17. Hukuk Dairesi 2016/15384 E. , 2019/9378 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulüne ilişkin verilen hüküm davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, 27.05.2012 tarihinde davacı ... ve ... oğlu, diğer davacıların kardeşi olan ... davalıların sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı olduğu aracın tam kusurlu olarak çarpması neticesinde vefat ettiğini beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacılar için 1.000,00"er TL destekten yoksun kalma tazminatının, davacı ... ve ... için 15.000,00"er TL diğer davacı kardeşler için 5.000,00"er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren mevduat faizi ile birlikte davalılardan müşterken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar ... ve ... vekili, kusura itiraz ederek talep edilen manevi tazminatın fahiş olduğunu beyanla davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile davacı ... için 20.139,00 TL maddi, takdiren 7.500,00 TL manevi, davacı ... için 28.344,25 TL maddi, takdiren 7.500,00 TL manevi, davacılar ..., ... ve ... için ayrı ayrı taktiren 2.500,00"er TL manevi tazminatın kaza tarihi 27.05.2012"den itibaren yasal faiziyle birlikte (davalı ... şirketinin poliçe limiti maddi tazminatla sınırlı ve dava tarihinden itibaren yasal faizden sorumlu olarak) davalılardan müştereken ve
müteselsilen alınarak davacılara verilmesine, fazlaya ilişkin taleplerin reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına; ceza dosyasındaki oluşa ve dosya kapsamına uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporundaki kusur tespitinin benimsenmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre; davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekilinin yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava, trafik kazası sonucundan kaynaklanan ölüm nedeniyle yakınlarının destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Desteğin gelirinin belirlenmesi, tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır.
Davacı taraf, davacılar desteğinin tarla işlerinde çalışarak günde 70-80 TL gelir elde ettiğini, ayda 26 gün çalıştığını beyan ederek destekten yoksun kalma tazminatı talep etmiştir. Mahkemece alınan 07.10.2015 havale tarihli hesap bilirkişi raporunda; desteğin sezonluk olarak çalıştığı net bir gelir tespitinden bahsedilemeyeceğinden gelirinin asgari ücret seviyesinde kabulünün gerektiği belirtilerek tazminat hesaplanmış; mahkemece de hükme esas alınmıştır. Davacılar vekili bilirkişi raporuna itiraz dilekçesinde; desteğin günlük 80-100 TL gelirinin bulunduğu, arı yetiştiriciliği, büro ve sekreterlik yönetimi, kalorifer ateşçi, özel güvenlik sertifikası bulunduğunu desteğin asgari ücretin üzerinde gelir elde edeceğini beyan etmiştir. Davacı yanın ibraz ettiği desteğin sahip olduğu sertifikalara göre özel güvenlik gibi bilgi ve beceri isteyen işler olduğu, hayatın olağan akışına göre desteğin asgari ücretin üzerinde gelir elde edeceğinin kabulü gerekir.
Açıklanan vakıalar karşısında mahkemece; desteğin emsal araştırması da yapılarak gelirinin belirlenmesi gelirinin asgari ücretin üzerinde olacağı kabulüyle tazminat hesabının yapılması için ek rapor alınarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi doğru görülmemiştir.
3-BK"nın 47. maddesindeki (6098 sayılı TBK m. 56) hükmüne göre hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği para tutarı adalete uygun olmalıdır. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer bir fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza
olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı"nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Hakimin bu takdir hakkını kullanırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özellikleri gözönünde tutması ve buna göre manevi tazminat takdir edilmesi gerektiği açıkça ortadadır. (HGK 23/06/2004, 13/291-370)
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar için takdir edilen manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
4-Bozma neden ve şekline göre; davalılar ... ve ... vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (4) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalılar ... ve ... vekilinin vekalet ücretine yönelik temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ile davalılar ... ve ..."a geri verilmesine, 15/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.