10. Hukuk Dairesi 2018/2172 E. , 2019/554 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi :Asliye Hukuk (İş) Mahkemesi
No : 2016/40-2017/76
Dava, rücuan tazminat istemine ilişkindir.
Mahkemece, bozma ilamına uyulmak suretiyle yapılan yargılama sonucunda davanın bakiye peşin sermaye değerli gelir yönünden kısmen kabulüne, bakiye tedavi gideri ve geçici iş göremezlik alacağı yönünden ise konusuz kaldıklarındankarar verilmesine yer olmadığına dair karar verilmiştir.
Hükmün, davacı Kurum vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan ve Tetkik Hâkimi ... tarafından düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okunduktan sonra, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
Mahkemece, iş kazası nedeniyle Kurum zararı olarak talep edilen bakiye tedavi gideri ve geçici iş göremezlik alacağı açısından davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına şeklinde karar verilebilmesi için, uyuşmazlık konusu çekişmenin ortadan kalkması, başka bir anlatımla; her iki tarafında davanın esası hakkında karar verilmesinde hukuki yararının kalmamış olması gerekir.
Diğer taraftan, 6100 sayılı HMK’nın 331. maddesinin 1. fıkrası, “ Davanın konusuz kalması sebebiyle davanın esası hakkında bir karar verilmesine gerek bulunmayan hâllerde, hâkim, davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderlerini takdir ve hükmeder.” hükmüne amirdir.
Belirtilen açıklamalar ışığında somut olaya dönüldüğünde, davacı Kurum sigortalısı ...’in 06.10.2007 tarihinde geçirdiği iş kazası nedeniyle sigortalıya bağlanan gelir, geçici iş göremezlik ve tedavi giderleri nedeniyle uğradığı zararın tazmini talebiyle davalı işverene karşı Çüngüş Asliye Hukuk (İş) Mahkemesinde E. 2010/41 Esasa kayden açılan davada davalı işverenin %100 kusurlu olduğu belirlenerek Kurum zararının talep edilen kısmı üzerinden dava kabul edilmiş, Dairemizin 12.03.2013 tarih ve E.2012/5253 K.2013/4594 sayılı onama kararıyla kesinleşmiştir.
Bu defa davacı Kurumun tazmin edilmesi gereken zararından hüküm altına alınan miktar olan 16.500,00 TL. tenzil edilerek bakiye kusur farkına karşılık gelen miktar olan 70.962,44 TL. nin yasal faiziyle birlikte tahsili istemini içeren eldeki dava açıldıktan sonra; davalının, 13.02.2015 tarihinde 26.790,72 TL., 02.03.2015 tarihinde 51.265,00 TL olmak üzere davacı Kurum hesabına yaptığı ödemelerin Mahkemece, vadesi ilk gelen borçtan başlamak üzere düşülmesi gerektiğinden bahisle bu ödemelerden tedavi giderleri ve geçici iş göremezlik ödemelerinin düşülmesiyle bu alacaklar için konusuz kaldıkları yönünde değerlendirme yapılmak suretiyle bu alacaklar yönünden karar verilmesine yer olmadığı yönünde verilen karar isabetsizdir.
Zira, sözkonusu Kurum zararları, faizleriyle birlikte davalıdan talep edilmiş olup bu alacakların faizileriyle birlikte ödendiklerine dair bir delil olmadığı gibi Mahkemece faiz hususunda da irdeleme ve değerlendirme yapılmamıştır.
Kaldı ki, TBK 100. maddesinde, “ Borçlu, faiz veya giderleri ödemede gecikmemiş ise, kısmen yaptığı ödemeyi ana borçtan düşme hakkına sahiptir. Aksine anlaşma yapılamaz.
Alacaklı, alacağın bir kısmı için kefalet, rehin veya başka bir güvence almış ise, borçlu kısmen yaptığı ödemeyi, güvence altına alınan veya güvencesi daha iyi olan kısma mahsup etme hakkına sahip değildir.” hükmüne göre ödemesinde temerrüde düşülmüş borçlara karşılık yapılan kısmi ödemelerin faiz ve diğer giderlere sayılması gerekecektir.
Dolayısıyla, mahkemece, davacı Kurum zararını oluşturan her bir kalem alacağının faizleriyle birlikte tazmini gerekmekte olup buna göre,davalı tarafından dava tarihinden sonra yapılan ödemelerin sadece asıl borç miktarlarını karşılamasına rağmen tedavi gideri ve geçici iş göremezlik ödemesi ile ilgili “konusuz kaldığından karar verilmesine yer olmadığına” dair kurmuş olduğu hüküm isabetsizdir.
Mahkemece, açıklanan maddi ve hukuki ilkeler gözetilmeksizin, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması, usûl ve yasaya aykırı olup, bozma nedenidir.
O hâlde, davacı Kurum vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
SONUÇ : Temyiz edilen hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, 30.01.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.