11. Hukuk Dairesi 2018/2964 E. , 2019/7755 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Bakırköy 6. Asliye Ticaret Mahkemesi"nce verilen 19/04/2016 gün ve 2014/198 - 2016/372 sayılı kararı onayan Daire"nin 04/04/2018 gün ve 2016/9836 - 2018/2420 sayılı kararı aleyhinde davacı vekili tarafından karar düzeltilmesi isteğinde bulunulmuş ve karar düzeltme dilekçesinin süresi içinde verildiği de anlaşılmış olmakla, dosya için düzenlenen rapor dinlenildikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra gereği konuşulup düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkili şirketin "Selenia WR" adlı ürünü 3.2 litrelik ambalajında piyasaya sürdüğünü, piyasada böyle bir ambalajın bulunmadığını, Fiat araçlarının 1.3 litrelik multi jet motorlarında bir kullanımlık kolay tüketimi sağlamak amacıyla ambalajın hazırlandığını, ancak davalının aynı yazı karakteri ve benzer renkler kullanmak suretiyle ambalajı taklit ettiğini, Fiat Grup tarafından sadece davacıya verilen CTR kodunu da yazdığını, davalının bu eylemlerinin tüketiciyi yanıltıp haksız rekabete sebebiyet verdiğini, davalı ürünündeki yağın ambalajda belirtilen yağ ile aynı nitelikte olmadığını ileri sürerek dava konusu fiillerin haksız rekabet teşkil ettiğinin tespitini, haksız rekabetin önlenmesini, haksız rekabet teşkil eden ürünlerin toplatılmasını, imhasını, şimdilik 5.000.- TL maddi, 5.000.- TL manevi tazminatın tahsilini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davanın reddine dair verilen kararın davacı vekilince temyiz edilmesi üzerine karar Dairemizce onanmıştır.
Davacı vekili, bu kez karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
1-) Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisini ihtiva etmeyen aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair karar düzeltme isteğinin reddi gerekir.
2-) Dava, haksız rekabetin tespiti, önlenmesi, maddi ve manevi tazminatın tahsili istemine ilişkindir. 6102 sayılı TTK"nın 54/2. maddesinde rakipler arasında veya tedarik edenlerle müşteriler arasındaki ilişkileri etkileyen aldatıcı veya dürüstlük kuralına diğer şekillerdeki aykırı davranışlar ile ticari uygulamaların haksız ve hukuka aykırı olduğu belirtildikten sonra aynı Kanunun 55/(1)a-2. bendinde "Kendisi, ticari işletmesi, işletme işaretleri, malları, iş ürünleri, faaliyetleri, fiyatları, stokları, satış kampanyalarının biçimi ve iş ilişkileri hakkında gerçek dışı veya yanıltıcı açıklamalarda bulunmak" şeklindeki aldatıcı reklam niteliğindeki davranışlar da haksız rekabet eylemlerinin başlıcaları arasında sayılmıştır. Keza 9. bentte, “Malların, iş ürünlerinin veya faaliyetlerin özelliklerini, miktarını, kullanım amaçlarını, yararlarını veya tehlikelerini gizlemek ve bu şekilde müşteriyi yanıltmak” eylemi de haksız rekabetin diğer bir türü olarak düzenlenmiştir.
Bir tacirin, ticari bir menfaat elde etmek amacıyla, bizzat veya her türlü iletişim vasıtasıyla (radyo, TV, basın, internet, afiş, broşür vs.) hedef tüketici kitlesine yönelik tanıtım, beyan ve açıklamaları ticari reklam mahiyetindedir. Ticari dürüstlük kuralı uyarınca, reklamların gerçeğe uygun ve objektif olmayan, başkasının tanınmışlığından haksız yararlanılma niteliği bulunmayan ve aldatıcı niteliği bulunmayan beyan ve ifadeler içermesi gerekir. Her tacirin satışa sunduğu ürünlerin genel özelliklerini ve üstün yanlarını öne çıkarmasında yasaya aykırı bir davranış niteliğinde değildir. Ancak ticari reklamda, bir ürüne ait her hangi bir somut özellik veya objektif üstünlük iddiası ileri sürülüyorsa dürüstlük kuralı gereği bu özelliğin daha reklamın en başında ispat edilmiş olması gerekir. Diğer bir anlatımla, ancak somut özellikleri ispat edici her hangi bir objektif ve bilimsel bir tespit ve rapor olmadan ticari reklamlarda bu özelliğin öne çıkarılması dürüstlük kuralına aykırı olacaktır. Ayrıca reklamda, TTK 55/1-9 maddesi uyarınca, malların özellikleri, miktarı, kullanım amaçları, yararları konusunda müşteriler yanıltılmamalı ve hatta ürüne yönelik tehlikeler de gizlenmemelidir.
Somut olayda, davacı tarafça; davaya konu ürünün ambalajında "SAE 5W40" ibaresine yer vererek kutu ambalajı içindeki ürünün "5W40" viskozite değerinde olduğunun iddia edildiği, oysa sunulan labaratuvar analiz sonuçlarına göre ürünün eski tip vasıtalarda ve ağır hizmet araçlarında kullanılan düşük kaliteli, "15W40" viskozite seviyesine sahip olduğu ileri sürüldüğüne göre, Mahkemece, ambalajdaki bu açıklamanın, yukarıdaki ilkeler doğrultusunda yanıltıcı ve aldatıcı reklam niteliğinde olup olmadığı ve bu nedenle haksız rekabet teşkil edip etmediği konusunda her hangi bir inceleme ve değerlendirme yapılmaksızın eksik incelemeye dayalı olarak, bu iddia yönünden de yazılı şekilde davanın reddine karar verilmesi doğru görülmemiş ve bu iddia yönünden davacı vekilinin karar düzeltme itirazlarının kabulü ile Dairemizin 04.04.2018 tarihli 2016/9836 Esas - 2018/2420 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına ve hükmün davacı yararına bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı vekilinin HUMK 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirini ihtiva etmeyen diğer karar düzeltme istemlerinin REDDİNE, (2) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin karar düzeltme isteminin kabulü ile Dairemizin 04.04.2018 tarihli, 2016/9836 Esas- 2018/2420 Karar sayılı onama ilamının kaldırılmasına ve hükmün davacı yararına BOZULMASINA, ödediği temyiz peşin, temyiz ilam ve karar düzeltme harçlarının isteği halinde karar düzeltme isteyen davacıya iadesine, 03/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.