11. Ceza Dairesi 2020/1924 E. , 2021/2666 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi
SUÇ : Sahte fatura düzenleme
HÜKÜM : Mahkumiyet
I. Sanık ... hakkında 2009, 2010 ve 2011 takvim yıllarında, sanık ... hakkında 2010 ve 2011 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temyiz incelemesi:
Yargılamanın hukuka uygun olarak yapıldığı, iddia ve savunmada ileri sürülen hususların gerekçeli kararda gösterilip tartışılarak değerlendirildiği, fiillerin sanıklar tarafından gerçekleştirildiğinin saptandığı, suç vasfının doğru biçimde belirlendiği, cezanın kanuni takdir sınırlarında uygulandığı, incelenen dosyaya göre kurulan hükümlerde bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşılmış, sanıklar müdafilerinin temyiz nedenleri yerinde görülmemiş olduğundan, hükümlerin ONANMASINA,
II. Sanık ... hakkında 2009, 2010 ve 2011 takvim yıllarında, sanık ... hakkında 2009 takvim yılında sahte fatura düzenleme suçlarından verilen mahkumiyet hükümlerine yönelik temiz incelemesi:
Sanık ..."un, muhasebeci olduğunu, şirketin kuruluş işlemleri için sanık ... tarafından kendisine vekaletname verildiğini, şirketin ön muhasebe elemanı ... tarafından gönderilen fatura ve banka makbuzlarını defterlere işlediğini ve beyannameleri verdiğini, şirket işleri ile ilgisinin bulunmadığını belirtmesi, şirket müdürü olan sanık ...’nun, İzmir 22. Noterliğinin 04.05.2010 tarihli, 7202 yevmiye numaralı vakaletnamesi ile ..."ı vekil tayin etmesi, sanık ..."ın 2009 yılında şirketle ilgisi olmadığını savunması karşısında gerçeğin kuşkuya yer vermeyecek şekilde tespiti açısından; 2009, 2010 ve 2011 takvim yıllarında İzay Petrol Ltd. Şirketinin faturalarını kullanan mükellef veya şirketler hakkında karşıt inceleme raporlarının düzenlenip düzenlenmediği araştırılarak, ilgili şirket yetkilileri ve mükellefler hakkında sahte fatura kullanma suçundan dava açılıp açılmadığı sorulup, açıldığının tespiti halinde dava dosyalan getirtilip incelenerek bu davayı ilgilendiren delillerin onaylı örneklerinin dava dosyasına intikal ettirilmesi; suç konusu faturalar sanıklara gösterilerek faturalardaki yazı ve imzaların kendilerine ait olup olmadığının sorulması, kabul etmemeleri halinde, sanıkların yazı ve imza örnekleri temin edilerek, faturalardaki yazı ve imzaların aidiyeti yönünden uzman bir kurum veya kuruluştan rapor alınması; suç konusu faturaları kullanan şirket yetkilileri veya mükellefler tanık olarak dinlenilerek sözü edilen faturaları hangi hukuki ilişkiye dayanarak kimden aldıklarının, sanıkları tanıyıp tanımadıklarının sorulması; sanık ..."un savunmasında İzay Petrol Ltd. Şirketinde ön muhasebe elemanı olarak çalıştığını belirttiği, 15.02.2011 ve 23.05.2011 tarihli yoklamalarda hazır bulunduğu anlaşılan ..., suç konusu faturaları kullanan Ersier Maden Hafriyat İnş. San. ve Tic. Ltd. Şirketi yetkilisinin beyanında ismi geçen, İzay Petrol Ltd. Şirketinde çalıştığı anlaşılan ..., suç konusu faturaları kullandığı tespit edilen Metedizel Otomotiv Nakliyat San. ve Tic. Ltd. Şti. yetkilisinin, İzay Petrol Ltd. Şirketi adına muhatap olduklarını belirttikleri... isimli kişinin açık kimlik bilgileri belirlenip, söz konusu kişilerin tanık sıfatıyla dinlenilerek, şirketi fiilen kimin idare ettiğinin, sanık ...’ın 2009 yılında şirket işlerini takip edip etmediğinin, sanıkların şirketteki görevlerinin, faturaların kimler tarafından düzenlendiğinin sorulması, şirketin bastırdığı faturalarla ilgili siparişleri kimin verdiğinin, ödemeyi kimin yaptığının, 23.10.2000, 14.01.2010 ve 01.11.2010 tarihlerinde Mat Grup Ambalaj Sürekli Form Matbaada basıldığı anlaşılan faturaların kimin tarafından teslim alındığının tespit edilmesi, şirketin banka hesapları ile ticaret odası kayıtları araştırılıp şirket adına kimlerin iş ve işlemlerde bulunduğunun araştırılması ve sonucuna göre tüm deliller birlikte değerlendirilerek sanıkların hukuki durumlarının belirlenmesi gerekirken, eksik araştırma ve inceleme ile hükümler kurulması,
Yasaya aykırı, sanıklar ... ve ... müdafilerinin temyiz ilenleri bu itibarla yerinde görülmüş olduğundan, hükümlerin bu sebeplerden dolayı 5320 sayılı Kanun"un 8/1. maddesi gereğince uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nin 321. maddesi uyarınca BOZULMASINA,
16.03.2021 tarihinde Başkan ..."in sanık ..."nun 2009, 2010 ve 2011 takvim yıllarında, sanık ... hakkında da 2010 ve 2011 takvim yıllarında sahte fatura düzenleme suçunun her takvim yılına ait ayrı mahkumiyet hükmü kurulmayacağına ve sanıklar hakkında TCK"nin 43. maddesi gereği zincirleme suç hükümleri uygulanması gerektiğine dair karşı oyu ve oy çokluğu ile karar verildi.
