözetilmek suretiyle ücret alacağına ilişkin dava konusuz kaldığından ücret alacağı talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermekle yetinilmelidir.
    SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde davalıya iadesine, 13.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.


    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi