16. Hukuk Dairesi 2016/292 E. , 2019/4687 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :KADASTRO MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : KADASTRO TESPİTİNE İTİRAZ, TESCİL, MEN"İ MÜDAHALE
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sırasında, ... İlçesi Çepni/Mehmet Aras Mahallesi çalışma alanında bulunan 345 ada 25 ve 346 ada 2 parsel sayılı 5.088,01 ve 21.260,64 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, genel mahkemede davalı olduklarından söz edilerek malikhaneleri boş bırakılmak suretiyle tespit edilmiştir. Davacılar ... ve ... tarafından, davalı ... aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan men"i müdahale davası ile davacı ... tarafından, Hazine ve ... aleyhine Asliye Hukuk Mahkemesinde açılan tescil davası, çekişmeli taşınmazlar hakkında tutanak düzenlenmesi nedeniyle görevsizlik kararı verilerek Kadastro Mahkemesine aktarılmıştır. Kadastro Mahkemesinde, çekişmeli parsel tutanakları ile aktarılan dava dosyaları birleştirilerek ve usule ilişkin bozma ilamına uyularak yapılan yargılama sonunda davanın kısmen kabulü ile dava konusu 345 ada 25 ve 346 ada 2 parsel sayılı taşınmazların kök muris ... mirasçıları adına miras payları oranında tapuya tesciline karar verilmiş; hüküm, bir kısım davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Mahkemece, çekişmeli 345 ada 25 ve 346 ada 2 parsel sayılı taşınmazların evveliyatı itibariyle kök muris ...’a ait olup, gerek murisin sağlığında gerekse de ölümünden sonra mirasçılar arasında herhangi bir taksim, bağış ya da satış işlemi bulunmadığı kabul edilerek yazılı şekilde karar verilmiştir. Ancak, hükmüne uyulan usule ilişkin bozma ilamında kök muris ...’ın tüm mirasçılarının tespit edilerek yöntemince davaya dahil edilmeleri gereğine değinilmiştir. Ne var ki, kök muris ...’ın mirasçılarından...’in eşi olan ..., ...’in 1989 yılında ölümünden sonra 1996 yılında çocuksuz olarak vefat etmiş olup, kendisine eşinden kalan miras payı ölümüyle birlikte kendi mirasçılarına intikal etmiştir. Buna rağmen mahkemece, Şükriye’nin mirasçıları tespit edilip yöntemince davaya dahil edilmemiş, dolayısıyla taraf teşkili sağlanmadan işin esası hakkında karar verilmiştir. Taraf teşkili dava şartlarından olup, bu şart sağlanmadan işin esası hakkında karar verilemez. Öte yandan dava, genel mahkemeden Kadastro Mahkemesine aktarılan dava olması sebebiyle Kadastro Mahkemesindeki yargılamanın, aktarılan dosyanın kapsamıyla sınırlı olarak gerçekleştirilmesi gerekir. Ne var ki, somut olayda mahkemece, dosyanın Kadastro Mahkemesine aktarılmasından sonra mahallinde hiç keşif yapılmamış, aktarılan dosyanın kapsamı belirlenmemiş ve genel mahkemede yapılan keşiflerde ve duruşmada dinlenen bir kısım tanıkların beyanlarıyla yetinilerek karar verilmiştir. Diğer taraftan, işin esasına ilişkin olarak gerek Kadastro Mahkemesince, gerekse de aktarma kararı verilmeden önce Asliye Hukuk Mahkemesince yapılan inceleme ve araştırma da hüküm vermeye yeterli değildir.
O halde, doğru sonuca varılabilmesi için mahkemece öncelikle, kök muris ... mirasçılarından...’in eşi ...’nun verasete esas nüfus kayıt örnekleri dosya arasına getirtilerek mirasçılarının yöntemine uygun şekilde davaya dahil edilmeleri sağlanmalı, taraf teşkili tamamlandıktan sonra mahallinde elverdiğince yaşlı, tarafsız, yöreyi iyi bilen ve davada yararı bulunmayan şahıslar arasından seçilecek yerel bilirkişiler, tespit bilirkişilerinin tümü ve taraf tanıkları ile uzman fen bilirkişisinin katılımıyla yeniden keşif yapılmalıdır. Yapılacak keşifte, öncelikle dava dilekçesinde yazılı sınırlar yerel bilirkişilere tek tek okunarak bu sınırların zemin üzerinde gösterilmesi istenilmeli, bilirkişilerin gösteremediği sınırların tespiti için taraflara tanık dinletme imkanı sağlanmalı, bilirkişi ve tanıklarca gösterilen sınırlar fen bilirkişisi tarafından harita üzerinde işaretlenmeli, bu yolla genel mahkemeden Kadastro Mahkemesine aktarılan dosyanın kapsamı duraksamasız şekilde saptanmalı, yerel bilirkişi ve tanıklardan, çekişmeli taşınmazların öncesi itibariyle kime ait oldukları, kimden kime ne şekilde ve ne zaman intikal ettikleri, kim tarafından hangi tarihten beri ve hangi tasarruflarla zilyet edildikleri, kök muris ...’ın sağlığında ya da ölümünden sonra mirasçılar arasında herhangi bir taksim, bağış ya da satış işlemi yapılıp yapılmadığı, yapılmış ise kimler arasında, hangi tarihte ve ne şekilde yapıldığı hususları etraflıca sorulup maddi olaylara dayalı olarak açıklattırılmalı, beyanlar arasında çelişkiler oluştuğu takdirde yüzleştirme yapılarak çelişkiler giderilmeli, tespite aykırı sonuca ulaşılması halinde tespit bilirkişileri tanık sıfatıyla dinlenilmeli, bilirkişi ve tanık sözleri komşu parsellerin tespit tutanakları ve dayanaklarıyla denetlenmeli, bundan sonra da toplanmış ve toplanacak tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece bu hususlar göz ardı edilerek eksik incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesi isabetsiz olduğu gibi, kabule göre de, 3402 sayılı Kadastro Kanunu’nun 1. maddesi uyarınca kadastro hakimi doğru, infazı kabil ve infaz sırasında tereddüt oluşturmayacak şekilde hüküm kurmak zorunda olup Mahkemece, çekişmeli taşınmazlar (24.000) pay kabul edildiği halde, (21.600) pay dağıtılarak pay ve payda eşitliği sağlanmadan hüküm kurulmuş olması da isabetsiz olup, bir kısım davacılar vekilinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin yatırılan temyiz karar harcının talep halinde temyiz edenlere iadesine, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 24.06.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.