10. Ceza Dairesi 2014/6550 E. , 2019/6359 K.
"İçtihat Metni"Mahkeme : NAZİLLİ 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hükümler : 1- Sanık ... yönünden değişen suçun vasıf ve mahiyetine göre kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan
verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri
2- Sanıklar ... ve .... yönünden mahkûmiyet
3- Sanıklar ... ve ... yönünden beraat
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
Suç tarihlerinin gerekçeli karar başlığına ""06.03.2008, 12.05.2008, 26.05.2008, 04.06.2008, 26.09.2008, 29.09.2008, 15.10.2008, 21.10.2008"" yerine ""26/09/2008"" olarak yazılması mahkemece düzeltilmesi mümkün yazım hatası olarak kabul edilmiştir.
Sanık ... müdafiinin temyiz incelemesinin duruşmalı olarak yapılmasına ilişkin isteğinin, hükmolunan hapis cezasının süresine göre, 5320 sayılı Kanunun 8/1, 1412 sayılı CMUK"nın 318 ve 5271 sayılı CMK"nın 299. maddeleri uyarınca takdiren reddine karar verilerek, temyiz incelemesi duruşmasız olarak yapılmıştır.
A) Sanık ... hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan verilen tedavi ve denetimli serbestlik tedbiri kararına yönelik temyiz isteklerinin incelenmesinde:
Kullanmak için uyuşturucu veya uyarıcı madde satın alma, kabul etme veya bulundurma suçundan dolayı, 5237 sayılı TCK"nın 191. maddesinin 2. fıkrası gereğince verilen “tedavi ve/veya denetimli serbestlik tedbiri uygulanmasına” ilişkin kararların, sözü edilen fıkraya 14.04.2011 tarihinde yürürlüğe giren 6217 sayılı Kanunun 20. maddesi ile eklenen son cümleye göre, durma kararı niteliğinde ve itiraz kanun yoluna tabi olması nedeniyle, 5271 sayılı CMK"nın 264/2. maddesi uyarınca, itirazla ilgili gerekli kararın yetkili ve görevli itiraz merciince verilmesi için, dosyanın incelenmeksizin Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına İADESİNE,
B) Sanıklar ....ve.... hakkında “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan verilen mahkûmiyet hükümlerinin incelenmesinde:
24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 esas; 2015/185 karar sayılı iptal kararı gözetilerek, sanıklar hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının 1. cümlesinin uygulanmasının infaz aşamasında dikkate alınması mümkün görülmüştür.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemlerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların, doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanık ... müdafiinin ve sanık ...’in yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
C) Sanıklar ... ve ... hakkında “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan verilen beraat hükümlerin incelenmesinde:
Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin yargılama sonuçlarına uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre, Cumhuriyet savcısının yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle, hükümlerin ONANMASINA,
D) Sanık ... hakkında “uyuşturucu madde ticareti yapma” suçundan verilen mahkûmiyet hükmünün incelenmesinde:
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, 29/09/2008 tarihli eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipinin doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından, sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddine, ancak;
Her ne kadar sanığın 29/09/2008 tarihinde ticari amaçla uyuşturucu madde bulundurduğu sabit ise de; iddianamede bahsi geçen ve sanığa isnat olunan 21/10/2008 tarihli eylem ile ilgili olarak hüküm kurulmadığının anlaşılması karşısında, bahsi geçen eylemle ilgili olarak da delillerin değerlendirilip sonucuna göre sanık hakkında TCK’nın 43/1. maddesinde düzenlenen zincirleme suç hükümlerinin uygulanıp uygulanmayacağının tartışılması gerektiğinin gözetilmemesi,
Yasaya aykırı, Cumhuriyet savcısı ile sanık ve müdafiinin temyiz itirazları yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA,
15/10/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.