Esas No: 2021/18836
Karar No: 2022/3395
Karar Tarihi: 07.06.2022
Danıştay 2. Daire 2021/18836 Esas 2022/3395 Karar Sayılı İlamı
Danıştay 2. Daire Başkanlığı 2021/18836 E. , 2022/3395 K."İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
İKİNCİ DAİRE
Esas No : 2021/18836
Karar No : 2022/3395
TEMYİZ EDEN (DAVACI) : ...
VEKİLİ : Av. ...
KARŞI TARAF (DAVALILAR) : 1- ... Bakanlığı
VEKİLİ : Av. ...
2-... Genel Komutanlığı
VEKİLİ : Av. ...
İSTEMİN KONUSU : ... İdare Mahkemesince verilen ... günlü, E:... , K:... sayılı kararın, dilekçede yazılı nedenlerle 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesi uyarınca temyizen incelenerek bozulması isteminden ibarettir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava Konusu İstem : Dava; Jandarma ... olarak görev yapmakta iken emekli olan davacı tarafından, Jandarma Genel Komutanlığı ve Milli Savunma Bakanlığınca 2010, 2011, 2012, 2013 ve 2014 yıllarında Yüksek Askeri Şura hazırlık döneminde hukuka aykırı işlemler gerçekleştirilerek zarara uğratıldığı iddiasıyla fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile her bir davalı aleyhine ayrı ayrı olmak üzere 1,00-TL maddi ve 1,00-TL manevi tazminata hükmedilmesi ve maddi tazminata yasal faiz işletilmesi istemiyle açılan davanın süre aşımı nedeniyle reddine ilişkin Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 3. Dairesinin ... günlü, E:..., K:... sayılı kararının yargılamanın yenilenmesi suretiyle kaldırılarak davanın kabulüne karar verilmesi istemiyle açılmıştır.
İlk Derece Mahkemesi Kararının Özeti : ... İdare Mahkemesinin temyize konu kararıyla; davacının, 26/02/2015 tarihinde Askeri Yüksek İdare Mahkemesinde kayda geçen dava dilekçesinde, Yüksek Askeri Şura hazırlık çalışmaları sırasında Milli Savunma Bakanlığı ve Jandarma Genel Komutanlığı tarafından yapılan işlemler ile maddi ve manevi zarara uğramasından dolayı fazlaya ilişkin ve bilgisi dışındaki idari işlemlere ilişkin itirazları dahil tüm yasal hakları saklı kalmak üzere 1,00 (Bir) TL maddi, 1,00 (Bir) TL manevi tazminatın hüküm altına alınmasına karar verilmesini talep ettiği; Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 3. Dairesinin ... günlü, E:..., K:... sayılı kararıyla davanın süre aşımı nedeniyle reddine hükmedildiği, diğer taraftan, davacının Askeri Yüksek İdare Mahkemesi'nin tarafsız ve bağımsız olmadığı iddiasıyla Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yaptığı bir başvurunun bulunmadığı; yargılamanın yenilenmesi sebepleri 2577 sayılı Kanun'un Geçici 9. maddesi ile ve 53. maddesinde sınırlı sayı ilkesi uyarınca tahdidi olarak sayıldığından, yargılamanın yenilenmesi sebeplerinin genişletici yoruma tabi tutulamayacağı; olağanüstü bir kanun yolu olan yargılamanın yenilenmesine ancak sınırlı olarak sayılan bu şartlar gerçekleştiğinde başvurulabileceği, uyuşmazlıkta; 2577 sayılı Kanun'un 53. ve Geçici 9. maddelerinde sayılan şartların gerçekleşmediği anlaşıldığından, Kanun'da sayılan sebeplerden herhangi birine uymayan yargılamanın yenilenmesi talebinin kabul edilmesinin mümkün bulunmadığı sonucuna varıldığı gerekçesiyle yargılamanın yenilenmesi isteminin reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacı tarafından; Askeri Yüksek İdare Mahkemesi tarafından verilen davanın süreaşımı nedeniyle reddine ilişkin kararda hangi kanun yoluna ve merciye başvurulacağının ve başvuru süresinin gösterilmediği, bu nedenle istinaf veya temyiz yoluna gidebilmek için usulüne uygun bir bildirim olmadığı için sürenin de başlamamış olacağı, Jandarma Genel Komutanlığının en başarılı ve liyakatli subaylarından biri olduğu, görevlerindeki başarıları ve sicil safahatı ile yapılan Yüksek Askeri Şura değerlendirme anketlerinde ilk sırada olduğu halde generalliğe terfi ettirilmediği, meslek hayatının son yıllarında çalıştığı birimlerde çeşitli haksızlıklara, yıldırmalara ve ruhsal tacize maruz kaldığı, daha uzun süre çalışmayı planlamasına rağmen kendisine uygulanan haksız eylem ve işlemler nedeniyle erken emekli olmak zorunda bırakıldığı, ruh sağlığının bozulduğu, mesleki itibarının zedelendiği, mobbinge maruz kaldığı, tarafından açılan davanın tam yargı davası olduğu, İYUK'a göre tam yargı davasının 1 ve 5 yıllık zamanaşımı sürelerine tabi olduğu, bu nedenle davanın henüz zamanaşımına uğramadığı,maruz kaldığı mobbinnglerin FETÖ tarafından yapıldığının ortaya çıktığı, milli ve manevi değerlere sahip Türk subaylarının uğradıkları, maruz kaldıkları haksızlıkların ... ve ... Ceza Dairelerinin kararlarıyla sübut bulduğu ileri sürülerek Mahkeme kararının bozulması istenilmektedir.
İDARELERİN CEVAPLARI :
... Bakanlığının Cevabı : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
... Genel Komutanlığının Cevabı : Temyiz isteminin reddi gerektiği savunulmaktadır.
DANIŞTAY TETKİK HAKİMİ : ...
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile usul ve yasaya uygun olan İdare Mahkemesi kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay İkinci Dairesince, Tetkik Hakiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
HUKUKİ DEĞERLENDİRME :
İdare ve vergi mahkemelerinin nihai kararlarının temyizen bozulması, 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 49. maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı halinde mümkündür.
Temyizen incelenen karar usul ve hukuka uygun olup, dilekçede ileri sürülen temyiz nedenleri kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. DAVACININ TEMYİZ İSTEMİNİN REDDİNE,
2. ... İdare Mahkemesince verilen ... günlü, E:..., K:... sayılı kararın ONANMASINA,
3. Temyiz giderlerinin istemde bulunan davacı üzerinde bırakılmasına,
4. Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
5. 2577 sayılı Kanun'un (Geçici 8. maddesi uyarınca uygulanmasına devam edilen) 54. maddesinin 1. fıkrası uyarınca bu kararın tebliğ tarihini izleyen günden itibaren (15) onbeş gün içinde Danıştayda karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 07/06/2022 tarihinde oyçokluğuyla karar verildi.
(X) KARŞI OY :
2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun "Yargılamanın yenilenmesi" başlıklı 53. maddesinin (1.) fıkrasında, "(Değişik birinci cümle:5/4/1990-3622/22 md.) Danıştay ile bölge idare, idare ve vergi mahkemelerinden verilen kararlar hakkında, aşağıda yazılı sebepler dolayısıyla yargılamanın yenilenmesi istenebilir.
