20. Ceza Dairesi 2016/1011 E. , 2018/3862 K.
"İçtihat Metni"Mahkeme : SAKARYA 1. Ağır Ceza Mahkemesi
Suç : Uyuşturucu madde ticareti yapma
Hüküm : Mahkûmiyet
Dosya incelendi.
GEREĞİ GÖRÜŞÜLÜP DÜŞÜNÜLDÜ:
A- Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde:
TCK"nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili olarak Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarih ve E.2014/140; K.2015/85 sayılı kararının infaz aşamasında gözetilmesi mümkün görülmüştür.
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdanî kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; sanığın yerinde görülmeyen temyiz itirazlarının reddiyle hükmün ONANMASINA,
B- Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;
Yargılama sürecindeki işlemlerin kanuna uygun olarak yapıldığı, aşamalarda ileri sürülen iddia ve savunmaların toplanan tüm delillerle birlikte gerekçeli kararda gösterilip tartışıldığı, vicdani kanının dosya içindeki belge ve bilgilerle uyumlu olarak kesin verilere dayandırıldığı, eylemin sanık tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, eyleme uyan suç tipi ile yaptırımların aşağıda belirtilenler dışında doğru biçimde belirlendiği anlaşıldığından; yerinde görülmeyen diğer temyiz itirazlarının reddine, ancak;
a) Sanığın sabıka kaydında bulunan ve tekerrüre esas alınan Sakarya 1. Sulh Ceza Mahkemesi"nin 24/11/2011 tarih ve 2011/397 esas 2011/903 karar sayılı ilamı ile TCK’nın 105/1 maddesi uyarınca verilen doğrudan 3000 TL adli para cezasının karar tarihi itibariyle kesin hüküm niteliğinde olması nedeniyle tekerrüre esas alınması mümkün olmadığı halde, tekerrüre esas alınması,
b) Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde görülmüş olduğundan, CMUK’nın 321. maddesi gereğince hükmün BOZULMASINA; ancak bu aykırılıkların yeniden duruşma yapılmaksızın aynı Kanun"un 322. maddesi uyarınca giderilmesi mümkün bulunduğundan;
a) Hüküm fıkrasından tekerrürle ilgili bölümünün çıkartılması,
b) TCK"nın 53. maddesinin uygulanması ile ilgili bölümlerin hüküm fıkrasından çıkarılması ve yerine “Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli iptal kararından sonra oluşan durumuna göre, sanıklar hakkında, TCK"nın 53. maddesinin 1 ve 2. fıkraları ile 3. fıkrasının birinci cümlesinin uygulanmasına” ibaresinin yazılması,
Suretiyle, hükmün DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 09.01.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi
C- Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde:
TCK’nın 58 ve 5275 sayılı Kanun"un 108/2. maddelerine göre; birden fazla tekerrüre esas alınabilecek hükümlülüğün bulunması durumunda bunlardan en ağırının tekerrüre esas alınması gerektiğinin gözetilmemesi, karşı temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamıştır.
1) Yargıtay Ceza Genel Kurulu"nun 18.11.2014 tarih, 2013/830 esas ve 2014/502 karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere; Anayasamızın 141 ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanununun 34, 230 ve 232. maddeleri uyarınca mahkeme kararlarının karşıoy da dahil olmak üzere gerekçeli olarak yazılması zorunlu olup, hüküm; başlık, sorun, gerekçe ve sonuç (hüküm) bölümlerinden oluşmalıdır. "gerekçe" kısmında mevcut deliller tartışılıp değerlendirildikten sonra, hükme esas alınan ve reddedilen deliller belirlenmeli, delillerle sonuç arasındaki bağ üzerinde durularak, niçin bu sonuca ulaşıldığı anlatılmak suretiyle hukuki nitelendirmeye yer verilmeli ve sonuç bölümünde açıklanan uygulamaların dayanaklarına değinilmeli, "sonuç (hüküm)" kısmında ise CMK’nun 230 ve 232. maddeleri uyarınca aynı kanunun 223. maddesine göre verilen kararın ne olduğu, TCK’nun 61. ve 62. maddelerinde belirlenen sıra ve esaslara göre uygulanan kanun maddeleri ve hükmolunan ceza miktarı tereddüte yer vermeyecek biçimde açıkça gösterilmelidir.
Yapılan yargılama neticesinde yerel mahkemece;
"Sanık hakkında uyuşturucu madde ticareti yapmak ve kullanmak suçlarından cezalandırılması talebiyle kamu davası açılmış olup sanık atılı suçlamaları açıkça kabul etmiş, ayrıca telefon dinlemelerinden sanığın ... ile irtibatlı olarak uyuşturucu madde ticareti yaptığı, ayrıca ikametinde yapılan aramada da ekspertiz raporuna göre az miktarda esrar maddesi bulunduğu tespit edilmiş, sanığın zincirleme olarak uyuşturucu madde ticareti yaptığı ikrar ve diğer delillerle anlaşılarak cezalandırılmasına" karar verildiği görülmektedir.
