15. Ceza Dairesi 2019/210 E. , 2020/10395 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Dolandırıcılık
HÜKÜM : TCK"nın 157/1, 168/2, 62, 53, 52/2, 58/6. maddeleri gereğince mahkumiyet
Sanığın basit dolandırıcılık suçundan mahkumiyetine ilişkin hüküm, sanık tarafından temyiz edilmekle, dosya incelenerek gereği düşünüldü;
Sanığın üzerine atılı 5237 sayılı TCK’nın 157. maddesinde düzenlenen basit dolandıcılık suçunun uzlaştırma kapsamında olması nedeniyle dosyanın uzlaşma bürosuna gönderildiği ancak usulüne uygun uzlaşma teklifine rağmen tarafların uzlaşamadıkları belirlenerek yapılan incelemede;
Sanığın telefonla daha önce kendisinden saman satın almış olan katılanı arayıp saman satın almak isteyip istemediğini sorduğu, katılanın saman almayı kabul ettiği, iki gün sonra sanığın katılanı arayıp aracı ile samanlarla birlikte yolda kaldığı ve acil paraya ihtiyacı olduğu yönünde beyanda bulunduğu, sanığın beyanına inanan katılanın iki seferde olmak üzere toplam 1.200 TL parayı sanığın posta çeki hesabına yatırdığı, sanığın bu şekilde katılandan para temin etmek ve satacağını vaadettiği samanları vermemek suretiyle katılanı kandırdığı ve üzerine dolandırıcılık suçunu işlediği iddia edilen olayda; sanık her ne kadar savunmalarında suçlamayı kabul etmediğini beyan etse de; katılan ve tanıkların beyanları, Kütahya PTT Merkez Müdürlüğü’nün 28/01/2016 tarihli yazı cevabı, uzlaştırmanın sağlanamadığına dair rapor ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; sanığın eylemi sonucu dolandırıcılık suçunun sübut bulduğu gerekçesine dayanan mahkemenin kabulünde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Mahkeme kararında hükmedilen adli para cezası için “ödenmeyen adli para cezasının hapse çevrilebileceği ve 5275 sayılı kanunun 106/3. maddesi gereğince infaz edilebileceğinin ihtarına” şeklinde beyan edildiği, tebliğnamede belirtildiği gibi “adli para cezasının ödenmemesi halinde hapse çevrileceğinin ihtarı” şeklinde ifade edilmediği; kaldı ki Ceza Genel Kurulu"nun 23/01/2018 tarihli ve 2015/8-962, 2018/16 karar numaralı ilamında belirtildiği üzere, hükmedilen adli para cezasının ödenmemesi durumunda hapse çevrileceği ihtarının infaz yetkisini kısıtlayıcı nitelikte olmaması, infaz aşamasında da resen gözetilebileceği anlaşıldığından tebliğnamenin bu yöndeki düzelterek onama düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Bozmaya uyularak yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya kapsamına göre; sanığın sair temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Dairemizin 21/12/2017 tarih ve 2017/37071 Esas, 2017/28762 Karar sayılı bozma ilamına konu Kütahya (kapatılan) 5. Asliye Ceza Mahkemesi’nin 26/05/2016 tarih ve 2016/82 Esas, 2016/574 Karar sayılı ilk hükümde sanık hakkında hüküm kurulurken sanığın mükerrir olması nedeniyle cezanın 1. kez mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine karar verildiği ve anılan hükmün sanık tarafından temyiz edilip aleyhe temyiz bulunmaması nedeniyle, bu hususun 5320 sayılı Kanunun 8. maddesi uyarınca halen uygulanmakta olan 1412 sayılı CMUK"un 326/son maddesi gereğince sanık yönünden kazanılmış hak teşkil ettiği gözetilmeden, sanık aleyhine hüküm doğuracak şekilde bozma ilamından sonra yapılan yargılama sonunda, sanık hakkında dolandırıcılık suçundan 5237 sayılı TCK’nın 58/6.maddesi uyarınca cezanın 2. kez mükerrirlere özgü infaz rejimine göre çektirilmesine hükmedilerek CMUK"nun 326/son maddesinde düzenlenen kazanılmış hak ilkesinin ihlal edilmesi,
Kanuna aykırı olup, sanığın temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, hükmün 5320 sayılı Kanun"un 8.maddesi uyarınca uygulanması gereken CMUK"nın 321. maddesi gereğince BOZULMASINA, ancak bu aykırılığın yeniden yargılama yapılmaksızın aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca düzeltilmesi mümkün bulunduğundan; hükümden 5237 sayılı TCK’nın 58. maddesinin uygulanmasına ilişkin kısmındaki “2. kez” ibaresinin çıkarılması suretiyle sair yönleri usul ve yasaya uygun olan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 21/10/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.