a) Zorlayıcı sebepler dolayısıyla veya lehine karar verilen tarafın eyleminden doğan bir sebeple elde edilemeyen bir belgenin kararın verilmesinden sonra ele geçirilmiş olması,
b) Karara esas olarak alınan belgenin, sahteliğine hükmedilmiş veya sahte olduğu mahkeme veya resmi bir makam huzurunda ikrar olunmuş veya sahtelik hakkındaki hüküm karardan evvel verilmiş olup da, yargılamanın yenilenmesini isteyen kimsenin karar zamanında bundan haberi bulunmamış olması,
c) Karara esas olarak alınan bir ilam hükmünün, kesinleşen bir mahkeme kararıyla bozularak ortadan kalkması,
d) Bilirkişinin kasıtla gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunun mahkeme kararıyla belirlenmesi,
e) Lehine karar verilen tarafın, karara etkisi olan bir hile kullanmış olması,
f) Vekil veya kanuni temsilci olmayan kimseler ile davanın görülüp karara bağlanmış bulunması,
g) Çekinmeye mecbur olan başkan, üye veya hakimin katılmasıyla karar verilmiş olması,
h) (Değişik:10/6/1994-4001/23 md.) Tarafları, konusu ve sebebi aynı olan bir dava hakkında verilen karara aykırı yeni bir kararın verilmesine neden olabilecek kanuni bir dayanak yokken, aynı mahkeme yahut başka bir mahkeme tarafından önceki ilamın hükmüne aykırı bir karar verilmiş bulunması,
ı) (Ek:15/7/2003-4928/6 md.) Hükmün, İnsan Haklarını ve Ana Hürriyetleri Korumaya Dair Sözleşmenin veya eki protokollerin ihlâli suretiyle verildiğinin, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesinin kesinleşmiş kararıyla tespit edilmiş olması (Ek ibare : 25/7/2018-7145/4 md.) veya hüküm aleyhine Avrupa İnsan Hakları Mahkemesine yapılan başvuru hakkında dostane çözüm ya da tek taraflı deklarasyon sonucunda düşme kararı verilmesi." nedenlerinden biri ile yargılamanın yenilenmesinin istenebileceği; (2.) fıkrasında, yargılamanın yenilenmesi isteklerinin esas kararı vermiş olan mahkemece karara bağlanacağı; 4928 sayılı Kanun'la değişik (3). fıkrasında, yargılamanın yenilenmesi süresinin, (1) numaralı fıkranın (h) bendinde yazılı sebep için on yıl, (1) numaralı fıkranın (ı) bendinde yazılı sebep için Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararının kesinleştiği tarihten itibaren bir yıl ve diğer sebepler için altmış gün olduğu, bu sürelerin, dayanılan sebebin istemde bulunan yönünden gerçekleştiği tarihi izleyen günden başlatılarak hesaplanacağı kuralına yer verilmiştir. Aynı Kanun'un 6545 sayılı Kanun ile değişik "Yargılamanın yenilenmesi usulü" başlıklı 55. maddesinde ise, isteğin ilişkin olduğu konu, diğer bir daire veya mahkemenin görevine girmiş ise kararın bu daire veya mahkemece verileceği, karşı tarafın savunması alındıktan sonra isteklerin inceleneceği ve kanunda yazılı sebeplerin varlığı durumunda davaya yeniden bakılarak karar verileceği, yargılamanın yenilenmesi istemlerinin, kanunda yazılı sebeplere dayanmaması durumunda ise istemin reddine karar verileceği ve yargılamanın yenilenmesi istemlerinde duruşma yapılmasının, görevli daire veya mahkemenin kararına bağlı olduğu hükme bağlanmıştır.
Bir yargı kararı, yasalarda belirlenen usullere uygun olarak verildikten, itiraz ya da yasa yollarından geçerek veya bunlara ilişkin başvuru süreleri sona ererek kesinleştikten sonra değişmez bir nitelik kazanır. Yargı kararlarının bu değişmezlik kuvvet ve niteliğine “kesin hüküm” denilmektedir [TELLİ S. Tekin, “İdari Yargıda Kesin Hüküm”, İdare Hukuku ve İdari Yargı ile İlgili İncelemeler I, Ankara 1976, s. 103]. Yargı yerlerinin bu şekilde verdiği kararlar kesin hüküm halini alınca, hukuksal gerçek olarak kabul edilir. Kararı veren mahkeme de dahil olmak üzere hiçbir merci kural olarak (yargılamanın yenilenmesi hariç) bu karara dokunamaz. Bu durum hukuki barışın ve yargıya güvenin amaçlanmasının bir sonucudur. Kesin hükümler, yargılamanın iadesi yoluyla ortadan kaldırılmadıkça tarafları bakımından varlığını ve hukuki sonuçlarını muhafaza eder. Bu yön kamu düzenine taalluk edip re’sen dikkate alınması gereken bir husustur.
