Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/687 Esas 2017/3726 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
21. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/687
Karar No: 2017/3726
Karar Tarihi: 08.05.2017

Yargıtay 21. Hukuk Dairesi 2016/687 Esas 2017/3726 Karar Sayılı İlamı

21. Hukuk Dairesi         2016/687 E.  ,  2017/3726 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :İş Mahkemesi


    Davacı, iş kazası sonucu maluliyetinden doğan maddi ve manevi tazminatın ödetilmesine karar verilmesini istemiştir.
    Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin kısmen kabulüne karar vermiştir.
    Hükmün taraf vekillerince temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tesbit edildi.

    K A R A R
    1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle, temyiz kapsam ve nedenlerine göre, davalının tüm, davacının aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine,
    2-Dava, iş kazasıda malul kalan sigortalının, maddi ve manevi zararlarının giderilmesi istemine ilişkindir.
    Mahkemece, davanın kısmen kabulüne, 82.679,00TL maddi tazminatın 06.01.2010 kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile ve 25.000,00TL manevi tazminatın 09.12.2010 dava tarihinden itibaren yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline ve davacıya ödenmesine dair karar verilmiştir.
    Dosyadaki kayıt ve belgelerin incelenmesinde, davalı işverenin %60 kusurlu olduğu, davacı sigortalının kaza tarihinde 38 yaşında olduğu ve bu kaza nedeniyle %51 malul kaldığı ve bir süre hastanede tedavi gördüğü ve iyileşmesinin zaman aldığı anlaşılmaktadır.
    Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre hakimin, özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile takdir edeceği para tutarının, adalete uygun olması gerekir. Hükmedilecek bu para, zarara uğrayanda manevi huzuru doğurmayı gerçekleştirecek, tazminata benzer fonksiyonu olan özgün bir nitelik taşır. Bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. O halde, bu tazminatın sınırı onun amacına göre belirlenmelidir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenilen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için yeterli düzeyde olmalıdır. 22.06.1966 günlü ve 7/7 sayılı Yargıtay İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir olunacak manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden hakim, bu konuda takdir hakkını kullanırken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
    Takdir hakkı kullanılırken, ülkenin ekonomik koşulları, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın satın alma gücü, tarafların kusur durumu, olayın ağırlığı, olay tarihi gibi özelliklerin değerlendirilmesi, bunun yanında olayın işverenin işçi sağlığı ve güvenliği önlemlerini yeterince almamasından kaynaklandığı da gözetilerek gelişen hukuktaki yaklaşıma uygun olarak tatmin duygusu yanında caydırıcılık uyandıran oranda manevi tazminatın belirlenmesi gerektiği açıkça ortadadır. ( HGK 23/06/2004, 13/291-370 )
    Bu ilkeler gözetildiğinde, davacı yararına hükmedilen 25.000,00TL manevi tazminatın az olduğu ortadadır.
    Yine, davacı tarafça kaza tarihinden itibaren yasal faiz istenilmesine rağmen, manevi tazminata, sonraki bir tarih olan dava gününden itibaren faiz kararı verilmesi hatalı olmuştur.
    O halde, davacı tarafın bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve hüküm bozulmalıdır.
    SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA, temyiz harcının istek halinde temyiz edenlerden davacıya iadesine, aşağıda yazılı temyiz harcının temyiz edene yükletilmesine
    08.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.