1. Hukuk Dairesi 2016/5165 E. , 2018/2026 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
Taraflar arasında görülen davada;
Davacı, kayden maliki olduğu 7765 ada 13 parselde kat karşılığı inşaat yapılması için dava dışı yüklenici şirketle sözleşme yapıldığını, buna göre B bloktaki 13 nolu bağımsız bölümün yükleniciye verileceğinin kararlaştırıldığını, ancak yüklenici şirketin inşaatı tamamlamadığını ve halen bağımsız bölümün adına kayıtlı olduğunu, davalının 2007 yılından beri bağımsız bölümü işgal ettiğini, ihtarname gönderilmesine rağmen davalının işgale son vermediğini ileri sürerek elatmanın önlenmesi ve ecrimisile karar verilmesini istemiştir.
Davalı, çekişme konusu bağımsız bölümü yükleniciden bedelini ödeyerek satın aldığını haksız işgalin söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalının reddine ilişkin olarak verilen karar Dairece “...Hemen belirtilmelidir ki; davacı ile dava dışı yüklenici arasında yapılan sözleşme iptal edilmiş olmayıp, halen ayaktadır. Sözleşmeden kaynaklanan edimini % 99 oranında yerine getiren yüklenicinin kendisine bırakılan bölümü harici satışla davalıya devrettiği sabit olup, davalının kullanımının haksız işgal mahiyetinde olmadığı gözetilerek ecrimisil isteği bakımından davanın reddedilmiş olmasında bir isabetsizlik yoktur. Davacının, bu yöne ilişkin temyiz itirazı yerinde değildir. Reddine. Davacının öteki temyiz itirazlarına gelince; çekişme konusu bağımsız bölümün kayden davacıya ait olduğu, davalının kayıttan veya mülkiyetten kaynaklanan bir hakkı olmadığı halde taşınmazı kullandığı sabittir. Bilindiği üzere; tapuda kayıtlı olan bir taşınmazın (Türk Medeni Kanunu (TMK) 706., Türk Borçlar Kanunu 237.(Borçlar Kanunu 213.) ve 2644 sayılı Tapulama Kanununun 26. maddeleri hükmü uyarınca) resmi olarak yapılmayan satışına değer verilemez. Ne var ki, haricen satın alma olgusu satın alan bakımından TMK’nın 994. maddesi ve 10.07.1940 tarih 2/77 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca bedelden kaynaklanan kişisel hak sağlar. Davacının mülkiyet hakkı karşısında haricen satın almaya dayanan kişisel hakka değer verilemez. Hal böyle olunca; davacının TMK’nın 683. maddesinden kaynaklanan mülkiyet hakkına değer verilerek elatmanın önlenmesi davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi doğru değildir...” gerekçesiyle bozulmuş, bozmaya uyularak yapılan yargılama neticesinde, mahkemece elatmanın önlenmesi yönünden davanın kabulüne, ecrimisil isteği yönünden karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Karar, davalı vekili tarafından süresinde duruşma istekli temyiz edilmiş olmakla, duruşma günü olarak saptanan 01.03.2018 ... günü için yapılan tebligat üzerine temyiz eden davalı vekili Avukat ... ile temyiz edilen davacı vekili Avukat ... geldiler duruşmaya başlandı, süresinde verildiği ve kayıt olunduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra gelen vekillerin sözlü açıklamaları dinlendi, duruşmanın bittiği bildirildi, iş karara bırakıldı. Bilahare Tetkik Hakimi ..."nün tarafından düzenlenen rapor okundu, düşüncesi alındı. Dosya incelenerek gereği görüşülüp düşünüldü:
-KARAR-
Dosya içeriğine, toplanan delillere, hükmün dayandığı yasal ve hukuksal gerekçeye, delillerin takdirinde bir isabetsizlik bulunmamasına ve özellikle,hükmüne uyulan bozma ilamında da belirtildiği gibi çapın iptale kadar geçerli olduğu gözetilerek mülkiyet hakkına üstünlük tanınmak suretiyle yazılı olduğu şekilde karar verilmesi doğru olduğuna göre; davalının yerinde bulunmayan temyiz itirazının reddiyle usul ve yasaya uygun olan hükmün ONANMASINA, 30.12.2017 tarihinde yürürlüğe giren Avukatlık Ücret Tarifesi gereğince gelen temyiz edilen vekili için 1.630.00.-TL. duruşma vekâlet ücretinin ve aşağıda yazılı 20.493.00.-TL bakiye onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, 07.03.2018 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.