Ancak bu kuralın mutlak olarak uygulanması adaletin gerçekleşmesine ters düşebilir. Kararın gerçeğe aykırı olduğu, kesin hükümden sonra yeniden bir muhakemenin yapılmasını haklı gösterecek önemde bir hatanın yapılmış olduğu sonradan anlaşılabilir. Bu durumda ortada bir kesin hüküm vardır denilerek, karara dokunulmaması, başka bir haksızlık teşkil edecektir. Yargılama faaliyeti sonucunda verilen hükümde hata yapılmışsa, hüküm gerçeğe aykırılık teşkil ediyorsa, kesin hüküm, bu gerçeğe tercih edilerek başka bir adaletsizliğe mahal vermek kabul edilemez. İşte bu gibi durumlarda, kanunda sayılmış sebeplere dayanılarak, kesin hükmün ortadan kaldırılarak davanın yeniden görülmesini sağlamak üzere, yargılamanın yenilenmesi denilen kanun yolu hukuk sistemlerinde kabul edilmiştir [GÖZÜBÜYÜK A. Şeref/TAN Turgut, İdare Hukuku C. II, İdari Yargılama Hukuku, Ankara 1999, s. 1082].
Yargılamanın yenilenmesi kanun yolu, kesinleşmiş bir karara karşı öngörülmüş olduğu için, gerek literatürde gerekse Danıştayın istikrar kazanan içtihatlarında olağanüstü bir kanun yolu olarak nitelendirilmektedir [aynı yönde bknz. GÖZÜBÜYÜK/TAN, age., s. 1023; KURU Baki, Hukuk Muhakemeleri Usulü El Kitabı, İstanbul 1995, s. 762. ].
Yukarıda yer verilen 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 53. maddesinde, yargılamanın yenilenmesi sebepleri sayma yoluyla belirlenmiştir. Öğreti ve yargı içtihatlarında, tahdidi olarak sayılan bu selepler dışında herhangi bir nedenle yargılamanın yenilenmesi talebinde bulunulamayacağı gibi, kıyas yoluyla da bu sebeplerin genişletilemeyeceği konusunda fikir birliği bulunmaktadır.
Buna göre, yargılamanın yenilenmesi istemiyle başvuru yapıldığında kanunda yazılı sebepler varsa davaya yeniden bakılarak karar verilecek, yargılamanın yenilenmesi istemleri, kanunda yazılı sebeplere dayanmıyor ise, istemin reddine karar verilecektir. Bununla birlikte yargılamanın yenilenmesi talebi kabul edilmedikçe, daha önce verilmiş ve kesin hüküm niteliğini kazanmış olan karar varlığını sürdürecek, değişmezlik kuvvet ve niteliğini devam ettirecektir.
Bir hüküm kesinleşmedikçe ona karşı yargılamanın yenilenmesi yoluna gidilemeyeceği gibi, kural olarak, sadece esasa ilişkin nihai kararlara karşı, hüküm aleyhine olan tarafça bu yola başvurulabilir.
