Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/6767 Esas 2018/910 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2015/6767
Karar No: 2018/910
Karar Tarihi: 08.02.2018

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2015/6767 Esas 2018/910 Karar Sayılı İlamı

Özet:

Davacı, malik olduğu taşınmazdaki su kaynağının davalının drenaj kanalı nedeniyle kuruduğunu ileri sürerek suya elatmanın önlenmesini talep etmiştir. Mahkeme davayı kabul ederek davalının suya müdahalesinin men'ine karar vermiştir. Ancak davalının drenaj borularını kaldırmak suretiyle müdahalesinin önlenmesine karar verilmemiş, sadece bilirkişi raporlarına atıf yapılarak hüküm kurulmuştur. Bu nedenle hüküm bozulmuş ve açıkça drenaj borularının kaldırılması yönünde karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 297/2. maddesi gereğince hükümde, taleplerin her biri hakkında verilen hükümle taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gerektiği belirtilmiştir. Ayrıca hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır ve talep sonucundan daha azına karar verebilir. HMK m.26/1 ise duruma göre hakimin tarafların talep sonuçları doğrultusunda karar verme zorunluluğunu belirtmektedir.
14. Hukuk Dairesi         2015/6767 E.  ,  2018/910 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Sulh Hukuk Mahkemesi

    Davacı vekili tarafından, davalı aleyhine 13.09.2011 gününde verilen dilekçe ile suya elatmanın önlenmesi talebi üzerine bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın kabulüne dair verilen 09.01.2015 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    _ K A R A R _
    Dava, suya elatmanın önlenmesi istemine ilişkindir.
    Davacı, maliki olduğu 191 ada 22 parsel sayılı taşınmazda bulunan su kaynağının davalının aynı yer 14 parsel sayılı taşınmazında açtığı drenaj kanalı nedeniyle kuruduğunu ileri sürerek davalının su kaynağına müdahalesinin önlenmesini talep etmiştir.
    Davalı, davacının suyunun azalması kastıyla hareket etmediğini belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, davanın kabulü ile davalının suya müdahalesinin men"ine dair verilen kararın davalı vekili tarafından temyizi üzerine Dairemizin 27.09.2013 tarihli 2013/8112 Esas, 12293 Karar sayılı ilamıyla, mahkemece keşfin 25.11.2011 tarihinde yapılmış ise de Yargıtay içtihatlarına göre bu tür davalarda keşif suların en az olduğu Ağustos-Eylül aylarında yapılması gerektiğinden uzman bilirkişi heyetiyle birlikte suların en az olduğu dönemde yeniden keşif yapılarak davacının kullandığı su kaynağının davalı tarafından açılan drenaj kanalı nedeniyle etkilenip etkilenmediğinin bilimsel yöntemlerle belirlenmesi, davacının kullandığı su kaynağının etkilendiği tespit edilirse drenaj kanalının kapatılması halinde suyun eski haline dönüp dönmeyeceğinin de araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
    Mahkemece, bozmaya uyularak yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulü ile davalının davacıya ait taşınmaza vaki müdahalesinin men"ine, 20/01/2012 ve 13/10/2014 tarihli fen bilirkişi raporu, 20/01/2012 ve 14/10/2014 tarihli zirai bilirkişi raporu ile 22/12/2014 tarihli ziraat bilirkişisi ek raporunun, 20/01/2012 ve 28/09/2014 tarihli jeoloji bilirkişi raporu ile 11/12/2014 tarihli jeoloji bilirkişisi ek raporunun kararının eki sayılmasına karar verilmiştir.
    Hükmü, davalı vekili temyiz etmiştir.
    6100 sayılı HMK’nun 297/2. maddesi gereğince;
    Hükmün sonuç kısmında, gerekçeye ait herhangi bir söz tekrar edilmeksizin, taleplerden her biri hakkında verilen hükümle, taraflara yüklenen borç ve tanınan hakların, sıra numarası altında; açık, şüphe ve tereddüt uyandırmayacak şekilde gösterilmesi gereklidir.
    Bunların yanında hakim, tarafların talep sonuçlarıyla bağlıdır; ondan fazlasına veya başka bir şeye karar veremez. Duruma göre, talep sonucundan daha azına karar verebilir. (HMK m.26/1)
    Somut olaya gelince; davalının, davacıya ait taşınmazda bulunan su kaynağına elatmasının önlenmesine karar verilmesi yerinde ise de infazda tereddüt yaratacak şekilde salt bilirkişi raporlarına atıf yapılmak suretiyle hüküm kurulmuştur.
    Bu durumda mahkemece, açıkça davalıya ait drenaj borularını kaldırmak suretiyle davalının su kaynağına müdahalesinin önlenmesine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu üzere infazda tereddüt yaratacak şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu nedenle hükmün bozulması gerekmiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan harcın istek halinde yatırana iadesine, 08.02.2018 gününde oybirliği ile karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.