20. Hukuk Dairesi 2015/11011 E. , 2017/454 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki davanın yapılan duruşması sonunda kurulan hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı ... Yönetimi vekili tarafından istenilmekle, süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı ... Yönetimi 14.03.2007 tarihli dava dilekçesiyle ... ilçesi, ... Ovası mevki, 686 sayılı parselin yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu sınırları içinde olduğu halde, yolsuz olarak davalı gerçek kişi adına tapuya tescil edildiğini ileri sürüp, tapu kaydının iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tescilini istemiştir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiş, hükmün davacı ... Yönetimi tarafından temyiz edilmesi üzerine Yargıtay 20. Hukuk Dairesinin 22/01/2013 tarih ve 2012/7068 Esas 2013/102 sayılı kararıyla bozulmuştur.
Hükmüne uyulan bozma kararında “ Mahkemece, kesinleşmiş orman kadastro tutanak ve haritalarının uygulanmasına dayalı araştırma inceleme ve keşif sonucu düzenlenen bilirkişi kurulu raporuyla, çekişmeli parselin bulunduğu yere ilişkin orman sınır noktalarının, orman kadastro tutanaklarında tarif edilen yerlerine göre uygulandığında, taşınmazın tamamının orman sınır hattı dışında bırakıldığının belirlendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmişse de; bu bilirkişi raporu yörede 1942 yılında ilk kez yapılan orman kadastrosunda belirlenen orman sınır noktalarının ve 1942 yılı orman kadastro tutanak ve haritalarının uygulanmasına değil, bu noktaların aplikasyonuna ilişkin 1977 yılında düzenlenen tutanak ve haritanın uygulanmasına dayanmaktadır. Oysa, aplikasyon; orman kadastrosu daha önceden yapılmış olan yerlerde, 2/B madde uygulaması sırasında, bağlantı kurularak gerekli orman sınır noktalarının yerlerinin arazide belirlenip ihya edilmesinden ibaret bir işlem olup, bu belirleme ve ihya sırasında önceden kesinleşen orman sınır noktalarının aynı yerlerine konulması zorunludur (15.07.2004 gün ve 25523 sayılı Resmî Gazetede yayımlanan 6831 sayılı Orman Kanununa göre Orman kadastrosunun Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğin 47. maddesini karşılayan 02.09.1986 tarihinde yürürlüğe giren 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması hakkındaki Eski Yönetmelik mad. 44.). Aplikasyon işlemi yeni bir orman kadastrosu değildir. Aplikasyonla kesinleşmiş orman sınırları değiştirilemez. Kesinleşmiş orman sınırları değiştirilerek yapılan aplikasyon ve bu işlem sonucunda düzenlenen tahdit haritasının hukuken geçerliliği söz konusu olamaz. Yapılması gereken iş, yörede 3116 sayılı Kanun hükümlerine göre yapılıp kesinleşen orman tahdit tutanaklarında belirtilen mevki isimlerine, cetvelde yazılı açı ve mesafelere göre orman sınır noktaları bulunarak, ilk tahditte uygulanan yöntem, araç ve gereçlerle orman sınır hattının belirlenmesi, çekişmeli parselin bu sınır hattına göre konumunun belirlenmesinden ibarettir. Uygulama sırasında 1977 yılında orman kadastro komisyonun yaptığı aplikasyondan yararlanma imkanı varsa da, ilk orman tahditinde belirlenen orman sınır hattı ile aplikasyon hattı çeliştiğinde esas alınacak olan ilk orman tahdit hattıdır.
O halde, öncelikle çekişmeli taşınmazın bulunduğu yere ilişkin 1942 yılında yapılan orman kadastrosuna ilişkin tutanaklar ve harita ile 1977 yılında yapıldığı anlaşılan işleme ilişkin görevlendirme, işe başlama, çalışma tutanakları ile çekişmeli yeri orman sınır noktaları ile birlikte gösterir, orijinal orman kadastro haritası onaylı fotokopisi, en eski tarihli memleket haritası, eski hava fotoğrafları ve varsa amenajman planı getirtilerek, dosyasına eklenmeli, önceki bilirkişiler dışında halen Çevre ve Orman Bakanlığı ( Orman ve Su İşleri Bakanlığı) ve bağlı birimlerinde görev yapmayan bu konuda uzman orman yüksek mühendisleri arasından seçilecek üç mühendis ve bir harita mühendisinden veya olmadığı takdirde bir tapu fen memurundan oluşturulacak bilirkişi kurulu aracılığıyla yeniden yapılacak keşifte; 6831 sayılı Orman Kanununa göre orman kadastrosu ve aynı Kanunun 2/B maddesinin Uygulanması Hakkındaki Yönetmeliğe göre hazırlanan Orman Kadastrosu Teknik İzahnamesinin 49. maddesinde yazılı “orman sınır noktası ve hatların uygulanmasında tutanaklardan, orman kadastro haritasından, hava fotoğraflarından, varsa ölçü karnelerinden, nirengi, poligon, röper noktalarından yararlanılır. Sınırlama tutanakları ile orman kadastro haritaları arasında çekişme olduğunda ölçü değerleri ve tutanaktaki ifadeler arazinin durumuna göre incelenir, hangisi daha