13. Hukuk Dairesi 2016/6802 E. , 2017/8447 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne kısmen reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davalı ... vekili avukat... ile davacı vekili avukata ..."in gelmeleriyle duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı, ... ... Devlet Hastanesinde Anestezi teknikeri statüsünde çalışmakta iken, yasa uyarınca memur statüsüne geçirildiğini, İş Yasasına tabi olduğu dönemde Türkiye Sağlık İşçileri Sendikasına üye olduğunu, bu sendika ile işveren ... arasında imzalanan sözleşme uyarınca ödenmesi gereken alacaklarının tahsili için davalıya vekaletname verdiğini, hakettiği TİS"den kaynaklanan ücret farkı, ikramiye, sosyal yardım, hizmet zammı, konut ve vasıta yardımı, fazla çalışma, genel tatil ve yıllık izin ücretlerinin tahsili için açılan ... 1. İş Mahkemesi"nin 2004/772 esas sayılı ve ... 7. İş Mahkemesi"nin 2006/379 esas sayılı davaların karara çıktığını ve kesinleştiğini, mahkeme kararının takibe konulduğunu, vekil olan davalının hatalı ve eksik hesaplamalar yaptığını, gerek faiz başlangıçlarında gerekse faiz türlerinde,gereksede diğer bazı alacak kalemlerinde hataları bulunduğunu, kararın davalı tarafından temyiz edilmemesi suretiyle kesinleştiğini, zarara uğradığını ileri sürerek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 9.000,00 TL"nin temerrüt tarihi olan 27.4.2009 tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın kısmen kabulü ile, 563,35 TL nin 09/02/2010 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının reddi gerekir.
2-Davacı, eldeki davasında vekili olan davalının işçilik alacaklarıyla ilgili olarak açmış olduğu davada gerek faiz türü gerekse faiz başlangıcı yönünden hatalı istemde bulunarak zarara uğradığını ileri sürerek tazminat istemiyle eldeki davayı açmıştır. Mahkemece, tüm alacaklara işletme faizi istemesede ilamı icraya koyarken asıl alcaklara olması gerekenden daha yüksek faiz istediği ve müvekkilini zarara uğratmadığı gerekçesiyle birbirini doğrulayan son iki rapora itibar edilerek davanın kısmen kabulüne karar verilmiş olsada; aynı konudaki emsal dosyalarımızda(2012/12051 E. ve 2013/6727 K.) belirtiği gibi davacının zararının doğduğu hususu tartışmasızdır. Esasen uyuşmazlık işletme kredisi faizinin hesabında hangi bankaların uygulamalarının esas alınacağı ve bu oranların sürekli olup olmadığı konusunda toplanmaktadır. Bunun için diğer emsallerde de belirlendiği üzere Toplu İş Sözleşmesininin belirlenen ödeme tarihi başlangıç alınarak birer yıllık devreler belirlenmeli ve bu devrelerde işletme kredisi faizini fiilen uygulamış bankaların uyguladıkları faiz oranları esas alınmalıdır.
İlamda hükmedilen ücret alacaklarına uygulanacak en yüksek işletme kredisi faiz oranının tespiti için ise HGK.nun 20.09.2006 tarih, 2012/594-534 Esas ve Karar sayılı kararında ve Yargıtay 8. Hukuk Dairesi ile 12. Hukuk Dairesi"nin emsal içtihatlarında da vurgulandığı, üzere; mahkemece, tarafların bildirdikleri bankalardan hakkın doğum tarihinden itibaren birer yıllık devreler halinde işletme kredilerine fiilen uyguladıkları en yüksek faiz oranının sorulması; hakkın doğum tarihinden itibaren takip tarihine kadar istenebilecek faiz miktarı ile varsa eksik istenen faiz miktarının bilirkişiye hesaplatılması gerekir.
Somut olayda taraflar yargılama aşamasında banka isimlerini bildirmiş olup yukarda anlatılan ilkeler ışığında incelemesi yaptırılarak sonuca gidilmelidir. Bu durumda mahkemece, yapılacak iş taraflarca bildirilen tüm bankalardan fiilen uyguladıkları işletme kredisi faiz oranlarından eksik olan varsa getirtilerek en yüksek işletme kredisi faiz oranı tespit edilerek bilirkişiden ek rapor yada gerekirse yeni rapor alınmak suretiyle, faiz hesaplanırken birer yıllık dönemler halinde hesaplanması gerektiği de gözetilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi usul ve yasaya aykırı olup, bozmayı gerektirir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacının sair temyiz itirazlarının reddine, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, 1480,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan temyiz harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/III-1 maddesi uyarınca karar düzeltme yolu kapalı olmak üzere, 21/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.