
Esas No: 2018/5140
Karar No: 2018/6459
Karar Tarihi: 06.11.2018
Cinsel taciz - Yargıtay 14. Ceza Dairesi 2018/5140 Esas 2018/6459 Karar Sayılı İlamı
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ceza Dairesi
SUÇ : Cinsel taciz
HÜKÜM : Sanığın zincirleme şekilde cinsel taciz suçundan mahkûmiyetine dair İstanbul Anadolu 16. Asliye Ceza Mahkemesinden verilen 15.12.2017 gün ve 2017/586 Esas, 2017/752 Karar sayılı hükme yönelik istinaf başvurusunun esastan reddi
Bölge Adliye Mahkemesince verilen hüküm temyiz edilmekle, 5271 sayılı CMK.nın 260/1. maddesine göre, katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar görmüş bulunanlar için kanun yolunun açık olduğu, 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanunun 20/2 maddesi gereğince Aile,Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının kamu davasına katılma hakkının olduğu ve Bakanlık vekilinin de mahkemece verilen hükmü temyiz ederek açıkça katılma iradesini ortaya koyduğu, Dairemizce de benimsenen Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 19.10.2010 gün ve 2010/9-149 Esas, 2010/205 Karar sayılı ilamında da belirtildiği üzere kurumun katılan sıfatını alabilecek surette suçtan zarar gördüğü konusunda araştırma yapmayı gerektirecek bir tereddüt bulunmadığı görülmekle, 5271 sayılı CMK.nın 237/2. maddesi uyarınca Aile,Çalışma ve Sosyal Hizmetler Bakanlığının katılan, Av. ..."in katılan vekili olarak kabul edilmesine karar verildikten sonra yapılan incelemede gereği düşünüldü;
Yapılan yargılamaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma sonuçlarına uygun olarak oluşan kanaat ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine,
Ancak;
Sanığın aşamalarda suç tarihinde 17 yaş 9 ay 10 günlük olan mağdure ..."nun yaşının küçük olduğunu bilmediğine yönelik savunması ve tüm dosya kapsamına göre, sanığın mağdure ..."nun 18 yaşından küçük olacağını bilmesinin mümkün olmadığı nazara alınıp TCK"nın 30. maddesi hükümleri de dikkate alındığında, sanık hakkında tüm mağdurelere yönelik eylemlerinin bütün halinde TCK"nın 105/1-1, 43/2, 43/1 kapsamında nitelendirilmesi gerektiği gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi suretiyle fazla ceza tayini,
Kabule göre de;
Mahkemece atılı suçtan hüküm kurulduğu sırada gerek temel ceza belirlenirken gerekse zincirleme suç nedeniyle aynı Kanunun 43/1 ve 43/2 maddeleri uyarınca cezada arttırım yapılırken, 5237 sayılı TCK"nın 61/1. Maddesinin birinci fıkrasında yedi bent halinde sayılan hususlar ile dosyaya yansıyan bilgi ve kanıtlar birlikte isabetle değerlendirilip, denetime olanak verecek şekilde ve somut gerekçeler de gösterilmek suretiyle ilgili kanun maddesindeki alt ve üst sınırlar arasında takdir hakkının kullanılması ve bu kapsamda dosya içeriği de nazara alınarak alt sınırdan makul bir oranda uzaklaşılarak temel ceza ile 43. maddenin tatbikinde uygulanacak arttırım oranlarının belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde kanun maddesinde yer alan ifadeler tekrarlanmak suretiyle temel ceza ile arttırım oranlarının alt sınırdan daha fazla uzaklaşılarak belirlenmek suretiyle aynı Kanunun 3/1 maddesinde düzenlenen orantılılık ilkesi ile hak ve nesafet kurallarına muhalefet edilmesi karşısında anılan hükme yönelik istinaf başvurusunun kabulü gerekirken esastan reddine hükmedilmesi,
Kanuna aykırı, sanık müdafii ve Bakanlık vekilinin temyiz itirazları bu itibarla yerinde görüldüğünden,İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 20. Ceza Dairesinin 20.02.2018 gün ve 2018/622 Esas, 2018/268 Karar sayılı istinaf başvurusunun esastan reddine yönelik hükmünün 5271 sayılı CMK"nın 302/2-4. madde ve fıkrası gereğince BOZULMASINA, bozma sebebine göre sanığın TAHLİYESİNE, başka suçtan tutuklu veya hükümlü olmadığı takdirde derhal tahliyesinin sağlanması hususunun en seri şekilde mahalline bildirilmesi için ilgili yerlere müzekkere yazılmasına, 06.11.2018 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.