3. Ceza Dairesi Esas No: 2019/9416 Karar No: 2019/18075 Karar Tarihi: 08.10.2019
Yargıtay 3. Ceza Dairesi 2019/9416 Esas 2019/18075 Karar Sayılı İlamı
3. Ceza Dairesi 2019/9416 E. , 2019/18075 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle evrak okunarak; Gereği görüşülüp düşünüldü: 1)Katılan ... hakkında Adana Adli Tıp Şube Müdürlüğü tarafından düzenlenen 21.10.2014 tarihli raporda, "sol kaş üzerinde 1 cm"lik sütür gerektiren kesi, sol zigomada 1*2 cm"lik hiperemi, sol elde dorsal yüzde 0,25 cm"lik sıyrık ve 3*6 cm"lik hiperemi olduğu, sütür amaçlı acile sevk edildiği kayıtlı olup, şubemizde yapılan muayenesinde; sol kaş üzerinde sütüre yara yeri olduğu, sol kol iç yüzde ekimozlarının olduğu tespit edildi. Meydana gelen yaralanmanın; yaşamsal tehlike oluşturmadığı BTM ile giderilecek ölçüde hafif nitelikte olduğu, yüzde sabit iz muayenesi için Adli Tıp Uygulamasına göre olayın tarihinden 6 ay geçtikten sonra tekrar muayene edilmek üzere şahsın kurumumuza gönderilmesi gerektiği kanaatini bildirir rapordur." şeklinde görüş bildirildiği halde bu hususta başkaca rapor alınmadığı ancak belirtilen yaralanmanın niteliği gözetildiğinde, yaralamanın yüzde sabit iz oluşturup oluşturmadığı hususunda olay tarihinden en erken altı ay sonra, katılanın tüm film, grafi ve tedavi evrakları, kesin ve geçici raporlarıyla birlikte en yakın Adli Tıp Şube Müdürlüğünden veya Üniversite Hastanesi Plastik Cerrah ya da Adli Tıp Uzmanı ünvanlı yetkili doktordan rapor aldırılarak, sanığın hukuki durumunun tayin edilmesi gerektiği halde, yetersiz rapora dayanılarak yazılı şekilde hüküm tesisi, Kabule göre de; 2)Sanığın adli sicil kaydında tekerrüre esas olabilecek başka sabıkasının bulunmadığı da gözetildiğinde, sanık hakkında tekerrüre esas alınan Adana 5. Sulh Ceza Mahkemesinin 04.02.2013 tarih, 2012/248 Esas - 2013/152 Karar sayılı ilamı ile sanığın 5237 sayılı TCK"nin 106/1-1. cümlesi gereğince tehdit suçundan cezalandırılmasına karar verildiği ancak; 02.12.2016 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren 6763 sayılı Kanun"un 34. maddesiyle değişik 5271 sayılı CMK"nin 253. maddesi gereğince uzlaşma hükümleri yeniden düzenlenerek, sanık hakkında tekerrüre esas alınan suçun da uzlaşma kapsamına alındığı anlaşılmakla; TCK"nin 2. ve 7. maddeleri de gözetilerek, sanık hakkında tekerrüre esas alınan hükme ilişkin uzlaştırma işlemi yapılıp yapılmadığı mahkemesinden sorularak, sonucuna göre TCK"nin 58/3. maddesi uyarınca zorunlu olarak TCK"nin 86/2. maddesindeki seçimlik cezalardan hapis cezasına hükmolunması gerekip gerekmediğinin ve TCK"nin 58. maddesinin uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, 3)Anayasa Mahkemesinin 24.11.2015 tarihli ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 08.10.2015 tarihli ve 2014/140 Esas - 2015/85 Karar sayılı kararı ile 5237 sayılı TCK"nin 53. maddesindeki bazı hükümlerin iptal edilmesi nedeniyle hak yoksunlukları yönünden sanığın hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması, Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz sebepleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerle 6723 sayılı Kanun"un 33. maddesiyle değişik 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi ile yürürlükte bulunan 1412 sayılı CMUK’un 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, CMUK"un 326/son uyarınca sanığın kazanılmış hakkının dikkate alınmasına, 08.10.2019 gününde oy birliğiyle karar verildi.