23. Hukuk Dairesi 2015/1 E. , 2016/526 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasında görülen tazminata ilişkin asıl ve menfi tespite ilişkin birleşen davanın sonucunda verilen hükmün onanmasına ilişkin Dairemizin 12.05.2014 gün ve 105 Esas, 3647 Karar sayılı ilamının karar düzeltme yoluyla incelenmesi asıl ve birleşen davalarda davacı vekilince istenilmekle, dosya incelendi, gereği görüşüldü.
- KARAR -
Asıl davada davacı vekili, müvekkili şirketin 15-18 Eylül 2011 tarihlerinde davalı şirket tarafından düzenlenmiş olan yapı market tedarikçileri ve nalburiye fuarına katılmak üzere 20.06.2011 tarihinde fuar katılım sözleşmesi imzaladığını, sözleşmenin imzalanmasından önce yapılan görüşmelerde davalı şirketin satış müdürünün fuarın hangi şartlar altında gerçekleşeceğini, katılımcı firmaların hangileri olduğu ve ne büyüklükte bir fuar olduğu hususlarını detaylıca anlattığını, daha önce 2010 yılında yapılan fuara göre bu yıl yapılacak fuarda sayıların daha da artacağını beyan ederek broşür bıraktığını ve müvekkiline broşürde görülen firmaların fuara katılacağının beyan edildiğini, 20 yabancı tedarikçi firmayı müvekkilinin standına getireceğinin taahhüt edildiğini, hazırlık için 45.851,35 TL masraf yapıldığını, özel bir tasarım firması ile anlaşma yapılıp hazırlıkların bu şirkete yaptırıldığını, fuara katılacakları beyan edilen lider firmaların hiçbiri fuarda olmadığı gibi, düzenlenmiş olan bu fuarın, "yapı tedarikçi fuarı" olması gerekirken, ismi ile ilgili olmayan müvekkil şirketin faaliyet alanı dışında birçok firmanın fuara katıldığını, bu tedarikçilerin fuarında yöresel gıda ve bal satan stantların bulunduğunu, ayrıca fuarda 1 ve 3 no"lu salonun olacağı taahhüt edilmesine rağmen 3 no"lu salonun hiç açılmadığını, 1 no"lu salonun ise yarı yarıya boş olduğunu, yine taahhüt edildiği gibi fuara davalının kendi yayın gruplarının dışında basın mensuplarının katılmadığını, bu nedenlerle fuar yetkililerinin, gerek sözleşme öncesi görüşmelere, gerekse sözleşme şartlarına aykırı davrandıklarını, davalı yanın ediminin ayıplı ve eksik olduğunu ileri sürerek, müvekkili şirketin fuara katılımından dolayı ödenen sözleşme bedelinden kaynaklanan 5.000,00 TL maddi, fuara katılım için yapılan hazırlıklar nedeniyle oluşan 5.000,00 TL maddi ve 40.000,00 TL manevi tazminatın davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş; ıslah dilekçesiyle, fuara katılım için yapılan hazırlıklar nedeniyle 5.000,00 TL olarak talep edilen zararını 44.904,62 TL"ye arttırmıştır.
Birleşen davada davacı vekili, davalı taraf ile fuar katılım sözleşmesi yapılmış olup, davalı tarafa fuar başlangıç tarihine kadar Temmuz, Ağustos ve Eylül aylarına ait toplam 12.321,80 TL bedelin ödendiğini, asıl davada belirtilen iddialarla fuarın başarısız olması nedeniyle müvekkili şirketin davalıya hiçbir borcunun bulunmadığını, kalan bedelin ödenmemesi gerektiğini, ödenen bedel dahi düşülmeden sözleşme bedelinin tamamı üzerinden 24.234,84 TL asıl alacak ve 4.198,18 TL işlemiş faiz borcunun tahsili amacıyla müvekkili hakkında takibe geçildiğini ileri sürerek, müvekkili şirketin icra takibine konu edilen meblağ kadar davalıya borçlu olmadığının tespiti ile %20"den aşağı olmamak üzere kötüniyet tazminatının davalıdan tahsilini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı vekili, katılımcı firmalara sözleşmede yer almayan hiçbir taahhütte bulunulmadığını, iddia edilen taahhütlerin hayatın olağan akışına aykırı olduğunu, fuarın başarıyla gerçekleştiğini, davacının tebliğ edilen faturaya 8 gün içerisinde itiraz etmediğini savunarak, asıl ve birleşen davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, taraflar arasında imzalanan 20.06.2011 tarihli fuar katılım sözleşmesinde davacı tarafın fuarda kendisine tahsis edilen mekanda katılmak için davalıya belli bir bedel ödemek, davalının ise fuar organizasyonunu gerçekleştirmek edimlerini yüklendiği, fuarın yapı market tedarikçileri fuarı – nalburiye fuarı olup, bu fuarın gerçekleştiği, tacir olan davacının basiretli bir iş adamı gibi hareket etmesi gerektiği, davacının iddialarında belirttiği taahhütlerin hiçbirisinin sözleşmede yer almadığı, sözleşmeden önce tanıtım amacıyla verilen broşürlerin ve tanıtım amaçlı beyanların davalının yapmak zorunda olduğu edim olarak kabul edilmesinin mümkün olmadığı, yazılı sözleşmede yer almayan konularda davalı tarafın sorumlu tutulamayacağı, davacı tarafça sözleşme gereğince ödenmesi gereken ilk 3 taksitin ödendiği, diğer taksitlerin ödenmediği, yapılan ödemenin toplam 12.321,80 TL olduğu, ödenmeyen Ekim, Kasım, Aralık 2011 aylarına ait asıl borcun toplam 11.912,04 TL, vade tarihleri ile takip tarihi arasında işlemiş faiz borcunun da toplam 1.818,33 TL olduğu, birleşen davada, davalı tarafça yapılan kısmi ödemeye rağmen sözleşme bedelinin tamamı üzerinden icra takibine başlandığı, bu nedenle takibin kötüniyetli olduğu gerekçesiyle, asıl davada davanın reddine; birleşen davada davanın kısmen kabulü ile, davacının takibe konu fatura ile ilgili asıl alacaktan dolayı 12.322,80 TL, işlemiş faizden dolayı 2.379,85 TL borçlu olmadığının tespitine, fazlaya ilişkin talebin reddine, kabul edilen kısım üzerinden davacıya, reddine karar verilen kısım üzerinden davalıya % 20 oranında tazminat ödenmesine dair verilen karar, asıl ve birleşen davalarda davacı vekilinin temyiz istemi üzerine, Dairemizin 12.05.2014 tarih ve 105 E., 3647 K. sayılı ilamıyla onanmıştır.
Asıl ve birleşen davalarda davacı vekili, karar düzeltme isteminde bulunmuştur.
Dosyadaki yazılara, mahkeme kararında belirtilip Yargıtay ilamında benimsenen gerektirici sebeplere göre, HUMK"nın 440. maddesinde sayılan hallerden hiçbirisine uymayan karar düzeltme isteminin reddi gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davalarda davacı vekilinin karar düzeltme isteminin REDDİNE, 69,20 TL harç ve takdiren 522,00 TL (261,00x2) para cezasının karar düzeltme isteyenden alınarak Hazine"ye gelir kaydedilmesine, 29.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.