11. Hukuk Dairesi 2019/966 E. , 2019/7727 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
TÜRK MİLLETİ ADINA
Taraflar arasında görülen davada Gaziantep 3. Asliye Hukuk Mahkemesince verilen 20/02/2018 tarih ve 2017/13-2018/92 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacı vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
Davacı vekili, müvekkilinin "KİNETİX" esas unsurlu bir çok tanınmış markanın sahibi olduğunu, davalının 2001/21012 nolu "KİNETİCS" ibareli markası ile müvekkilinin tanınmışlığından yarar sağlamaya çalıştığını, davalı markasının 556 sayılı KHK"nın 7. maddesi gereği tescil dahi edilmemesi gerektiğini, davalı markasının müvekkili markalarıyla KHK"nın 8. maddesi kapsamında ayırt edilemeyecek derecede benzer olduğunu, davalının marka tescilinin kötüniyetli olup müvekkilinin tanınmışlığından ve markasına yaptığı yatırımlardan yararlanma maksadı taşıdığını, ayrıca sayılan sebeplerin yanında davalının markasını beş yıldır kullanmaması nedeniyle KHK"nın 14. maddesi gereğince de markasının kullanmama nedeniyle hükümsüzlüğünün gerektiğini ileri sürerek davalı adına tescilli 2001/21012 tescil numaralı "KİNETİCS" markasının hükümsüzlüğüne karar verilmesini, talep etmiştir.
Davalı vekili, müvekkilinin davaya konu markayı 14 yıldır kullanıp reklamlar verdiğini, davanın yasanın öngürdüğü 5 yıllık hak düşürücü süreden sonra ikame edildiğini savunarak davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davalının markayı ciddi surette kullandığı, kötü niyetle tescil iddiasının kanıtlanamadığı ve davanın 5 yıllık süre içerisinde açılmadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
Kararı, davacı vekili temyiz etmiştir.
Dava, kötü niyetle marka tescili ve tanınmış marka sebebiyle markanın hükümsüzlüğü, son beş yıl içinde ciddi kullanım olmaması nedeniyle de markanın iptali istemlerine ilişkin olup, Mahkemece, tanınmış marka iddiasına dayalı olarak davalı marka tarihinin 02.12.2002 dava tarihinin 28.08.2015 olması nedeniyle olaya uygulanacak 556 sayılı KHK’nın 42/1-a maddesi uyarınca beş yıllık hak düşürücü süre içerisinde açılmamış olması nedeniyle hükümsüzlük davasının süre yönünden reddi doğru ise de, kötü niyetle marka tescili ve markanın kullanmama nedeniyle iptali davalarının beş yıllık dava açma süresine tabi olmamakla birlikte, mahkemece davalının markayı kötü niyetle tescil ettirdiğinin ispatlanamamış olması, kullanmama nedeniyle iptal davası yönünden ise KHK’nın 14. maddesinin Anayasa Mahkemesinin 6 Ocak 2017 tarihli RG’de yayınlanan 14/12/2016 tarih ve 2016/148 Esas, 2016/189 Karar sayılı kararıyla ile iptal edilmesi, 10 Ocak 2017 tarihli Resmi Gazetede yayınlanarak yürürlüğe giren 6769 sayılı Kanun"un 9. maddesinde benzer düzenleme yapılmış ise de bu Kanun"un Anayasa Mahkemesi"nin iptal kararının Resmi Gazetede yayınlandığı 06 Ocak 2017 tarihinden 4 gün sonra yürürlüğe girdiği, kanunların geriye yürümezliği, davanın da açıldığı tarihteki şartlara göre karar verileceği genel kurallarından hareketle 6 Ocak 2017 tarihinden sonra hukuksal boşluk oluştuğundan davanın esası hakkında karar verilmemesine yer olmadığına karar verilmesi gerekirken, davalının markayı ciddi surette kullandığı gerekçesiyle reddi doğru değil ise de, anılan hususların sonuca etkili olmaması, dosya içeriği deliller itibariyle kararın usul ve yasaya uygun olması nedeniyle davacı tarafın tüm temyiz itirazlarının reddi ile hükmün onanmasına karar verilmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin tüm temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 02/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.