çok uyum gösteriyorsa ve gerçek duruma uygun ise o esas alınır.” hükmü ile 15.07.2004 tarihli Resmî Gazetede yayımlanan Orman Kadastrosunun Uygulanması Hakkında Yönetmeliğin “Teknik İşler” başlıklı dokuzuncu bölümde yazılı esaslar göz önünde bulundurularak uygulama yapılmalı, yerel bilirkişi beyanlarına başvurularak yerinde bulunmayan orman sınır noktaları, bulunanlardan hareketle tutanak ve haritalarda yazılı mevki, yer, kişi isimleri ile açı ve mesafelere göre, orman kadastrosu, aplikasyon ve 2/B madde uygulama tutanak ve haritalarının düzenlenmesinde kullanılan hava fotoğrafları ve memleket haritalarından yararlanılarak, değişik açı ve uzaklıklardaki en az 10-15 adet orman sınır noktası bulunup röperlenmeli, aynı esaslarla aplikasyon tutanak ve haritası uygulanmalı; bulunan ilk orman tahdit hattı ile aplikasyon ve 2/B madde uygulaması ile belirlenen orman sınır hatları, sözü edilen haritaların ölçekleri eşitlenerek, çekişmeli taşınmazın ilk orman tahdit haritası ve 1977 yılı aplikasyon ve 2/B madde haritalarına göre konumu genel kadastro paftası üzerinde, ayrı renkli kalemlerle gösterilip keşfi izleme olanağı sağlanmalı, fen ve uzman orman bilirkişiler eliyle yerine uygulanacak kesinleşmiş tahdit haritası ile irtibatlı, taşınmazın konumunu, 1942 yılı orman kadastro tutanaklarında belirlenen açı ve mesafeleri (açı ve mesafe hesap yöntemi gerekirse krokisinde işaretlenerek) içerecek biçimde orman sınır noktalarıyla birlikte gösteren ayrı renklerle işaretli ve bilirkişilerin onayını taşıyan müşterek imzalı rapor ve kroki alınmalı, ilk orman kadastro harita ve tutanakları ile aplikasyon ve 2/B madde harita ve tutanaklarının uyumsuz olması halinde yukarıda yazılı Yönetmelikler ile Teknik İzahnamelerde yazılı tutanakların düzenlenmesine esas alınan ya da 1942 yılına en yakın tarihte düzenlenmiş hava fotoğrafı ve memleket haritası ile desteklenen ve gerçek duruma uygun düşen tutanaklara (tutanaktaki mevki ve yer isimleriyle, açı ve mesafelere göre belirlenen hatta) değer verileceği düşünülerek oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi" gereğine değinilmiştir. Mahkemece bozma kararına uyulmasına karar verildikten sonra yapılan yargılama neticesinde davanın reddine karar verilmiş, hüküm davacı ... Yönetimi vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava dilekçesindeki açıklamaya göre dava, kesinleşmiş orman kadastrosu sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ve orman niteliğiyle Hazine adına tapuya tesciline ilişkindir.
Çekişmeli taşınmazın bulunduğu yerde dava tarihinden önce, 1942 yılında yapılıp kesinleşen orman kadastrosu ve 1975 yılında yapılıp 20.11.1976 tarihinde kesinleşen aplikasyon, 4785 sayılı Kanun gözetilerek orman kadastrosu ve 1744 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2. madde uygulaması vardır. Dava tarihinden sonra 1989 yılında yapılan aplikasyon ve 3302 sayılı Kanun ile değişik 6831 sayılı Kanunun 2/B madde uygulaması dava tarihinde kesinleşmiştir.
Yörede 1978 yılında yapılıp 10.04.1978 ilâ 10.05.1978 tarihinde ilân edilen kadastro sırasında .. köyü, ... Arası mevki, 686 parsel sayılı 12218,36 m2 yüzölçümündeki taşınmaz, amcası ..."den intikal ile...zilyetliğindeyken, 1967 yılında oğlu olan ..."e sattığı ve halen onun zilyetliğinde olduğundan söz edilerek, kazandırıcı zamanaşımı zilyetliği nedeniyle ... adına tesbiti, itirazsız kesinleşmekle tapuya tescil edilmiştir.
Dosya kapsamına ve mahkemece uyulan bozma kararı gereğince işlem yapılarak hüküm kurulmuş olduğuna ve bozma sonrası yapılan keşifte dinlenen uzman orman bilirkişi kurulu raporuna göre, taşınmazın 3116 sayılı Kanuna göre 1941 yılında yapılarak 1942 yılında kesinleşen orman tahdit sınırları dışında bulunduğu, 1975 yılında 6831 sayılı Kanun ile değişik 1744 sayılı Kanuna göre yapılan aplikasyon çalışmaları sırasında 3116 sayılı Kanuna göre 1941 yılında yapılan orman tahdit çalışmaları sırasında tesis edilen 979 ve 980 nolu OTS noktası arasındaki açı ve yatay mesafe değiştirilerek taşınmazın 2506 m2 yüzölçümündeki bölümünün orman sınırları içine dahil edildiği ve aplikasyon işlemi yeni bir orman tahdidi olmayıp eski tahdidin araziye uygulanarak orman sınır noktalarının yerlerinin arazide belirlenip ihya edilmesinden ibaret bir işlem olduğu ve aplikasyonla kesinleşmiş orman sınır noktalarının yerleri değiştirilemeyeceğine göre yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, usûl ve kanuna uygun olan hükmün ONANMASINA, aşağıda yazılı onama harcının temyiz edene yükletilmesine 25/01/2017 gününde oy birliği ile karar verildi.