19. Hukuk Dairesi Esas No: 2016/19460 Karar No: 2017/5888 Karar Tarihi: 14.09.2017
Yargıtay 19. Hukuk Dairesi 2016/19460 Esas 2017/5888 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Davalı, dava konusu senedin bedelsiz teminat senedi olduğunu iddia ederek borçlu olmadığının tespiti için menfi tespit davası açılmıştır. Mahkeme, senedin teminat senedi olduğunu kabul ederek davanın kabulüne karar vermiştir. Ancak davalı vekili karara itiraz ederek Yargıtay'a başvurmuştur. Yargıtay, senedi aval veren davacının taahhüdünün geçerli olduğunu belirten TTK'nın 702/2. maddesi gereğince davacının borçlu olduğuna hükmetmiştir. Yargıtay, mahkemenin bu yasa hükmü üzerinde durmadan hüküm kurduğunu belirterek kararı bozmuştur. Yargıtay ayrıca, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarını şimdilik incelemeye yer olmadığına hükmetmiştir. Kararda geçen kanun maddesi 6102 sayılı Türk Ticaret Kanunu'nun 702/2. maddesidir. Bu hükme göre, aval veren kişinin taahhüdü geçerlidir.
19. Hukuk Dairesi 2016/19460 E. , 2017/5888 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki menfi tespit davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün davalı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde, davacı vek. Av. ... ile davalı vek. Av. ..."nin gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
-KARAR-
Davacı vekili, davalının takibe konu yaptığı senedin teminat senedi olup, bedelsiz olduğunu iddia ederek borçlu olmadığının tespiti ile davalının tazminata mahkum edilmesini talep ve dava etmiştir. Davalı vekili, senedin teminat senedi olmayıp, dava dışı ... Ltd. Şti."nin müvekkili şirkete olan borçlarına karşılık olmak üzere imzalanarak verildiğini, haksız ve kötüniyetle dava açıldığını savunarak, davanın reddini istemiştir. Mahkemece iddia, savunma ve toplanan delillere göre, dava konusu senedin teminat senedi olup, bedelsiz olduğunu ispat yükünün davacıda olduğu, hatırlatılan yemin hakkı üzerine davacı tarafın davalıya yemin teklif ettiği, teklif edilen yeminin kabul edilmesi üzerine talimat mahkemesinde yemin yapan şahsın davalı şirketi birinci derecede temsile yetkili bulunmadığı, bu nedenle tek başına yaptığı yeminle şirketi temsil etmiş sayılmayacağı bu kapsamda davalı tarafın yemin teklifine usulüne uygun olarak icabet etmemiş olması nedeniyle yemin konusu vakıayı kabul etmiş sayıldığı, dava konusu senedin teminat senedi olduğunun kabulü gerektiği, davacının bu senet nedeniyle davalıya borcunun bulunmadığı gerekçesiyle davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir. Davacı dava konusu senette aval veren durumundadır. Dava tarihinde yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK"nın 702/2. maddesinde aynen: “Aval veren kişinin teminat altına aldığı borç şekle aykırı noksandan başka bir sebepten dolayı batıl olsa da aval verenin taahhüdü geçerlidir” hükmü yer almaktadır. Mahkemece, uyuşmazlığın çözümünde belirtilen yasa hükmü üzerinde durulup tartışılarak uygun sonuç dairesinde bir karar verilmesi gerekirken bu yön üzerinde durulmadan eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması isabetsiz olup, bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle hükmün davalı yararına BOZULMASINA, bozma nedenine göre davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına, vekili Yargıtay duruşmasında hazır bulunan davalı yararına takdir olunan 1.480,00 TL duruşma vekalet ücretinin davacıdan alınarak davalıya ödenmesine, peşin harcın istek halinde iadesine, 14/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.