Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2017/96
Karar No: 2019/9400
Karar Tarihi: 15.10.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2017/96 Esas 2019/9400 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2017/96 E.  ,  2019/9400 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın kısmen kabulüne, birleşen davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ve asıl davada davalı ... Sigorta A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    - K A R A R -
    Davacılar vekili asıl davada; 21/08/2013 tarihinde, ... , sevk ve idaresindeki ... plakalı aracı ile davalılardan ... Nakliyat San. Tic. Ltd.Şti"ne ait, ... yönetimindeki tırın çarpışması sonucu meydana gelen kazada hayatını kaybettiğini, kazanın oluşumunda tır sürücüsünün kusurlu olduğunu, müvekkillerinin desteği ... birçok ilçede kaymakamlık yapmış genç, başarılı ve mesleki geleceği parlak bir bürokrat olduğunu, müteveffanın eşi ... ile çocukları ... ve ... destekten yoksun
    kaldıklarını, ailesinin manevi olarak büyük üzüntü duyduğunu, kazaya karışan ... plakalı aracın davalılardan ... Sigorta A.Ş."ye Zorunlu Mali Mesuliyet, ... Sigorta A.Ş."ye Kasko Sigorta Poliçeleri ile ... plakalı aracın ise davalılardan ... Sigorta A.Ş."ye Zorunlu Mali Mesuliyet Sigorta Poliçeleri ile sigortalı bulunduğunu belirterek, fazlaya ilişkin haklarını saklı tutarak davacı eş ... için 5.000,00 TL destekten yoksun kalma, 5.000,00 TL araç pert bedeli, 90.000,00 TL manevi, çocukları ... ve ... için ayrı ayrı 5.000,00 TL destekten yoksun kalma, 60.000,00 TL manevi, babası ... için 30.000,00 TL manevi, kardeşleri ..., ..., ... için ayrı ayrı 20.000,00 TL manevi tazminatın ölüm tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini, birleşen davada ise; aynı kaza nedeniyle fazlaya ilişkin haklar saklı kalmak kaydıyla, davacı eş ... için 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının ve ... plakalı aracın 5.000,00 TL pert bedelinin, davacı çocuklar ... ve ... için 5.000,00"er TL destekten yoksun kalma tazminatının, kaza tarihi olan 21/08/2013 tarihinden itibaren işleyecek ticari avans faiziyle birlikte davalıdan poliçe limitiyle sınırlı olmak kaydıyla tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalılar vekilleri; davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre asıl davada; davacının hasar bedeline yönelik tazminat davasının konusu kalmadığından bu davanın esası hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davacı ... tarafından davalılar ... Nakliye Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti., ..., ... Sigorta ve ... Sigorta A.Ş."ne karşı açılan maddi tazminat davalarının reddine, davacı ... tarafından davalılar ... Nakliye Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti., ..."a karşı açılan manevi tazminat davalarının reddine, davacı ... tarafından davalı ... Sigorta A.Ş."ne karşı açılan maddi tazminat davasının kabulüne, manevi tazminat davasının kısmen kabulü ile 20.000,00 TL maddi, 5.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine, davacılar ... ve ... tarafından davalılar ... Nakliye Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti., ... ve ... Sigorta A.Ş. hakkında açılan davanın reddine, davacılar
    ... ve ... tarafından davalı ...Ş. hakkında açılan maddi tazminat davasının kabulü ile davacıların her biri için 125.000,00"er TL"nin 24/10/2013 temerrüt tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak bu davacılara verilmesine, davacılar ... ve ... tarafından davalı ... Sigorta A.Ş. hakkında açılan maddi tazminat davalarının kabulü ve manevi tazminat davalarının kısmen kabulü ile davacıların her biri için 15.000,00"er TL maddi, 5.000,00"er TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak bu davacılara verilmesine, davacılar ..., ..., ... ve ... tarafından davalı ... Sigorta A.Ş. hakkında açılan manevi tazminat davalarının kısmen kabulü ile her bir davacı için 4.000,00 TL"nin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte bu davalıdan alınarak bu davacıya verilmesine, birleşen davanın ise reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile asıl davada davalı ... Sigorta A.Ş. vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    10.04.1992 Gün 7/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı, hakimin tefhim etmiş olduğu kısa kararla gerekçeli kararın uyum içinde olmasını öngörmektedir. Kısa kararda hükmedilmeyen bir yükümlülüğün gerekçeli kararda hüküm altına alınmış olmasının çelişki teşkil etmediğini söylemek mümkün değildir. Yargı erkinin görev ve yetkisi, Anayasa ile yasaları amaçlarına uygun olarak yorumlayıp uygulamak, keza İBK"nın bağlayıcılığını gözetmekten ibarettir. Kısa kararla gerekçeli karar arasındaki çelişkiye cevaz verilmemesinin amacı, kamunun mahkemelere olan güveninin sarsılmamasına yöneliktir. Tefhim edilen hüküm başka, gerekçeli karardaki hüküm başka ise bu durumun mahkemelere olan güveni sarsacağı tartışmasızdır. Öyle ki İBK ile bu konuya çok büyük bir önem verilmiş, çelişkinin varlığı tespit edildiği takdirde başka bir incelemeye gerek görülmeksizin ve tarafların bu konuyu temyiz sebebi yapıp yapmadıklarına bakılmaksızın kararın salt bu nedenle bozulması gerektiğine işaret edilmiştir.