KARŞI OY
Temyiz incelenmesine konu olan somut olayda; 25.07.2012 tarihinde Maliye Bakanlığı Vergi Denetim Kurulu Başkanlığı tarafından yapılan ihbar üzerine gerçekleşen eylemde; sanıklar ... ve ... baştan beri yaptığı bir plan dahilinde Konak Vergi Dairesinin ....35052 vergi kimlik numaralı vergi mükellefiyetliliğini tesis ederek, vergi mükellefiyetinin avantajları ile temin ettiği faturaları hukuki ve fiili kesinti söz konusu olmaksızın; sanık ... 2009, 2010 ve 2011 yıllarında, sanık ... 2010 ve 2011 takvim yıllarında gerçek bir mal teslimine dayanmaksızın komisyon karşılığı sahte fatura düzenleme suçundan sübut bulan eylemi gerçekleştirmiştir.
Türk Ceza Kanununun 1. maddesine göre ceza kanununun amacı kişi hak ve özgürlüklerini kamu düzenini ve güveninin hukuk devletini korumak ve suç işlemesini önlemektir. Türk Ceza Kanununun 2. maddesinde ise suçta ve cezada kanunilik ilkesini belirlerken kanunun suç saymadığı bir fiil için kimseye ceza verilemez ve güvenlik tedbiri uygulanamaz. Kanunda yazılı cezalardan ve güvenlik tedbirlerinden başka bir ceza ve güvenlik tedbirine hükmolunamaz. Suç ve ceza işlenen hükümlerde kıyas yapılamaz. TCK"nin ilgili maddeleri birlikte değerlendirildiğinde, vergi usul kanununun her takvim yılının ayrı bir suç olacağına dair yasal düzenlemenin bulunmaması, mali denetimlerin idarenin denetim esasına ve dönemlerine göre re"sen veya başka soruşturma gereği yapılmış olması, sanıkların üzerine atılı sahte fatura düzenleme eyleminden başlatılan soruşturma geçmiş yıllara ilişkin yapılan denetim, tespit ile mütalaa verildiği, bu tarihten öncesinde sanıkların suç işleme iradesinin ne zaman başladığı, devam ettiği veya hukuki kesinti olup olmadığına bakılmaksızın hazırlanan vergi değerlendirme raporu ve mütalaa ile Cumhuriyet savcılığına kamu davası açıldığı dikkate alındığında, dosya içeriğinde sanıkların suç işleme iradesinin belirgin dönemlerde gerçekleştiğine dair sanıklar aleyhine herhangi bir delil bulunmaması birlikte değerlendirildiğinde;
213 Sayılı Vergi Usul Kanununun sahte fatura düzenleme/kullanma suçlarında suçların oluşumu bakımından her takvim yılının ayrı suç oluştuğuna ilişkin yasal düzenlemenin bulunmaması, işletmenin mahiyetine göre tebliğlerle birden çok beyanname dönemini idarenin her zaman tespit edebileceği, beyanname döneminin de vergi düzeni ve sistematiği açısından belirlenmiş olması, sanıkların "suç işleme iradesinin" idarenin beyanname dönemini belirleyen tebliğlerle belirlenemeyeceği, Yargıtay"ın yerleşik içtihatlarında ve Doktrinin kabulüne göre de "suç işleme kararını" tespit etmek için sanıkların baştan itibaren yaptığı bir plan dahilinde hareket etmesi gerektiği, sanıkların yukarıda belirlenen vergi mükellefiyeti ile belirtilen aleyhe fiili ve hukuki kesinti olduğunun belirlenmediğinden devam eden eyleminden, Türk Ceza Kanunu genel hükümlerine göre sanıkların kastının ve suç işleme iradesinin değerlendirilmesi gerektiği bu kapsamda sanıkların birden fazla takvim yılı içerisinde gerçekleştiği iddia edilen eylemlerinin hukuki veya fiili kesinti olduğunun belirlenemediğinden, dosya üzerinden hazırlanan vergi değerlendirme raporu, tarh ve mütalaa ile sanıkların suç işleme iradesinin ne zaman yenilendiğinin veya kesildiğinin tespiti mümkün olmadığından, geçmişe yönelik yapılan inceleme ile Türk Ceza Kanununun suçta ve cezada kanunilik ilkesine aykırı olarak her takvim yılı için ayrı suç kabul edilmesinin mümkün olamayacağından Türk Ceza Kanununun 43. maddesinde belirlenen zincirleme suç hükmü uygulanması gerektiğinden sanık ... hakkında 2009, 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin üç kez, sanık ... hakkında 2010 ve 2011 yıllarına ilişkin iki kez mahkumiyet hükümleri kurulmasına ilişkin sayın çoğunluğun kararına katılmıyorum. 16.03.2021