5. Ceza Dairesi 2014/2524 E. , 2017/4215 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Tefecilik
HÜKÜM : Mahkumiyet
Mahalli mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle dosya incelenerek, gereği düşünüldü:
TCK"nın 241. maddesinde tanımlanan tefecilik suçunun oluşabilmesi için kazanç elde etmek amacıyla başkasına ödünç para verilmesinin yeterli olması, ayrıca birden fazla kişiye sistemli olarak faiz karşılığı ödünç para verilmesinin suçun unsuru olarak aranmaması, sanığın ödünç para verdiğini kabul etmesi, müştekinin aşamalarda özü itibariyle değişmeyen beyanları, sanık tarafından müşteki ve eşi aleyhine yapılan icra takiplerinin içeriği, aralarında yakın akrabalık bağı veya iş ilişkisi bulunmayan kişiler arasında önemli miktarlardaki paranın karşılıksız verilmesinin hayatın olağan akışına aykırı bulunması hususları birlikte değerlendirildiğinde, maddi gerçeğin açığa çıkarılması amacıyla, sanığın tefecilik yapıp yapmadığına ilişkin kolluk incelemesi yaptırılması, vergi mükellefi ise ilgili vergi dairesine yazı yazılarak bu konuda vergi inceleme raporu düzenlettirilmesi, sanığın alacaklısı olduğu başkaca icra dosyalarının araştırılıp varsa borçlularının tanık olarak beyanlarına başvurulması, müştekinin ve tanık olarak dinlenen ...’nın suça konu paranın sanık tarafından ING Bank ... şubesinden çekilerek kendilerine teslim edildiğine dair beyanları karşısında söz konusu döneme ait hesap hareketlerinin de incelenmesinden sonra hasıl olacak sonuca göre sanığın hukuki durumunun tayin ve takdiri gerekirken eksik inceleme ve yetersiz gerekçeyle yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesi,
Kabule göre de;
5237 sayılı TCK"nın 51/1. maddesi uyarınca sadece hürriyeti bağlayıcı cezanın ertelenmesinin kabul edildiği, hürriyeti bağlayıcı ceza ile birlikte hükmolunan adli para cezasının ertelenmesinin mümkün olmadığı gözetilmeksizin infazda da tereddüt oluşturacak şekilde erteleme kararı verilmesi,
Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 03/06/2008 gün ve 2008/149-163, 13/11/2007 gün ve 2007/171-235 sayılı Kararlarında da belirtildiği üzere, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilip verilemeyeceğinin CMK’nın 231/5-6. maddesindeki şartlar gözetilmek suretiyle seçenek yaptırımlara çevirme ve erteleme gibi diğer kişiselleştirme nedenlerinden önce hakim tarafından değerlendirilmesinin zorunlu bulunduğu ve 6545 sayılı Yasa ile yapılan değişiklikten önceki hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına ilişkin kararların niteliği gereği yasal engel teşkil etmeyeceği gözetilerek, sanığın kişilik özellikleri ve duruşmadaki tutum ve davranışları irdelenerek yeniden suç işleyip işlemeyeceği hususunda ulaşılacak kanaate göre, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının gerekip gerekmediğine karar verilmesi gerekirken “sanık hakkında daha önceden işlemiş olduğu bir suç sebebi ile CMK 231. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına” şeklindeki yasal ve yeterli olmayan gerekçeyle anılan hükmün uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Duruşma tutanaklarına yansıtılmış olumsuz tutum ve davranışları bulunmayan sanığın geçmişi, sosyal ilişkileri, fiilden sonraki ve yargılama sırasındaki davranışları ile cezanın failin geleceği üzerindeki etkileri gibi hususlar gözetilerek takdiri indirim uygulanıp uygulanmayacağının değerlendirilmesi gerekirken, "bir daha suç işlemeyeceğine dair tam bir kanaatin hasıl olduğu" gerekçesiyle lehine değerlendirilme yapılarak hakkında hükmolunan cezaların TCK’nın 51. maddesine göre ertelenmesi, bu gerekçesiyle de çelişki oluşturacak şekilde, “işlediği suçu inkar etmesi ve bu suç dolayısıyla pişmanlık duymaması" gerekçeleriyle aleyhine değerlendirilme yapılarak TCK’nın 62. maddesinin uygulanmasına yer olmadığına karar verilmesi,
Sanık hakkında temel hapis cezası alt sınırdan tayin edildiği halde, aynı gerekçelerle hapis cezası yanında tayin edilen adli para cezasına esas alınan birim gün sayısının alt sınırın üstünde, denetim süresinin ise yasal ve yeterli gerekçe gösterilmeden en üst sınırdan belirlenmesi,
Kısa süreli olmayan hapis cezası ertelenen sanık hakkında TCK"nın 53/3. maddesi uyarınca 53/1-c maddesinde belirtilen kendi altsoyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlığa ait bir hizmette bulunmaktan yoksun bırakılmaya ilişkin hak yoksunluğunun hiç bir şekilde uygulanamayacağı, altsoyu dışındaki kişiler yönünden ise hapis cezasının infaz tarihine kadar yoksun bırakılması gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde karar verilmesi,
Anayasa Mahkemesinin 08/10/2015 tarih ve 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı Kararının 24/11/2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe girmiş olması nedeniyle TCK"nın 53. maddesiyle ilgili yeniden değerlendirme yapılmasında zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, O yer Cumhuriyet Savcısının ve sanık müdafiin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden hükmün 5320 sayılı Kanunun 8/1. maddesi de gözetilerek CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 05/10/2017 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.