23. Hukuk Dairesi 2015/678 E. , 2016/486 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki sözleşmenin iptali, tapu iptali ve tescile ilişkin asıl ve karşı, alacak ve tazminata ilişkin birleşen davanın bozma ilamına uyularak yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı asıl davanın hüküm kurulmasına yer olmadığına, karşı davanın reddine, birleşen 2007/239 E. sayılı davanın reddine, birleşen 2008/18 E. sayılı dava ile birleşen 2011/472 E. sayılı davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün asıl ve birleşen davalarda davalı-karşı davalarda davacı vekilince duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde asıl ve birleşen davalarda davalı-karşı davalarda davacı şirket müdürü ... ve vekili Av. ... ile asıl ve birleşen davalarda davacı-karşı davalarda davalı vekili Av. ..."nin gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanarak hazır bulunanların sözlü açıklamaları dinlenildikten ve temyiz dilekçesinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
- KARAR -
Asıl ve birleşen davalarda davacı-karşı davalı arsa sahibi vekili, sözleşmeye ek olarak düzenlenen taahhütnamenin geçersizliğinin tespitini, eksik ve kusurlu işler bedeliyle gecikme tazminatının ödenmesini istemiştir.
Asıl ve birleşen davalarda davalı-karşı davacı yüklenici vekili, sözleşmenin ifa ile sonuçlandığını belirterek bağımsız bölümlerinin adına tescili ile fazladan gerçekleştirilen imalât bedelinin ödenmesini istemiştir.
Mahkemece, asıl davanın kabulüne, karşı ve tarafların birleşen davalarının kısmen kabulüne dair verilen karar, Yargıtay 15. Hukuk Dairesi"nin 18.04.2013 tarih ve 2012/7460 E., 2013/2708 K. sayılı ilamıyla bozulmuştur. Mahkemece bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonucunda; binaların iskân ruhsatı alabilmesi için yapı ruhsatının yenilenmesi veya yapı denetim sözleşmesinin düzenlenerek ibraz edilmesinin zorunlu olduğu, yine tadilat projesine ihtiyaç bulunduğu, bu hali ile iskân ruhsatı almasının mümkün olmadığı, arsa sahibinin yapı denetim ücretini ödememek suretiyle kusurlu olduğu, haklı gecikme süresinin 5 veya 6 ay olarak belirleneceği, kira başlangıç tarihinin 01.01.2005 olduğu, tazminat hesabında dairelerin satışı ve kiraya verilmeleri durumunun gözetildiği gerekçesiyle, asıl davadaki sözleşmenin iptaline ve tapu iptal tescil istemlerinin reddi kararı kesinleştiğinden hüküm kurulmasına yer olmadığına, birleşen davalarda yüklenicinin tapu iptali tescil ve fazla imalat istemlerinin reddine, arsa malikinin eksik imalata yönelik taleplerinin reddine, gecikme tazminatı taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Karar, asıl ve birleşen davalarda davalı karşı davacı yüklenici vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı doğrultusunda inceleme yapılıp hüküm verilmiş olmasına, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına, bozmanın kapsamı dışında kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazları incelenemeyeceğine göre, asıl ve birleşen davalarda davalı karşı davacı yüklenici vekilinin aşağıdaki bent kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2-Mahkemece hükmüne uyulan Yargıtay 15. Hukuk Dairesi"nin 18.04.2013 tarih ve 2012/7460 E., 2013/2708 K. sayılı ilamında; gecikme tazminatı istemi yönünden yapılan temyiz incelemesinde, halen ruhsatsız (kaçak) olan inşaat için iskân belgesi alınıp alınamayacağının belli olmadığı, inşaatın önceki müteahhitçe yapılan bölümüyle ve ikmâl olunan kısmında ruhsata aykırı yönler var ise bunların yeniden oluşturulacak uzman bilirkişilere incelettirilerek, mevcut haliyle yasaya uygun olduğu ve iskân ruhsatı verilecekse, yüklenicinin arsa sahibini yapı denetimi ve yenileme ruhsatı konusunda uyarmadan inşaata ruhsatsız devam etmekte, arsa sahibinin yargılama sırasında gönderdiği ihtarında yapı denetim ücreti ödemeyeceğini bildirmiş olması da gözetilerek haklı gecikme süresi saptanıp yapım süresine eklendikten ve arsa sahibinin bir kısım bağımsız bölümleri sattığı veya kiraya vermiş olduğu da dikkate alınarak buna göre isteyebileceği gecikme tazminatı hesaplattırılarak karar verilmesi gerektiği belirtilmiştir.
Bozma ilamına uyularak yeniden alınan bilirkişi kurulu raporunda, inşaatın halihazır durumu ile yapı kullanma izin belgesi verilemeyeceği belirtilmekle birlikte, bu iznin alınmasına engel olan eksik veya ayıpların giderilebilir olduğu belirtilmiştir. Inşaatın bu haliyle, dava tarihleri itibariyle satışı yapılan ve kiraya verilen bağımsız bölümler dışında, sözleşmesine, onaylı projesine, imar mevzuatına uygun şekilde, tamamlanıp teslim edildiğinden sözedebilmek mümkün değildir. Ne var ki, oluşan bu gecikmede, yüklenicinin arsa sahibine yapı denetim sözleşmesi yapılması ve yenileme ruhsatı alınması konusunda uyarmadan inşaata ruhsatsız devam etmekle ve arsa sahibi de temelde bu işlerin yapılabilmesi için imzalanması gereken yapı denetim sözleşmesini yapmaktan kaçınmakla ortak kusurlu oldukları Yargıtay bozma ilamı ile işaret edilmiştir. Bunun yanında; taraflar arasındaki sözleşme, ikmal sözleşmesi olup, sözleşme tarihi itibariyle önceki yüklenicinin gerçekleştirdiği imalat oranı taraflarca %54 olarak kabul edilmiş ve o tarihteki mevcut imalatın yasal sorumluluğu arsa maliki yüklenmiştir. Buna göre; tarafların, izah edilen durumlar karşısında sorumluluk derecelerini tespit etmek için, öncelikle yapı denetim sözleşmesi imzalanmaması nedeniyle oluşan engel dışında inşaattaki yapı kullanma izin belgesi alımına engel oluşturan eksik ve ayıpların, arsa sahibinin tümüyle sorumluluğunu benimsediği %54 orandaki kısma mı ait olduğu yoksa yeni yüklenicinin ikmal ettiği kısımla mı ilgili olduğu saptanmalı, bundan sonra arsa sahibinin yükümlülüğü olduğu kabul edilen yapı denetim sözleşmesini yapmamasının gecikmeye etkisi değerlendirilerek, sözleşme uyarınca kararlaştırılan teslim süresinin başlayıp başlamadığı, başlamışsa hangi tarihte başladığı ve sona ermesi gerektiği saptanmalıdır. Bu açıklamalar karşısında mahkemece bozma ilamına uyulmakla birlikte bozma gerekleri yerine getirilmemiş, alınan bilirkişi kurulu raporuna bağlı olarak yükleniciye ortalama altı aylık süre uzatımı verilmesi gerektiği benimsenip karar verilerek, bu sürenin nasıl ve hangi yöntemle hangi gerekçelere dayalı olarak hesaplandığı açıklanmamıştır.
Açıklanan nedenlerle, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş bozmayı gerektirmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, asıl ve birleşen davalarda davalı-karşı davacı yüklenici vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddine, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, temyiz itirazlarının kabulü ile kararın asıl ve birleşen davalarda davalı yüklenici vekili yararına BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, 1.100,00 TL duruşma vekalet ücretinin asıl ve birleşen davalarda davacı-karşı davalarda davalıdan alınarak asıl ve birleşen davalarda davalı-karşı davalarda davacıya verilmesine, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 28.01.2016 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.