CMK"nun 231/11. maddesine göre hükmün açıklanmasına yönelik kararda; Türkiye Cumhuriyeti Anayasası"nın 141/3, CMK"nun 34 ve 230. maddeleri uyarınca hükmün gerekçesinde, iddia ve savunmada ileri sürülen görüşlerin yazılması, kanıtların tartışılarak değerlendirilmesi, hükme esas alınan ve reddedilen kanıtlar ile mahkemece ulaşılan kanaatin, sanığın suç oluşturduğu veya oluşturmadığı sabit görülen fiilin belirtilmesi ve bu fiilin nitelendirilmesinin yapılması suretiyle bir hüküm kurulması gerekirken, gerekçesiz olarak hüküm kurulması,
2) Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazı bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükmün BOZULMASINA,
D- Sanık ... ve ... hakkındaki hükümlerin incelenmesinde:
Sanıkların içinde bulunduğu 54 ZV 528 plakalı araçta yapılan arama neticesinde ele geçirilen 168 adet maddenin polis memurlarınca düzenlenen 19.05.2012 tarihli tutanakta Amfetamin ve Metamfetamin bölümlerine pozitif tepki verdiği belirtilmişse de; söz konusu madde hakkında İstanbul Kriminal Polis Laboratuvarı Müdürlüğünce düzenlenen 29.05.2012 tarihli ekspertiz raporunda tabletlerinin herhangi bir uyuşturucu ve uyarıcı madde ihtiva etmediği tespit edilmekle, sanıkların üzerlerine atılı uyuşturucu madde ticareti yapma suçunun yasal unsurları oluşmadığı halde yerinde olmayan gerekçe ile mahkumiyetlerine karar verilmesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanıkların temyiz itirazı bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükümlerin BOZULMASINA,
E- Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde:
1) Dosyadaki bilgi ve belgelere göre 26.04.2012 tarihinde hakkında kullanmak için uyuşturucu madde bulundurma suçundan tedavi ve denetimli serbestlik kararı verilen ...’dan ele geçirilen esrar maddesinin sanık tarafından temin edildiğine dair eylemi sabit ise de;
Dosya kapsamı, 20.04.2012 ve 26.04.2012 (kendisinden uyuşturucu ele geçirilen ...) tarihli tutanak içerikleri, sanık savunmaları, kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde bulundurma suçlarından haklarında tedavi ve denetimli serbestlik kararı verilen ... ile ...’nun anlatımı çerçevesinde; tutanaklar ile beyanlar arasındaki çelişkiler dikkate alınarak söz konusu tarihlerdeki olaylara ilişkin olayın meydana geliş şekli ve maddenin kim tarafından kime nasıl verildiğine dair olay tutanaklarında imzaları olan tutanak tanıklarının çağrılarak olayla ilgili ayrıntılı beyanlarının alınarak çelişkili durumun giderilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
2) Hükümden sonra 24.11.2015 tarih ve 29542 sayılı Resmi Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Anayasa Mahkemesi"nin 08.10.2015 tarihli 2014/140 esas ve 2015/85 karar sayılı kararı ile, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin bazı hükümlerinin iptal edilmesi nedeniyle, bu maddenin uygulanması açısından, sanığın durumunun yeniden belirlenmesinde zorunluluk bulunması,
Bozmayı gerektirmiş, sanığın temyiz itirazı bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükümlerin BOZULMASINA,
F- Sanık ... hakkında kurulan hükmün incelenmesinde;
1-Sanık hakkında Sakarya Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/8906 sayılı dosyasından yürütülen soruşturma neticesinde 06.06.2012 tarihli iddianame ile kamu davası açıldığı, mahkemece yapılan yargılama neticesinde iddianameye konu edilen 26.04.2012 tarihli sanığın, diğer sanık ... ile birlikte kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde bulundurmak suçundan hakkında tedavi ve denetimli serbestlik kararı verilen ...’a sattığı iddiasına konu edilen eylemle ilgili olarak diğer sanık ..."ın eylemi suç kabul edildiği halde suçun sübut bulup bulmadığı konusunun gerekçede tartışılmaması,
2-Dosya kapsamı, 20.04.2012 ve 26.04.2012 ( kendisinden uyuşturucu ele geçirilen ...) tarihli tutanak içerikleri, sanık savunmaları, kullanmak için uyuşturucu ve uyarıcı madde bulundurma suçlarından haklarında tedavi ve denetimli serbestlik kararı verilen ... ile ...’nun anlatımı çerçevesinde; tutanaklar ile beyanlar arasındaki çelişkiler dikkate alınarak söz konusu tarihlerdeki olaylara ilişkin olayın meydana geliş şekli ve maddenin kim tarafından kime nasıl verildiğine dair olay tutanaklarında imzaları olan tutanak tanıklarının çağrılarak olayla ilgili ayrıntılı beyanlarının alınarak çelişkili durumun giderilmesi ve sonucuna göre sanığın hukuki durumunun takdir ve tayini gerekirken, eksik araştırma ile hüküm kurulması,
3-Suç tarihinde 15-18 yaş aralığında olan sanık hakkında sosyal inceleme raporunun alınmaması ve alınmama gerekçesinin kararda gösterilmemesi,
Bozmayı gerektirmiş, sanık müdafiinin temyiz itirazı bu nedenle yerinde görülmüş olduğundan, diğer yönleri incelenmeksizin hükümlerin BOZULMASINA,
01/10/2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi