6. Ceza Dairesi 2015/7147 E. , 2016/1083 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ağır Ceza Mahkemesi
SUÇ : Yağma
Yerel Mahkemece verilen hüküm temyiz edilmekle; başvurunun nitelik, ceza türü, süresi ve suç tarihine göre dosya görüşüldü:
11.11.2014 tarihli celsede, savunması alınan sanık .. .., ".... ailesinin, karşı tarafın zararını giderdiğini", yakınanlardan .. .., 03.02.2015 tarihli duruşmada, "kendi cüzdanından alınan 60.-TL parasının sanıkların yakını tarafından kendisine iade edildiğini",... ....."da 26.05.2015 tarihli oturumda; "gasp yapılan akaryakıt istasyonunun şu anki müdürü olduğunu, dava görülürken sanık .."ın ailesi tarafından şirketin zararının giderildiğini" belirtmiş olmaları üzerine tüm sanıklar hakkında TCK"nın 168/3. maddesinin uygulanma ihtimaline binaen sanıklara 26.05.2015 tarihli oturumda ek savunma verildiğinde, sanık .. ..; "Zararın giderildiğinin doğru olduğunu, zararı sanık .. ile birlikte giderdiklerini, diğer sanıklar .. ve ..."nin olayla bir ilgilerinin olmadığını, bu nedenle zararın giderilmesi konusunda bir çabalarının olmadığını" ve diğer sanık .. .. da, "sanık .."ın savunmalarına iştirak ettiğini, zararı, ... ile birlikte karşıladıklarını, diğer iki sanığın olayla ilgisinin olmadığını” belirtmişler; buna karşın, sanıklar .. .. ve .. .. ise; "suçlamaları kabul etmediklerini, olayla ilgilerinin olmadığını" savunmuşlar; böylece tüm aşamalarda, özetle inkara dayalı savunmada bulunan sanık ... ile kovuşturma aşamasında suçlamayı inkar eden sanık ..."nin, hem nedamet hem de yakınanların zararını giderme yönünde bir irade sergilemedikleri dikkate alındığında, sanıklar .. ve .. yönünden Mahkemenin TCK"nın 168. maddesiyle uygulama yapmamasında bir isabetsizlik görülmediğinden, tebliğnamedeki sanık .."ya ilişkin olan bozma düşüncesine iştirak edilmemiştir.
Oluş ve dosya içeriğine göre, sanık .. ..."ın, diğer sanıklarla birlikte yağma eylemine, başından itibaren fikir ve eylem birliği içerisinde katıldığı, etkinliklerini ve güçlerini artırdıklarının anlaşılması karşısında, 5237 sayılı TCK"nın 37/1. maddesi uyarınca asli fail olarak katıldığı gözetilmeden, aynı Yasanın 39. maddesi uyarınca yardım eden sıfatı ile sorumlu olduğu gerekçesi ile cezasından indirim yapılması ve 5275 sayılı Ceza ve Güvenlik Tedbirlerinin İnfazı Hakkındaki Kanunun 108/2. ve TCK"nın 58/7. maddeleri gereğince, en ağır cezayı içeren hükümlülüğün tekerrüre esas alınması gerektiği gözetilip, sanık .. .."ın adli sicil kaydında yer alan Sakarya 4.Asliye Ceza Mahkemesi’nin 10/04/2013 tarih, 2013/81 Esas, 2013/319 Karar sayılı, 11 ay 20 gün erteli hapis cezasını içeren ve 13/05/2013 tarihinde kesinleşmiş olan ilamın tekerrüre esas alınması gerektiğinin gözetilmemesi karşı temyiz olmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
Dosya ve duruşma tutanakları içeriğine, toplanıp karar yerinde incelenerek tartışılan hukuken geçerli ve elverişli kanıtlara, gerekçeye ve Hâkimler Kurulu’nun takdirine göre; suçun sanıklar tarafından işlendiğini kabulde usul ve yasaya aykırılık bulunmadığından, diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
Ancak;
Sanıkların, hapis cezalarının infazı tamamlanıncaya kadar TCK"nın 53/1-a-b-c-d-e maddesinde yazılı hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına; ancak, TCK"nın 53/3. maddesi uyarınca koşullu salıverildikleri takdirde, kendi altsoyları üzerinde TCK"nın 53/1-c bendinde sayılan hakları kullanmaktan yoksunluklarının sona erdirilmesine karar verilmiş ise de; 24.11.2015 tarihli Resmi Gazete"de yayımlanarak aynı tarihte yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 gün, 2014/140-2015/85 Esas ve Karar sayılı kararı ile TCK"nın 53/1-b maddesinde yazılı, "seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan" ibaresinin iptal edilmiş olması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık .. .. ve savunmanı, sanık .. .. ve savunmanı, sanık .. .. savunmanı ile sanık .. .. savunmanının temyiz itirazları bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükmün açıklanan nedenle kısmen isteme aykırı, kısmen de istemden farklı gerekçe ile BOZULMASINA, bozma nedeni yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi aracılığıyla CMUK’nun 322. maddesinin verdiği yetkiye dayanılarak, hüküm fıkrasından “53.maddenin uygulanmasına” ilişkin bölümler çıkartılarak, yerlerine “Sanıkların, kasten işlemiş oldukları suç için hapis cezasıyla mahkumiyetlerinin yasal sonucu olarak, TCK"nın 53/1. maddesinin uygulanması yönünden, (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme, seçilme ve diğer siyasi hakları kullanmaktan yoksun bırakılmalarına; aynı Kanunun 53/2. maddesinin uygulanması açısından, 53/1. maddesinin (a, c, d ve e) bentleri ile (b) bendinde yazılı seçme ve diğer siyasi hakları ve aynı maddenin 3. fıkrası uyarınca, (c) bendinde yazılı kendi alt soyları üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkilerini mahkum oldukları hapis cezalarından koşullu salıverilinceye kadar kullanamamalarına" cümlesi yazılmak suretiyle, eleştiriler dışında, diğer yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 24.02.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.