Yargıtay 8. Hukuk Dairesi 2010/629 Esas 2010/3119 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : Tescil

... ile ... ve Merdivenler Köyü Tüzel Kişiliği aralarındaki tescil davasının kabulüne dair ....Asliye Hukuk Mahkemesinden verilen 12.11.2009 gün ve 330/482 sayılı hükmün Yargıtay"ca incelenmesi davalı ... vekili tarafından süresinde istenilmiş olmakla dosya incelendi gereği düşünüldü:

K A R A R

Davacı vekili, 184 parselin vekil edeni tarafından satın ve devralındığını, taşınmazın yüzölçümü 5000 m2 olmasına rağmen bir bölümünün kadastro sırasında “ taşlık” niteliğinde tesbit dışı bırakıldığını, satıcı ile vekil edeni tarafından 184 parselle birlikte kullanılan taşınmaz bölümünün vekil edeni adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı ... vekili, kazanma koşullarının oluşmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesini savunmuş; tescil konusu yerin TMK.nun 713/6.maddesi uyarınca davalı ... adına tapuya tesciline karar verilmesini istemiştir.
Davalı Köy Tüzel Kişiliği , yargılama oturumlarında temsil olunmamıştır.
Mahkemece, imar-ihya ve kazanma koşullarının oluştuğu görüşünden hareketle davanın kabulüne, teknik bilirkişi raporunda A harfiyle gösterilen 945 m2 yerin davacı adına tapuya tesciline karar verilmesi üzerine; hüküm, davalı ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava konusu taşınmaz, 1974 yılında yapılan kadastro çalışmaları sırasında "taşlık" niteliğinde tesbit dışı bırakılan bir yerdir. Davacı vekili, tescil konusu yerin satıcı ile vekil edeni tarafından 184 parselle birlikte kullanıldığını açıklayarak istekte bulunmuştur. 184 parsel, kadastro yoluyla satıcı Zeliha Yener adına tesbit ve tescil edilmiş olup 2006 yılında tapu memuru huzurunda yapılan satış yoluyla davacı ...’e devredilmiştir. TMK.nun 719.maddesi uyarınca, kural olarak, çapa dayalı mülkiyet hakkı, çapın kapsamıyla sınırlıdır. Alıcı satın aldığı çapın dışında kalan yerlerin zilyetliği altında bulunduğu veya revizyon gören satıcıya ait vergi kaydı kapsamında kaldığı gerekçesiyle böyle bir davayı açamaz. Diğer yönden; davacı vekili açıkça satıcının dava hakkını devraldığı yönünde bir açıklamada bulunmamıştır. Özellikle davacı bayiinin elinden sadır olmuş bir belge ile ya da satıcının mahkeme huzurunda veya keşifdeki beyanı ile iddiasını kanıtlayamadığından davacının satın alınan parsel bitişiğinde bulunan ve tescilini istediği taşınmaz üzerindeki zilyetliğinin en erken 184 parseli satın aldığı 2006 yılında başladığının kabulü gerekir. Açıklanan nedenlerle davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçeyle kabulüne karar verilmiş olması doğru değildir.
Davalı ... vekilinin temyiz itirazları bu bakımlardan yerinde olduğundan kabulü ile hükmün açıklanan nedenlerle HUMK.nun 428. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 10.06.2010 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.