18. Hukuk Dairesi 2015/12465 E. , 2016/9978 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Dava dilekçesinde, 11.11.2009 tarihli dernek yönetim kurulu kararlarının yok hükmünde olduğunun tespiti istenilmiştir. Mahkemece davanın kabulüne karar verilmiş, hüküm bir kısım davalılar vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
Y A R G I T A Y K A R A R I
Temyiz istemlerinin süresi içinde olduğu anlaşıldıktan sonra dosyadaki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
Davacı vekili dava dilekçesinde; davalıların davacı derneğin eski yöneticileri olduklarını, davalıların 11.11.2009 tarihli yönetim kurulu toplantısında dernek adına taşınmaz alım-satımı, borçlanma, ihalelere katılma, parasal işlemleri ifa, sözleşme yapma ve feshi vb. konularda işlem yapmak üzere yönetim kurulu üyelerinden en az ikisinin birlikte atacakları imzaları ile yetkili kılınmalarına dair kararlar alındığını, ancak davalıların seçildikleri 30.08.2009 tarihli dernek genel kurul toplantısının yok hükmünde sayılarak iptal edildiğini, dolayısıyla orada seçilenlerin katıldığı toplantıda alınan kararların da geçersiz olduğunu ileri sürerek 11.11.2009 tarihli dernek yönetim kurulu toplantısında alınan kararların yok hükmünde olduğunun tespitine karar verilmesini istemiştir. Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davanın kabulüne karar verilmiştir.
4721 sayılı Türk Medenî Kanununun 50. maddesinde; "Tüzel kişinin iradesi, organları aracılığıyla açıklanır. Organlar, hukukî işlemleri ve diğer bütün fiilleriyle tüzel kişiyi borç altına sokarlar. Organlar, kusurlarından dolayı ayrıca kişisel olarak sorumludurlar." düzenlemesi mevcuttur. Aynı Kanunun 73. maddesinde, derneğin nihai kararlarının en yetkili organ olan genel kurul tarafından verileceği, 83. maddesinin 2. fıkrasında ise derneğin diğer organ kararlarına karşı dernek içi denetim yolları tüketilmedikçe iptal davası açılamayacağı hükme bağlanmış olup, genel kurulun onayı olmayan yönetim veya disiplin kurulu kararlarının derneğin denetim yolları tüketilmiş kararları olarak kabul edilemez.
Somut olayda dava, dernek yönetim kurulunun 11.11.2009 tarihli kararlarının yok hükmünde olduğunun tespiti istemine ilişkin olup davacı dernek adına vekili tarafından 11.11.2009 tarihindeki yönetim kurulu üyeleri davalı gösterilerek açılmıştır. Davacı dernek yönetim kurulunun 11.11.2009 tarihli kararlarının yok hükmünde olduğunun tespitini istemiş ise de, kendi kararlarının değiştirilmesi
yönünde yönetim kurulunda her zaman yeni bir karar alabileceği gibi, bu konunun dernek genel kurulunda görüşülmesini de sağlayabilir. Dosya içerisinde, davacı derneğin genel kurulunda bu konuda karar alındığına dair bir bilgi ve belge de bulunmamaktadır.
Hal böyle olunca yukarıda gösterilen yasal düzenleme ve yapılan açıklamalar dikkate alındığında, dernek genel kurulunun onayı olmayan yönetim kurulu kararları derneğin iç denetim yolları tüketilmiş kararları olarak kabul edilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde davanın kabulü yönünde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Bu itibarla yukarıda açıklanan esaslar gözönünde tutulmaksızın yazılı şekilde hüküm tesisi isabetsiz, temyiz itirazları bu nedenlerle yerinde olduğundan kabulü ile hükmün HUMK.nun 428.maddesi gereğince BOZULMASINA, temyiz peşin harçlarının istek halinde temyiz edenlere iadesine, 21.06.2016 gününde oyçokluğuyla karar verildi.
KARŞI OY
Davacı derneğin 30.08.2009 tarihli olağanüstü genel kurulunun iptaline ilişkin kararı inceleyen Yargıtay 7. Hukuk Dairesi 12.07.2011 tarihli 4394-4872 sayılı ilamında; "bu genel kurulun ve alınan kararların yok hükmünde olduğunu" tespit etmiştir. Yokluk, anılan genel kurulda alınan tüm kararları, alındıkları tarihten itibaren kendiliğinden (de facto) ortadan kaldırır. Başka bir ifade ile bu kararlar hiç alınmamış, doğmamış sayılır. Buna bağlı olarak davalıların "organ” sıfatıyla almış oldukları kararlar da kendiliğinden hükümsüz hale gelir. Geçerli bir genel kurulda alınan hukuka aykırı kararların iptalinde, Türk Medeni Kanununun 83"ncü maddesinin (2.) fıkrasındaki "dernek içi denetim yollarını tüketmiş olma" koşulu aranır. Olağanüstü genel kurul, "yok" hükmünde ise, burada seçilen "organ""ın almış olduğu kararlara karşı, dernek içi denetim yollarının tüketilip tükeltilmediğine artık bakılmaz. Çünkü kararı alan "organ"ın seçimine ilişkin kongre hükümsüz hale gelmiştir. Başka bir ifade ile "organa" hukuki varlık kazandıran temel çökmüş, yok sayılmıştır. Bu bakımdan yerel mahkemece verilen karar doğrudur. Onanmasına karar verilmesi gerektiği düşüncesiyle sayın çoğunluğun bozma kararına katılamıyorum. 21.06.2016