11. Ceza Dairesi 2017/8114 E. , 2018/339 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Vergi usul kanununa muhalefet
HÜKÜM : Mahkumiyet
A-Sanık hakkında defter ve belge ibraz etmeme suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde;
1-Sanık hakkında defter ve belgeleri ibraz etmeme suçundan açılan kamu davasında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenebilmesi bakımından; ilgili Ticaret Sicil Müdürlüğünden, defter ve belgelerin ibrazına ilişkin tebligatın yapıldığı 08.11.2010 tarihinde, sanığın şirketi temsil ve ilzam yetkisinin olup olmadığı sorularak, sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2-Kabule göre;
a-Defter ve belgeleri gizleme suçu yönünden hükmolunan temel cezanın suç tarihi itibariyle 5904 sayılı Kanunun 23. maddesi ile değişik 213 sayılı Kanun"un 359/a-2. maddesince 18 ay olduğu gözetilmeyerek sanık hakkında temel cezanın 6 ay olarak belirlenmesi suretiyle eksik ceza tayini,
b-5271 sayılı CMK"nın 5728 sayılı Yasa ile değişik 231/5. maddesi uyarınca mahkemece hükmolunan iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasına ilişkin hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için, sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkum olmamış bulunması, mahkemece sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak, yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması ve suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi gerekmektedir. İncelenen dosyada, defter ve belgeleri ibraz etmeme suçu neticesinde oluşan herhangi bir somut maddi zarar bulunmadığı halde, sabıkası bulunmayan ve hakkında takdiri indirim uygulanarak cezası ertelenen sanık hakkında, zarar giderilmediğinden bahisle yasal olmayan gerekçeyle yazılı şekilde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına yer olmadığına hükmedilmesi,
c-Defter belge ibraz etme istem yazısının sanığa 08.11.2010 tarihinde tebliğ edilmesinden itibaren 15 günlük sürenin bitimi olan 24.11.2010 tarihinin, defter belge ibraz etmeme suçunun işlendiği tarih olduğu gözetilmeden, gerekçeli kararda suç tarihinin 2005 olarak yanlış gösterilmesi,
Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
B-Sanık hakkında sahte fatura kullanma suçundan kurulan hükme yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
1-Sanık hakkında sahte fatura kullandığı iddiası ile açılan kamu davasında; sanığın, şirketin sadece resmiyette kendisine ait olduğunu, şirketle ilgili tüm işlerle daha önce yanında çalıştığı Sinan Hülalgül’ün ilgilendiğini, kendisinin de bu kişiye noterden vekaletname verdiğini savunması; sahte fatura kullanma suçunda, suçun maddi konusunun fatura olması, 213 sayılı Vergi Usul Kanunu"nun 227. maddesinin 3. fıkrasındaki ""Bu Kanun"a göre kullanılan veya bu Kanun"un Maliye ve Gümrük Bakanlığına verdiği yetkiye dayanılarak kullanma mecburiyeti getirilen belgelerin, öngörülen zorunlu bilgileri taşımaması halinde bu belgeler vergi kanunları bakımından hiç düzenlenmemiş sayılır"" şeklindeki düzenlemeye göre de, faturaların Vergi Usul Kanunu"nun 230. maddesinde öngörülen zorunlu bilgileri içermesinin gerekmesi ve dosyada faturaların bulunmadığının anlaşılması karşısında, gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde belirlenebilmesi bakımından; suça konu faturaların asılları veya onaylı suretleri dosya içerisine konulup incelenerek, kanunda öngörülen şekil şartlarını taşıyıp taşımadığının tespit edilmesi; sahte olduğu iddia olunan faturaları düzenleyen şirketler hakkında düzenlenen vergi tekniği raporlarının getirtilerek, sahte fatura düzenleyen ilgili şirket yetkilileri hakkında dava açılıp açılmadığının araştırılması, açıldığının tespiti halinde, dava dosyaları getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi; faturaların gerçek alım-satım karşılığı olup olmadığının belirlenmesi yönünden mal ve para akışını gösteren sevk ve taşıma irsaliyeleri, teslim ve tesellüm belgeleri, bedelinin ödendiğine dair ticari teamüle uygun, kanıtlama yeterliliği olan banka hesapları ve kasa mevcuduyla uyumlu geçerli belgeler, faturaları düzenleyenlerin yeterli mal girişi veya üretimi olup olmadığı da dikkate alınarak faturaları düzenleyen şirketler ile sanığın ticari defter ve belgeleri üzerinde gerekli görülmesi halinde bilirkişi incelemesi yaptırılması; sanığın savunmasında belirttiği üzere Sinan Hülalgül’e şirket işlerini idare etmesi için vekaletname verip vermediğinin araştırılması ve bu kişinin açık kimlik ve adres bilgilerinin araştırılarak CMK’nın 48. maddesi uyarınca çekilme hakkı hatırlatılarak tanık sıfatıyla beyanının alınması, sonucuna göre tüm deliller birlikte tartışılarak sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken eksik araştırma ile yazılı şekilde hüküm kurulması,
2- Kabule göre;
a)Aynı takvim yılı içinde birden fazla sahte fatura kullanmak eyleminin zincirleme suç oluşturduğu ve sanık hakkında TCK"nın 43. maddesi hükümlerinin uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi,
b)Mahkum olduğu uzun süreli hapis cezası ertelenen sanık hakkında 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 3. fıkrası uyarınca aynı maddenin 1. fıkrasındaki yazılı hak yoksunluklarına hükmedilmesi gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 gün 2014/140 Esas, 2015/85 sayılı iptal kararı ile birlikte yeniden değerlendirilmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan hükmün bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK’nın 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA, 16.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.