17. Hukuk Dairesi 2017/485 E. , 2019/9402 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Germencik Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki, trafik kazası sonucu oluşan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm, davacı vekili ile davalı ... Hafr. İnş. Ltd. Şti., dahili davalı ... Sigorta (...) AŞ vekili ve davalı ... tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; davalılardan ... İnş. Taah. Harf. Nak. Turz. Tar. Ürün. Ltd. Şti"nin maliki olduğu, davalı ..."nun sevk ve idaresindeki aracın 20/12/2010 tarihinde içinde davacının bulunduğu aracın karıştığı trafik kazasında müvekkilinin yaralandığını, uzun süre tedavi gördüğünü, sağ kalçasında kırık tespit edildiğinin belirtildiğini, saç deri içinden başlayarak alnına doğru yer yer çöküntülerin olduğunu, müvekkilinin geçirdiği bu trafik kazasının izlerini halen üzerinde taşımakta olduğunu, özellikle yüzünde medana gelen deformasyonun izlerini hayatı boyuncu da taşıyacağını, ekonomik ve sosyal geleceğinin ortadan kalktığını beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 5.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... İnş. Taah. Harf. Nak. Turz. Tar. Ürün. Ltd. Şti. ile dahili davalı ... Sigorta (...) AŞ
vekilleri davanın reddini savunmuş, davalı asıl ... cevap dilekçesi sunmamıştır.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kısmen kabul-kısmen reddi ile; 1.124,68 TL maddi tazminata 20/12/2010 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanarak davalılardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak üzere alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin 3.875,32 TL maddi tazminat talebinin reddine, 4.500,00 TL manevi tazminata 20/12/2010 tarihinden itibaren yasal faiz uygulanarak, davalılardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olmak üzere alınarak davacıya ödenmesine, fazlaya ilişkin 500,00 TL manevi tazminat talebinin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ile davalı ... Hafr. İnş. Ltd. Şti. vekili, davalı asıl ... ve dahili davalı ... Sigorta (...) AŞ vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Gerekçeli karar davalı asıl ..."na 08.11.2016 tarihinde tebliğ edilmiş, adı geçen davalı kararı 25.11.2016 tarihinde temyiz etmiştir. Davalı asıl ..."nun temyiz dilekçesi, süresinde olmadığından, temyiz isteminin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Davacı vekilinin, davacı lehine hükmolunan manevi tazminata ilişkin temyiz talebinin incelenmesinde; 6100 Sayılı HMK"nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK"nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2016 tarihinden itibaren 2.180,00 TL’ye çıkarılmıştır.
Temyize konu kararda, davacının reddedilen manevi tazminat talebinin 500,00 TL olduğu görülmektedir. Karar, anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden, reddedilen manevi tazminat ile hüküm altına alınan maddi tazminat kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden; davacı vekilinin bu yöne ilişkin temyiz istemlerinin reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Dava, davalılar ... Hafr. İnş. Ltd. Şti. ve ... aleyhine açılmıştır. Davacı vekili dahili dava dilekçesi ile ... (...) Sigorta AŞ.nin davaya dahil edilmesini talep etmiştir.
6100 Sayılı HMK"nun 124/3. maddesinde yer alan “maddi hatadan kaynaklanan ve dürüstlük kuralına aykırı olmayan taraf değişikliği talebi, karşı tarafın rızası aranmaksızın hakim tarafından kabul edilir.” düzenlemesi dışında dahili dava yolu ile taraf değişikliğine gidilmesi mümkün değildir. Usul hukukumuzda dahili dava müessesesi bulunmayıp, HUMK"un 49-52 maddeleri (6100 S.HMK.md.61 vd.) uyarınca, dava dilekçesinde davalı olarak gösterilmeyen kişi, dava açıldıktan sonra ihbar ya da dahili dava dilekçesi ile davada taraf sıfatını kazanamayacağı gibi, ıslah yoluyla dahi davada taraf değişikliğinin olanaklı bulunmadığı ve husumetin mahkemece res"en dikkate alınması gerektiği açıktır.
Somut olayda; dahili dava dilekçesiyle davaya dahil edilen ... (...) Sigorta AŞ. hakkında usulüne uygun olarak açılmış bir dava bulunmadığından, dolayısıyla davada taraf sıfatı taşımadığından, dahili davalı konumundaki ...(...) Sigorta AŞ. hakkında hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
4-Dava; kaza tarihinde yürürlükte bulunan Borçlar Kanunu"nun 46. maddesi (6098 sayılı TBK m. 54) gereğince davacının uğradığını iddia ettiği cismani zararların tazminine ilişkin olup, sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlâl etmesi hali BK m. 46/I’de özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince “Cismani bir zarara düçar olan kimse külliyen veya kısmen çalışmaya muktedir olamamasından ve ileride iktisaden maruz kalacağı mahrumiyetten tevellüt eden zarar ve ziyanını ve bütün masraflarını isteyebilir”. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlâli halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddî zararın türleri; masraflar, çalışma gücünün kısmen veya tamamen kaybından doğan zararlar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar şeklinde düzenlenmiştir.
Vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin ekonomik geleceğinin sarsılması nedeniyle ortaya çıkan zararlar BK m. 46/I’de “iktisaden mahrum kalacağı mahrumiyetten tevellüt eden zararlar” şeklinde ifade edilmiştir. Bu hükümden de anlaşılacağı üzere vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişinin bu ihlâl nedeniyle ekonomik geleceği sarsılmış olabilir. Bu tür zararlar çalışma gücünün tamamen veya kısmen kaybı nedeniyle ortaya çıkan zararlar dışında ekonomik geleceğin sarsılmasının meydana getirdiği zararlardır. Ekonomik geleceğin sarsılması nedeniyle ortaya çıkan zararlar müstakbel
zararlardır ve bu zararlar çalışma gücünde bir azalma olmasa dahi meydana gelmektedir. Vücut bütünlüğü ihlâl edilen kişi çalışma gücünde bir azalma meydana gelmese dahi iş piyasasında yeni bir iş bulmakta veya eski işini korumakta güçlük çekmekte veya aynı işte çalışsa dahi ihlâlden öncesine nazaran daha çok emek sarf etmek zorunda kalmaktadır. Hatta bu kişiler ihlâl fiili neticesinde işlerinden tamamen de çıkarılabilirler.
Vücut bütünlüğünün ihlâli nedeniyle ekonomik geleceğin sarsılması özellikle mesleği nedeniyle bazı kişiler bakımından ayrıca önem arz etmektedir.Örneğin,vücut bütünlüğü ihlâl edilen bir sinema sanatçısının, halkla ilişkiler bölümünde çalışan bir kişinin yüzünde sabit bir iz kalması bu kişilerin çalışma güçlerinde fiilen bir eksiklik meydana getirmemekle birlikte iş bulmalarını imkânsızlaştırabilecek, zorlaştırabilecek ya da kariyer olarak yükselmelerine engel olabilecektir. Bu gibi durumlarda zarar gören ekonomik geleceği sarsılarak zarara uğratılmış olur (... /... , Borçlar Hukuku Genel Hükümler, 7. B, İstanbul 2009, s. 562).
Somut olayda davacı vekili, kazadan önce genç ve beğenilen genç bir kadın olan müvekkilinin, kazadan sonra yüzünde sabit izler kaldığından bahisle manevi yıkıma uğradığını, kazadan önce kısa süreli işlerde çalıştığını beyan etmek suretiyle, ekonomik geleceğinin sarsılması nedeni ile maddi tazminat talep etmiş, davacı tanığı ... ise; davacının kazadan önce anketörlük yaptığını beyan etmiş olup, mahkemece bu husurlarda araştırma ve inceleme yapılmaksızın karar verilmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Bu durumda Mahkemece yapılacak iş, davacının kaza tarihinde anketör olarak çalışıp çalışmadığı belirlendikten sonra, yüzünde sabit iz oluştuğuna ilişkin iddiasına yönelik Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulundan, davacı bizzat hazır edilerek yeni ve denetime uygun bir rapor alınarak, daha sonra yüzde sabit izin tespiti halinde, davacının yaşı, medeni hali, sosyal durumu ve mesleği dikkate alınmak suretiyle, davacının varsa yaralanması nedeni ile ekonomik geleceğin sarsılması sonucu oluşan zararın uzman bilirkişi tarafından belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ile yazılı olduğu şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiştir.
5-Davalı ... Hafr. İnş. Ltd. Şti. ve dahili davalı ... Sigorta (...) AŞ vekilinin hükmolunan geçici iş göremezlik tazminatına yönelik temyiz itirazlarının ise incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ..."nun temyiz dilekçesinin REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz dilekçesinin, reddolunan manevi tazminata ilişkin kısım yönünden, mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle REDDİNE; (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle; dahili davalı ... Sigorta (...) AŞ vekilinin, (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacı vekili ile davalı ... Hafr. İnş. Ltd. Şti. vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle, hükmün BOZULMASINA, (5) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı ... Hafr. İnş. Ltd. Şti. ve dahili davalı ... Sigorta (...) AŞ vekilinin hükmolunan geçici iş göremezlik tazminatına yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacı ile davalılar ... Hafr. İnş. Ltd. Şti, ... ve dahili davalı ... (...) Sigorta A.Ş."ne geri verilmesine 15/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.