4. Hukuk Dairesi 2017/804 E. , 2017/2797 K.
"İçtihat Metni"
Davacı ... vekili Avukat ... tarafından, davalı ... aleyhine 29/11/2012 gününde verilen dilekçe ile üyelikten ihraç kararının iptalinin istenmesi üzerine mahkemece yapılan yargılama sonunda; davanın kabulüne dair verilen 14/05/2015 günlü kararın Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekili tarafından süresi içinde istenilmekle temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra tetkik hakimi tarafından hazırlanan rapor ile dosya içerisindeki kağıtlar incelenerek gereği görüşüldü.
Dava, ihraç kararının iptali istemine ilişkindir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, 14/09/2012 tarihli yönetim kurulu kararıyla davalı birliğin maddi ve manevi zararına neden olabilecek faaliyette bulunduğu gerekçesiyle üyelikten haksız olarak ihraç edildiğini, birlik başkanına birlik bütçesinden yapılan harcamaların kanuna ve kuruluş belgesine aykırı olduğunu, usulsüz yapılan harcamalardan rahatsız olduğunu dile getirmesinin birliğin zararına neden olabilecek faaliyet olarak değerlendirilemeyeceğini ileri sürerek, ihraç kararının iptali isteminde bulunmuştur.
Davalı birlik, davacı hakkında geçici ihraç kararı verildiğini, henüz genel kurul kararıyla kesinleşmediğini , davanın reddedilmesi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, ihraç kararında, davacının hangi somut eylem ve tutumlarıyla birlik aleyhine faaliyette bulunduğu ve birliğe zarar verdiği hususlarının yer almadığı, birlik kuruluş belgesi ve diğer yasaların birlik üyelerine tanıdığı inceleme, eleştiri ve öneri getirme gibi hak ve yetkileri kullanılmasının birlik aleyhine ve onun maddi ve manevi yönden zararına olacak faaliyet olarak değerlendirilemeyeceği, buna dayalı üyelikten çıkarılma kararı verilemeyeceği, her ne kadar davalı tarafça davacının esas, 2013/215 karar sayılı kararı ile aldığı mahkumiyetin ihraç kararına dayanak teşkil ettiği belirtilmiş ise de, ihraç kararında bu husustan bahsedilmediği gibi, davacının söz konusu düzenlenmede belirtilen birlik yönetim azası olmadığı, ayrıca söz konusu mahkumiyet kararının da kesinleşmediği birlik kuruluş belgesinin 10 (2) maddesi gereği çıkarılma kararının verildiği tarihten itibaren 3 ay içerisinde birliğin bulunduğu adli mercilere iptal davası açılabileceği, 3 ay içerisinde itiraz edilmeyen çıkarılma kararının genel kurul kararı gerekmeden kesinleşeceği hükmünü taşıdığı gerekçesiyle davanın kabulü ile yönetim kurulunun 14/09/2012 gün ve 181 sayılı davacının üyelikten çıkarılmasına ilişkin kararın iptaline karar verilmiştir.
./..
-2-
Dava, yönetim kurulu kararıyla birlik üyeliğinden ihraç edilmeye dair kararın iptali istemine ilişkindir. Birlik Anasözleşmesinin, "Üyelikten Çıkarma" kenar başlıklı 10. maddesinde: "Ana sözleşmede gösterilmeyen nedenlerle üyeler üyelikten çıkarılamaz. Üyelikten çıkarılma, birlik yönetim kurulu geçici ihraç kararı şeklinde olur. Bu karar, yapılacak ilk genel kurulda kesin karara bağlanır. Üyeler, çıkarılma kararına tebliğ tarihinden itibaren 3 ay içerisinde, birliğin bulunduğu adli mercilerde iptal davası açabilirler. 3 ay içerisinde mahkemeye başvurmak üzere itiraz edilmeyen çıkarılma kararı kesinleşir.” şeklinde düzenleme yapılmış olup,Birliklerinin Kurulması ve Hizmetleri Hakkında Yönetmeliğin 38. maddesinde de benzer düzenlemeye yer verilmiştir.
Somut olayda, 14/09/2012 tarih ve 181 sayılı yönetim kurulu kararı ile davacının ihracına karar verilmiş, bu karar genel kurulca onaylanmadığından ihraç kararı kesinleşmemiştir ve davacının üyelik hak ve yükümlülükleri devam etmektedir. Bu durumda, yönetim kurulu tarafından alınan ihraç kararına karşı açılan davanın erken bir dava olduğu hususu gözardı edilerek reddi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle kabulüne karar verilmiş olması doğru görülmemiş, bu nedenle kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda açıklanan nedenlerle davalı yararına BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde geri verilmesine 11/05/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.