21. Hukuk Dairesi 2016/1198 E. , 2017/3718 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Davacı, davalılardan işverenlere ait işyerinde geçen çalışmalarının tespitine karar verilmesini istemiştir.
Mahkeme ilamında belirtildiği şekilde, isteğin reddine karar vermiştir.
Hükmün davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldıktan sonra düzenlenen raporla dosyadaki kağıtlar okundu, işin gereği düşünüldü ve aşağıdaki karar tespit edildi.
K A R A R
Dava, davacının 2001 yılından 15.12.2012 tarihine kadar davalılara ait işyerinde geçen çalışmalarının tespiti istemine ilişkindir.
Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.
Dosyadaki kayıt ve belgelerden; davacının 02.06.2001-15.08.2003 tarihleri arasında davalılardan ... unvanlı işyerinden ayda 15 gün üzerinden,11.05.2007-31.07.2008 tarihleri arasında davalı ... işyerinden ve 01.09.2010-30.04.2011 tarihleri arasında dava dışı Arca Yeddi Emin AŞ işyerinden ayda 30 gün üzerinden sigortalı çalışmalarının Kuruma bildirildiği,dönem bordrolarının dosyada bulunduğu, dinlenen tanıklardan bir kısmının davalının yeddiemin deposu işyerinin anahtarının davacıda bulunduğu,davacının dükkanı idare etmesi nedeniyle aylık bir ücret aldığı yönünde beyanda bulunduğu,bir kısım tanıkların ise davacı ve arkadaşlarının davalının dükkanında veya kahvehanede iş çıkması için bekledikleri, icra dosyasından aldıkları parayı aralarında paylaştıkları,davalının bu ücretten kesinti yapmadığını belirttiği anlaşılmaktadır.Davacının nakliye/hammaliye olarak adının geçtiği 2008-2010 tarihli haciz tutanakları ile davalı ... ile davacı arasında imzalanan kısmi süreli çalışmaya ilişkin hizmet sözleşmesi dosyada bulunmaktadır.
Mahkemece,davacının davalının yanında hizmet akdiyle çalışmadığı,sadece hamallık işi yapabilmek amacıyla dükkanda beklediği,kazandığı ücretten davalının kesinti yapmadığı ,davacının kendi adına çalıştığı kabulü ile davanın reddine karar verilmiştir.
Sigortalılığın oluşması yönünden ilk koşul, taraflar arasında hizmet akdinin varlığına ilişkindir. Hizmet akdi B.K. 313. maddesinde belirlendiği üzere iş sahibi ile işçi arasında yapılan belli veya belli olmayan bir süre için görülen iş karşılığı ücret ödenmesini gerektiren bir sözleşmedir. Bu sözleşmede ana unsur iş ve ücrettir. 506 sayılı Yasa açısından hizmet akdini sadece bu unsurlara bağlı olarak kabul etmek mümkün değildir. Zaman ve bağımlılık unsurları hizmet akdinin ana koşulları olmak üzere 506 sayılı Yasa"nın öngördüğü hizmet sözleşmesi" bir veya birden fazla işveren ile çalıştırılan arasında oluşturulan, süreli veya süresiz belli bir zaman dilimi içersinde, işveren emir ve gözetimi altında, iş görmeyi hüküm altına alan hukuksal ilişkidir.Sigortalılığın oluşumu yönünden ilk unsur iş görecek kişinin belli bir zaman dilimi içerisinde, hizmetini işverenin emrine hasretmesidir. Bu zaman dilimi günün tüm süresini kapsayabileceği gibi, günün veya haftanın belli saatlerine de hasredilebilir. Haftanın veya ayın belli gün ve saatlerinde dahi çalışma söz konusu olabilir.
Önemli olan düzenli bir çalışma ilişkisinin varlığıdır. Düzenli çalışma ilişkisinin varlığı iş akdinin zaman unsurunu ortaya koyar. Çalışanın, hizmetini belli zaman dilimi içerisinde, işveren emrinde ve onun vereceği direktif doğrultusunda gerçekleştirilmesi, hizmet akdinin ikinci unsuru olan bağımlılık unsurunu oluşturur. Hizmetin fiilen verilmesi her durumda, zorunlu değildir. İşverenin emir ve gözetimi altında hazır beklemek durumunda dahi bağımlılık unsuru gerçekleşmiş sayılır. Öte yandan, işverence gösterilen işlerin, çalışan tarafından, işveren emir ve direktiflerine uygun olarak görülmesi gerekir.Belirtilen bu iki ana unsurun birlikte gerçekleşmesi durumunda 506 sayılı Yasa açısından hizmet akdinin dolayısıyla sigortalılığın ilk koşulunun oluştuğu sonucuna varılır.
Sigortalılığın ikinci koşulu 506 sayılı Yasa"nın 5. ve 8. maddelerinde öngörülen işin görüldüğü bir işyerinin bulunmasıdır. Bir işyerinin varlığının saptanamaması durumunda sigortalılığın gerçekleştiğinden söz edilemez.
Üçüncü koşul eylemli çalışmanın varlığıdır. Yasal sigortalılıktan söz edebilmek için sigortalının işveren emir ve direktifleri altında, gösterilen işi yapması zorunludur. çalışmanın, kimi durumlarda, görülen işin, nitelik ve kapsamına göre devamlı sürmesi mümkün olmayabilir. Sigortalının, işveren emir ve nezareti altında verilecek işi yapmaya hazır bir şekilde beklemesi dahi bu koşulun gerçekleşmesi için yeterlidir.
Sigortalı sayılabilme yönünden gerek ücretin kendisi, gerekse ödenme biçim ve yöntemi zorunlu bulunmamaktadır. Parça başına ücret, götürü ücret, part-time çalışma karşılığı yapılan ödeme biçimleri sigortalılık koşullarını etkilemez.
Somut olayda, davacının bir kısım çalışmalarının davalılara ait işyerinden hizmet akdi kapsamında sigortalı çalışma olarak bildirildiği,davacının tespiti istenen dönemdeki hizmetinin de bu nitelikte olup olmadığı konusunda yeterli araştırma yapılmadan ,bu husus açıklığa kavuşturulmadan karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yapılacak iş; davacının yaptığı işin hamallık olduğu anlaşılmakla birlikte, piyasa hamalının sigortalı olamayacağı göz önünde bulundurularak, davalıya ait işyerinde işlerin, iş yerine bağlı sürekli hamallarla mı yoksa piyasa hamallarıyla mı yapıldığı , her gün hamala ihtiyaç olup olmadığı, davacıya her gün iş verilip verilmediği, ödenen ücretlerin miktarı ve nasıl ödendiği (günlük, haftalık, aylık) hususlarını belirleyerek ve ihtilaflı dönemin tamamında çalışması bulunan bordro tanıkları dinlenerek , Belediye ve zabıta aracılığıyla, aynı işi yapan komşu iş yerlerinin işveren ve çalışanları tespit edilip ifadelerine başvurularak, ayrıca işin süreklilik arz edip etmediği hususunda mahallinde keşif yapılarak işyeri kapsam ve kapasitesi belirlenerek alanında uzman bir bilirkişiden rapor almak,davacının tespitini istediği süredeki çalışmalarının davalı işyerinden Kuruma bildirilen sigortalı çalışma niteliğinde olup olmadığını araştırarak sonucuna göre karar vermekten ibarettir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgulara aykırı biçimde, eksik inceleme ve araştırma ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma nedenidir.
O halde temyiz eden davacının bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Hükmün yukarıda açıklanan nedenlerle BOZULMASINA,temyiz harcının istek halinde temyiz edene iadesine
08.05.2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.