Nitekim, 2577 sayılı Kanun'un 53/2. maddesinde, "Yargılamanın yenilenmesi istekleri esas kararı vermiş olan mahkemece karara bağlanır." hükmü ile, yargılamanın yenilenmesi yoluna başvuru yapılabilecek kararlar açısından bir sınırlandırmaya gidildiği, bir başka ifadeyle, yargılamanın yenilenmesi isteminde bulunulabilmesi için, ilk derece mahkemesi sıfatıyla verilen ve davanın tarafları arasındaki maddi uyuşmazlığı çözümleyen nitelikte bir karar olması gerektiği vurgulanmıştır. (Danıştay Beşinci Dairesinin 19/12/1995 günlü, E:1995/4339, K:1995/4159; Danıştay Vergi Dava Daireleri Kurulunun 11/06/1999 günlü, E:1998/385, K:1999/339; Danıştay İdari Dava Daireleri Kurulunun 16/02/2015 günlü, E:2013/4669, K:2015/406 sayılı karar gerekçeleri de bu yöndedir.) Kaldı ki, 2577 sayılı Yasa'nın 53. maddesindeki 05/04/1990 günlü, 3622 sayılı Kanun değişikliğinin tasarı gerekçesi, "Kanunun 53 üncü maddesine göre, bölge idare mahkemesi kararlarına karşı yargılamanın yenilenmesi istenememektedir. Yerine göre işin esası hakkında karar veren bölge idare mahkemesi kararlarına karşı da yargılamanın yenilenmesinin istenebilmesi uygun olacağından 53 üncü maddede bunu sağlayacak değişiklik yapılmaktadır." şeklinde olup, bu değişiklikten de anlaşıldığı üzere, ancak işin esası hakkında verilen ve maddi uyuşmazlığı çözümleyen kararlara karşı yargılamanın yenilenmesi yoluna başvurulabilmektedir.
Dava konusu olayda; Jandarma ... olarak görev yapmakta iken emekli olan davacı tarafından, Jandarma Genel Komutanlığı ve Milli Savunma Bakanlığınca 2010, 2011, 2012, 2013 ve 2014 yıllarında Yüksek Askeri Şura hazırlık döneminde hukuka aykırı işlemler gerçekleştirilerek zarara uğratıldığı iddiasıyla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile her bir davalı aleyhine ayrı ayrı olmak üzere 1,00-TL maddi ve 1,00-TL manevi tazminata hükmedilmesi ve maddi tazminata yasal faiz işletilmesi istemiyle açılan davada, Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 3. Dairesinin ... günlü, E:..., K:... sayılı davanın süre aşımı nedeniyle reddi yolunda verilen karara karşı yargılamanın yenilenmesi istenilmektedir
Yargılamanın yenilenmesi, dava konusu uyuşmazlık hakkında verilmiş bir kararın, aynı mahkemede, tekrar ele alınarak incelenmesine olanak veren, mahkeme kararlarının dayandığı maddi nedenlerin sakatlığının söz konusu edildiği olağanüstü bir kanun yolu olduğundan ve davanın tarafları arasındaki maddi uyuşmazlığı çözümleyen esasa ilişkin kararlara karşı başvurulabildiğinden; Askeri Yüksek İdare Mahkemesi 3. Dairesince verilen -usulî nitelikteki- "davanın süre aşımı nedeniyle reddi" yolundaki kararına karşı yapılan yargılamanın yenilenmesi isteminin incelenmesine hukuken olanak bulunmamaktadır.
Bu hukuki durum karşısında, belirtilen husus göz ardı edilmek suretiyle, yargılamanın yenilenmesi isteminin incelenmeksizin reddi gerekirken, işin esasına girilerek yargılamanın yenilenmesi isteminin esastan reddi yolunda verilen Mahkeme kararında hukuka uyarlık bulunmamaktadır.
Nitekim, Danıştay İkinci Dairesinin 30/09/2020 tarih ve E:2020/251, K:2020/2721 sayılı, 01/10/2020 tarih ve E:2020/1011, K:2020/2772 sayılı kararları da bu yöndedir.
Bu nedenle, davacının temyiz talebinin kabul edilerek, Mahkeme kararının bozulması gerektiği görüşüyle, aksi yönde oluşan onama kararına katılmıyorum.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.