    Diğer taraftan 1086 sayılı HUMK"nun 381-389. maddelerinde (6100 sayılı HMK"nın 294-297. maddeleri), hükmün tefhimi, nasıl tesis edileceği ve sonrasında kararın nasıl yazılacağı etraflıca düzenlenmiştir. HUMK’nun 388. maddesinde (HMK"nın 297/II maddesi); hüküm sonucu kısmında, gerekçeye
    ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, istek sonuçlarından her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, mümkünse sıra numarası altında birer birer, açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesinin zorunlu olduğu açıklanmıştır. Başka bir anlatımla, tesis edilen hüküm, infazı kabil ve uygulanabilir olmalıdır.
    Bu hükümler yargıda açıklık ve netlik prensibinin gereği ve kamu düzeni ile ilgili olup, Yasanın aradığı anlamda oluşturulacak kısa ve gerekçeli kararların hüküm fıkralarının açık, anlaşılır, çelişkisiz, uygulanabilir olmasının gerekliliği kadar, kararın gerekçesinin de, sonucu ile tam bir uyum içinde, ifadeleri özenle seçilmiş ve kuşkuya yer vermeyecek açıklıkta olması zorunludur.
    Yargıtay"ın hukuka uygunluk denetimini yapabilmesi için de ortada usulüne uygun şekilde oluşturulmuş bir hükmün bulunması gerektiği açıktır.
    Somut uyuşmazlıkta; yerel mahkemenin yargılamayı sonuçlandırdığı 13/07/2016 tarihli kısa kararda, 10 nolu bentte davalı ...Ş. olarak belirtilen sigorta şirketinin ... Sigorta A.Ş. olduğu, karar içeriği itibariyle de, ... Sigortanın ZMSS sigortacısı, ... Sigorta ise kasko sigortacısı olup, ... Sigortadan limit kapsamında karşılanamayan zararın ... Sigortadan karşılanacağı, ... yönünden 8. bentte ... Sigorta için limit kapsamında rakamın yazılı olduğu, yine ... yönünden 15.000,00TL"lik limitin 9. bentte açık olduğu, 10. bentte ... olarak belirtilen durumun ... Sigorta AŞ olduğunun dosya kapsamı itibariyle sabit olduğu, bentler yazılırken davalı olarak ... Sigorta A.Ş."nin tekrar belirtildiği ve Mahkemece; bu durum maddi hataya ilişkin olduğundan, kısa karar gerekçeli karar çelişkisi sayılamayacağından bahisle, gerekçeli kararda 10 nolu bentte davalı "... Sigorta A.Ş." olarak yazılan ibareler "... Sigorta A.Ş." olarak düzeltilerek hüküm fıkrası yazılmış ise de, hükmün tavzihi ile tashihi şartları, 6100 sayılı HMK"nun 304. ve 305. maddelerinde düzenlenmiş olup; tashih için karar içeriğinden anlaşılan ancak basit hesap ya da yazım hatası nedeniyle hükümde oluşan bir hatanın bulunması; tavzih için ise, açık olmayan ya da birbiriyle çelişkili olan hüküm kısımlarının bulunması gerekmektedir. Bu itibarla, ne tavzih ne de tashih yoluyla, mahkemenin tefhim ettiği kısa kararında yer almayan yeni bir yükümlülüğün res"en tahsis yoluyla taraflara yüklenmesi ya da bir hakkın taraflara sağlanması mümkün değildir.
    İfade olunan kısa kararın yukarıda anılan bentlerdeki taraf isimlerinin, gerekçeli kararda değiştirilmesine ilişkin olarak yapılacak bir usul işlemine cevaz veren yasal düzenlemenin bulunmadığı, yerel mahkemece re"sen yapılan tahsis işleminin, hükmün değiştirilmesi mahiyetinde olduğu ve davalıların yükümlülüklerini değiştirdiği, hakimin dosyadan el çekmesinden sonra, hükümde anılan tarzda bir değişiklik yapma yetkisinin bulunmadığı da dikkate alındığında; kısa karardaki tarafların ve yükümlülüklerinin, gerekçeli kararın re"sen tahsisi suretiyle, kısa karar ile gerekçeli kararın hüküm fıkraları arasında çelişki yaratıldığı açıktır.
    Bu durum, Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 294/3. maddesine aykırılık teşkil ettiğinden 10.4.1992 gün ve 1991/7 Esas-1992/4 Karar Sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Büyük Genel Kurulu Kararı uyarınca, kısa karar ile gerekçeli karar arasındaki çelişkinin giderildiği bir hüküm kurulmak üzere kararın bozulmasına karar vermek gerekmiştir.
    2-Bozma neden ve şekline göre; davacılar vekili ile asıl davada davalı ... Sigorta A.Ş. vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ:Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan ve resen görülen nedenlerle, hükmün BOZULMASINA; (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, bozma nedeni ve şekline göre; davacılar vekili ve asıl davada davalı ... Sigorta A.Ş. vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına; peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ve asıl davada davalı ... Sigorta A.Ş"ye geri verilmesine 15/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi