13. Hukuk Dairesi 2015/21661 E. , 2017/8504 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ:Tüketici Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne yönelik olarak verilen hükmün süresi içinde davalı tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği konuşulup düşünüldü.
K A R A R
Davacı vekili,müvekkili bankadan davalılar murisi ..."in kredi kullandığını, bankanın süresinde ödenmeyen kredi alacağının tahsili için borçluya ihtar çektiğini sonrasında... 1. İcra Müdürlüğü"nün 2012/4057 E. sayılı dosyası üzerinden ilamsız takip başlatıldığını, icra aşamasında yapılan araştırma neticesinde dosya borçlusunun vefat ettiğinin anlaşıldığını, bu nedenle mirasçılarına karşı ... 8.İcra Müdürlüğünün 2013/121 E. sayılı dosyası ile icra takibine geçildiğini, mirasçıların itirazları neticesinde takibin durduğunu, borçluların takibe itirazlarının haksız ve yasal dayanaktan yoksun olduğunu, mirasçıların itiraz gerekçesi olarak söz konusu kredi borcunun kredi esnasında yapılan hayat sigortasından karşılanması gerektiğinden bahisle borcu kabul etmediklerini ve borca itiraz ettiklerini ancak kredide müteveffanın hayat sigortasının yapılmadığını, açıklanan nedenlerle davalıların itirazlarının iptaline takibin devamına ve alacağın %20 sinden aşağı olmamak üzere icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.Davalı,cevap vermemiş ve duruşmalara da katılmamıştır.Mahkemece, davanın kabulüne,... 8. İcra Dairesi"nin 2013/121 E. sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına karar verilmiş; hüküm, davalı tarafından temyiz edilmiştir.Davacı banka, davalı murisinin kullandığı kredi nededniyle süresinde ödenmeyen kredi alacağının tahsili için, asıl borçlu murisin vefatını öğrenmeleri üzerine mirasçısı davalı hakkında takip başlattıklarını, davalının takibe haksız olarak itiraz ettiğini beyan ederek itirazın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.Davalı davaya cevap vermemiş ve duruşmalara katılmamıştır. Mahkemece, davanın kabulüne, ... 8. İcra Dairesi"nin 2013/121 E. sayılı dosyasına yapmış olduğu itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, karar verilmiş, hüküm davalı tarafından temyiz edilmiştir. Uyuşmazlıkla ilgili mevzuat ve sözleşme hükümleri incelendiğinde; 17.01.2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak, 01.02.2009 tarihinde yürürlüğe giren, “Bireysel Kredilerde Bağlantılı Sigortalar uygulama Esasları Yönetmeliği”nin “Amaç” başlıklı bölümünde, “Bu Yönetmeliğin amacı, kredi kuruluşları tarafından verilen kredilerle bağlantılı olan zorunlu ve ihtiyari sigorta ürünlerinin sunumunda birlik ve güvenilirliği sağlamak, sigorta ettirenlerin, sigortalıların ve lehtarların hak ve menfaatlerini korumak ve verilecek hizmete ilişkin usul ve esasları düzenlemektir.” denilmekte, “Kapsam” başlıklı bölümünde ise, “Bu Yönetmelik, Türkiye’de faaliyet gösteren her türlü kredi kuruluşunun sağladığı kredilerle bağlantılı yaptırılan ihtiyari ve zorunlu sigortaları ve bu sigortalar dahilinde verilecek teminatları kapsar.” denildikten sonra aynı Yönetmeliğin “İhtiyari Sigortalar” başlığında düzenlenen, 6. maddesinin 2. fıkrasında da, “İhtiyari sigortalarda, kredi süresi içerisinde yenileme sorumluluğu kredi kullanana, yenilemeye ilişkin bildirim yapma ve bilgilendirme sorumluluğu ise kredi kuruluşuna aittir.” denilmektedir.
Mahkemece davanın kabulü ile itirazın iptaline karar verilmiştir. Oysa ki, kredi sözleşmesi nedeniyle hayat sigortası yapılmasındaki amaç, banka yönünden kredi borcunun teminat altına alınması olduğu kadar, belli bir prim borcu getirmekle birlikte, sigortalının da bunda menfaatinin olduğu kuşkusuzdur. Bu nedenle uyuşmazlığın çözümünde, her iki tarafın da hak ve menfaatlerinin gözetilip korunması esas alınmalıdır. Nitekim, kredi sözleşmeleriyle bağlantılı sigortaların yapılması halinde sigorta ettirenlerin, sigortalıların ve lehdarların hak ve menfaatlerinin korunması amacıyla çıkarılan, “Bireysel Kredilerde Bağlantılı Sigortalar Uygulama Esasları Yönetmeliği”, 17.1.2008 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak, 1.2.2009 tarihinde de yürürlüğe girmiştir. Her ne kadar, az yukarıda açıklanan kredi sözleşmesinin 10. maddesindeki düzenleme ile, hayat sigortası konusunda davalı bankaya değil, kredi borçlusuna yükümlülük getirildiği anlaşılmakta ise de, yine az yukarıda sözü edilen Yönetmeliğin ilgili hükmü gereğince de, kredi süresi içerisinde sigorta poliçesini yenileme sorumluluğu kredi kullanana ait olmakla birlikte, yenilemeye ilişkin bildirim yapma ve bilgilendirme sorumluluğunun da kredi veren bankaya ait olduğunun kabulü gerekir. Sigortanın yenilenip yenilenmediğinin de, kredi borçlusu tarafından takibi gerekeceğinden, uyuşmazlık konusu olan sigortanın başlangıçta yapılmaması ve bu nedenle davalının uğradığı zararlar nedeniyle tarafların müterafik kusurlu oldukları sonucuna varılmalıdır. O halde mahkemece tarafların kusur oranları takdir edilerek, sonucuna göre bir hüküm kurulması gerekirken, yazılı şekilde davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olması usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle kararın davalı banka yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 25/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.