13. Hukuk Dairesi 2016/8690 E. , 2017/8381 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki alacak davasının yapılan yargılaması sonunda ilamda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine yönelik olarak verilen hükmün davacı avukatınca duruşmalı olarak temyiz edilmesi üzerine ilgililere çağrı kağıdı gönderilmişti. Belli günde davacı vekili avukat Merve Gürdere ile davalı vekili avukat ..."ün gelmiş olmalarıyla duruşmaya başlanılmış ve hazır bulunan avukatların sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra karar için başka güne bırakılmıştı. Bu kez temyiz dilekçesinin süresinde olduğu saptanarak dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü.
KARAR
Davacı; davalının şehir planlamacısı olduğunu belirterek yüksek kar getireceğini vaadettiği ...’da bir taşınmazı almaya kendisini ikna ettiğini, bu kapsamda “... ... mahallesi arazi alımı” açıklaması ile 395.000,00 TL’yi bizzat davalının banka hesabına iki kalemde havale ettiğini, ayrıca 103.000,00 TL değerinde aracını bila bedel davalıya devrettiğini, ne var ki, kendisine bir taşınmaz devredilmediği gibi parasını da iade alamadığını ileri sürerek, ödediği 505.000,00 TL’nin davalıdan faizi ile tahsiline karar verilmesini istemiştir.
Davalı, davacıya bu kapsamda...’da ... mahallesi 7 parsel numaralı arazinin 1/6 hissesini devrettiğini, beklediği karı alamamasından kendisinin sorumlu tutulamayacağını savunarak, davanın reddini dilemiştir.
Mahkemece, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davacı, taşınmaz alımı için aynen ve nakden davalıya verdiğini iddia ettiği 505.000,00 TL’nin, taşınmazın alınmaması nedeni ile davalıdan tahsili istemi ile eldeki davayı açmıştır. Davalı, davacının gönderdiği para ile ... ... mahallesi 7 parseldeki taşınmazın 1/6 hissesinin alındığını savunmuştur. Davacı her ne kadar bu hissenin dava konusu edilmeyen başka bir satım ilişkisine dair olduğunu belirtmiş ise de bu iddiasını ispat edememiştir. Ne var ki, davacının “... ... mahallesi arazi alımı” açıklaması ile 395.000 TL’yi bizzat davalının banka hesabına iki kalemde havale ettiği sabittir. Bu durumda davacı ile davalı arasında arazi alımı hususunda bir vekalet ilişkisinin doğduğu, davacının davalıya 395.000 TL gönderdiği ve karşılığında 1/6 hissenin satıcılar tarafından devredildiği anlaşılmaktadır. Bu noktada davalının hesap verme borcu olduğu üzerinde durulmalıdır. Hal böyle olunca, mahkemece, devri sağlanan 1/6 hissenin satış tarihindeki gerçek değerinin gerektiğinde bilirkişi raporu ile tespit edilerek, bu rakamın davacının taşınmaz bedeli için ödediğini ispat ettiği 395.000 TL den mahsubu ile bakiye kalması halinde bu kısım yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken, hesap verme yükümlülüğü gözardı edilerek davanın tümden reddine karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olup bozma sebebidir.
SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle, temyiz olunan kararın davacı yararına BOZULMASINA, 1480,00 TL duruşma avukatlık parasının davalıdan alınarak davacıya ödenmesine, peşin alınan harcın istek halinde iadesine, HUMK’nun 440/1 maddesi uyarınca tebliğden itibaren 15 gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 20/09/2017 gününde oybirliğiyle karar verildi.