Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/675 Esas 2019/7702 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
11. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/675
Karar No: 2019/7702
Karar Tarihi: 02.12.2019

Yargıtay 11. Hukuk Dairesi 2019/675 Esas 2019/7702 Karar Sayılı İlamı

11. Hukuk Dairesi         2019/675 E.  ,  2019/7702 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :TİCARET MAHKEMESİ


    TÜRK MİLLETİ ADINA


    Taraflar arasında görülen davada İstanbul 11. Asliye Ticaret Mahkemesince bozmaya uyularak verilen 01/11/2018 tarih ve 2017/1164-2018/1070 sayılı kararın Yargıtayca incelenmesinin davacılar vekili tarafından istenildiği ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla, dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten ve yine dosya içerisindeki dilekçe, layihalar, duruşma tutanakları ve tüm belgeler okunup, incelendikten sonra işin gereği görüşülüp, düşünüldü:
    Davacılar vekili, müvekkillerinin davalı bankada hem müşterek ve hem de ayrı ayrı mevduat ve yatırım hesaplarına sahip olduklarını, müvekkillerinden ..."in 1926, ..."in 1932 doğumlu olduklarını, öncesinde müvekkillerinin damatları ..."in kendi şirketleri için kredi alma ihtiyacı içine girmesi üzerine müvekkillerinin yüklü hesaplarına bağlı olarak davalı bankanın şubesi ile damatlarını tanıştırdığını, kredi başvurusu üzerine de müvekkillerine bir takım boş belgeler imzalatıldığını, belge içeriği konusunda aydınlatma yapılmadığını, çeşitli tarihlerde bu boş belge imzalatma işleminin sürdürüldüğünü, müvekkillerinin zaman içinde hesaplarından bir takım paralar çekildiğini farketmeleri üzerine gerek kendileri tarafından gerekse vekilleri yoluyla 02.11.2011 ve 07.12.2011 tarihli dilekçe kapsamında 2002 yılından bu yana ki tüm hesap hareketleri yönünden bilgi istenmesine rağmen verilen yanıtlarda eksik belge gönderilip bilgilerin gizlendiğini ileri sürerek hesaplarından çekilen ve bloke konulan dava dilekçesinde detayları belirtilen toplam 1.536.120,00 TL’nin dava dilekçesinde belirtilen tarihlerden itibaren işleyecek avans faiziyle tahsilini telep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili, davalıların ortak hesaplarının teselsüllü müşterek hesap olduğunu, kullandırılan kredilerde ve limit artırımına ilişkin sözleşmelerde davacıların kefil ve rehin veren sıfatıyla imzalarının bulunduğunu, hata ve hileye ilişkin iddiaların hak düşürücü sürede ileri sürülmediğini, buna dair iddiaların gerçek olmadığını, kesintilerin sözleşmelere uygun olduğunu, yapılan bır kısım kesintilere ait bir kısım fişlerde davacıların imzalarının bulunduğunu savunarak davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamaya göre; dava dışı şirketlere kullandırılan kredilere müteselsil kefil sıfatıyla kefalet veren davacıların davalı banka nezdinde müşterek ve ayrı ayrı bulunan hesaplarından yapılan mahsupların rehin sözleşmeleri gereği dava dışı şirketlerin kredi ödemelerine ilişkin olduğu, taraflar arasındaki rehin ve kefalet sözleşmeleri kapsamında yapıldığı, rehin ve kefalet sözleşmelerinin usulsüz olduğunun davacı tarafça kanıtlanamadığı, taraflar arasındaki uygulamanın uzun süre devam etmesi nedeniyle bu durumun davacılar tarafından benimsendiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Kararı, davacılar vekili temyiz etmiştir.
    Dosyadaki yazılara, mahkemece uyulan bozma kararı gereğince hüküm verilmiş olmasına ve delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına göre, davacılar vekilinin bütün temyiz itirazları yerinde değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerden dolayı, davacılar vekilinin bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun bulunan hükmün ONANMASINA, temyiz harcı peşin alındığından başkaca harç alınmasına mahal olmadığına, 02/12/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.













    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.