MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Silahla tehdit
HÜKÜM : Mahkumiyet

Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle, başvurunun süresi ve kararın niteliği ile suç tarihine göre, ..."in, yalnızca sanık sıfatıyla temyiz talebinde bulunduğu belirlenerek dosya görüşüldü:
Temyiz isteğinin reddi nedenleri bulunmadığından işin esasına geçildi.
Vicdani kanının oluştuğu duruşma sürecini yansıtan tutanaklar, belgeler ve gerekçe içeriğine göre yapılan incelemede başkaca nedenler yerinde görülmemiştir.
Ancak;
1-Sanığın aşamalarda babası ile müşteki ... arasındaki alacak verecek meselesinden haberinin olmadığını, müştekinin olay tarihinden önce de evine gelerek kendisinden borcunu istediğini, teminat olarak motosikletini verdiğini, daha sonra yine yanında tanımadığı biriyle eve gelip bu sefer de borca karşılık senet istediğini, senet vermemesi üzerine de olay günü tekrar evine geldiğini beyan etmesi karşısında; alacak meselesinin müşteki ile sanığın babası arasında olması, bu alışverişten sanığın haberinin bulunmaması ve müştekinin borcunu istemek için birden fazla kez sanığın evine gitmesi hususu da dikkate alınarak; olayın çıkış sebebi ve gelişimi üzerinde durup sonucuna göre, TCK"nın 29. maddesindeki haksız tahrik hükmünün sanık hakkında uygulanıp uygulanmayacağının tartışılmaması,
2-Anayasa Mahkemesi’nin karar tarihinden sonra 24/11/2015 günlü Resmi Gazete’de yayımlanan 08/10/2015 gün ve 2014/140 esas, 2015/85 sayılı, TCK"nın 53. maddesinin bazı bölümlerinin iptaline ilişkin kararın ve TCK"nın 53/1-c maddesinde düzenlenen hak yoksunluğunun uygulanma süresi ve şeklinin Kanunda öngörülen biçimde gözetilmesi zorunluluğu,
Kanuna aykırı ve sanık ... ile müdafiinin temyiz itirazları bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, HÜKMÜN 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, yargılamanın bozma öncesi aşamadan başlayarak sürdürülüp sonuçlandırılmak üzere dosyanın esas/hüküm mahkemesine gönderilmesine, 15/09/2020 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.