Abaküs Yazılım
18. Ceza Dairesi
Esas No: 2019/8871
Karar No: 2019/14084
Karar Tarihi: 08.10.2019

Yargıtay 18. Ceza Dairesi 2019/8871 Esas 2019/14084 Karar Sayılı İlamı

Özet:


Kayseri 2. Asliye Ceza Mahkemesi, sanığın konut dokunulmazlığını ihlal etme suçundan 1 yıl hapis cezasına çarptırılmasına karar verdi. Ancak, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından kanun yararına bozma istemiyle inceleme yapıldı. İnceleme sonucunda, suç tarihinde konut dokunulmazlığının ihlal etmenin uzlaşma kapsamında olduğu fakat mahkemece bu durumun göz önünde bulundurulmadığı tespit edildi. Bu nedenle, hükmün açıklanmasının geri bırakılması müessesesinin uygulanması gerektiği belirtildi. Hukuka aykırılık nedeni açısından kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağı kararlaştırılmak üzere dosya Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığına tevdi edildi.
Kanun Maddeleri: Türk Ceza Kanunu’nun 116/4. maddesi, 5237 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesi, 5560 sayılı Kanun, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. ve 254. maddeleri, 5918 sayılı Kanun.
18. Ceza Dairesi         2019/8871 E.  ,  2019/14084 K.

    "İçtihat Metni"

    KARAR

    Konut dokunulmazlığını ihlâl etme suçundan sanık ..."in, 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu’nun 116/4. maddesi uyarınca 1 yıl hapis cezası ile cezalandırılmasına dair Kayseri 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 31/12/2009 tarihli ve 2009/182 esas, 2009/1589 sayılı kararını kararının, Yüksek Adalet Bakanlığı tarafından kanun yararına bozulmasının istenilmesi üzerine, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığının, 02/08/2019 gün ve 2019/80732 sayılı istem yazısıyla Dairemize gönderilen dava dosyası incelendi.
    İstem yazısında; “Dosya kapsamına göre, anılan kararın temyiz edilmeksizin kesinleşmesini müteakip, 02/12/2016 tarihinde Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 6763 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılmasına Dair Kanun’un 34. maddesi ile 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 253. maddesinde yapılan değişiklik neticesinde infaza konu ilâmdaki suçun uzlaştırma kapsamına alındığından bahisle hükümlünün anılan kanun hükmünden yararlanması talebinin reddine ilişkin Kayseri 2. Asliye Ceza Mahkemesinin 13/02/2017 tarihli ve 2009/182 esas, 2009/1589 sayılı ek kararına karşı yapılan itirazın reddine ilişkin mercii Kayseri 2. Ağır Ceza Mahkemesinin 03/03/2017 tarihli ve 2017/366 değişik iş sayılı kararının 31/12/2009 tarihli ilk kararın kanun yararına bozma yoluyla bozulması hâlinde infaz kabiliyetinin bulunmayacağı değerlendirilerek yapılan incelemede;
    Benzer bir olayla ilgili olarak Yargıtay 18. Ceza Dairesinin 09/01/2019 tarihli ve 2018/7788 esas, 2019/920 karar sayılı ilâmında da belirtildiği üzere, dosya kapsamına göre, hükümden önce 19/12/2006 tarihinde yürürlüğe giren 5560 sayılı Kanun ile konut dokunulmazlığının ihlâli suçunun uzlaşma kapsamına alınması, 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 253. maddesinin 3. fıkrasına, 5918 sayılı Kanun ile eklenen, "uzlaşma kapsamında bulunan bir suçun, bu kapsama girmeyen başka bir suçla birlikte işlenmiş olması hâlinde uzlaşma hükümlerinin uygulanmayacağına" ilişkin son cümlenin suç tarihi olan 30/01/2009 tarihinden sonra 09/07/2009 tarihinde yürürlüğe girmesi karşısında, suç tarihi itibariyle uzlaşma kapsamında bulunan konut dokunulmazlığının ihlâli suçu yönünden, 5271 sayılı Kanun"un 253 ve 254. maddeleri uyarınca uzlaştırma işlemleri yaptırılarak sonucuna göre sanığın hukukî durumunun belirlenmesi gerektiği gözetilmeden, yazılı şekilde karar verilmesinde isabet görülmemiştir.” denilmektedir.
    Hukuksal Değerlendirme:
    Uyuşmazlık konusunda bir karar vermeden önce, kanun yararına bozma istemine konu edilen hükümde belirlenen yeni bir hukuka aykırılık durumunun incelenmesi gerekmektedir.
    Suç ve karar tarihi itibariyle yürürlükte bulunan 5271 sayılı CMK’nın 231. maddesinde düzenlenen “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanabilmesi için öncelikle,
    - Sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünde, hükmolunan cezanın iki yıl veya daha az süreli hapis veya adli para cezasından ibaret olması,
    - Suçun CMK’nın 231. maddesinin 14. fıkrasında yazılı suçlardan olmaması,
    - Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,
    - Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesine ilişkin koşulların birlikte gerçekleşmesi gerekmektedir.
    Anılan bu objektif koşulların gerçekleşmesi ile birlikte ayrıca “Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları gözönünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılmasına” ilişkin takdire dayalı subjektif koşulun da gerçekleşmesi halinde “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesinin uygulanması olanağı bulunmaktadır.
    CMK’nın 231/6. maddesinde öngörülen zararın giderilmesi koşulu, maddi ve ekonomik kayba yol açan suçlarda, belli bir yargılama ve hakim takdirine ihtiyaç duyulmayan, uzman bir bilirkişi aracılığıyla saptanabilen hallere ilişkin olarak hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının koşulları içinde değerlendirilebilir.
    Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 16/02/2010 tarih ve 4/253-28 sayılı kararında da belirtildiği üzere, sanık hakkında kurulan mahkûmiyet hükmünün hukuki bir sonuç doğurmamasını ifade eden ve doğurduğu sonuçlar itibariyle karma bir özelliğe sahip bulunan hükmün açıklanmasının geri bırakılması kurumu, denetim süresi içinde kasten yeni bir suçun işlenmemesi ve yükümlülüklere uygun davranılması halinde, geri bırakılan hükmün ortadan kaldırılarak kamu davasının 5271 sayılı CYY’nın 223. maddesi uyarınca düşürülmesi sonucunu doğurduğundan, bu niteliğiyle sanık ile devlet arasındaki cezai nitelikteki ilişkiyi sona erdiren düşme nedenlerinden birisini oluşturmaktadır. Koşullu bir düşme nedeni oluşturan “hükmün açıklanmasının geri bırakılması” müessesesi, objektif koşulların (mahkûmiyet, suç niteliği ve ceza miktarı, daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmama, sanığın kabulü, zararın giderilmesi) varlığı halinde mahkemece, diğer kişiselleştirme hükümlerinden önce ve re’sen değerlendirilerek, uygulanması yönünde kanaate ulaşıldığı takdirde, hiçbir isteme bağlı olmaksızın öncelikle uygulanmalıdır.
    Yine Yargıtay Ceza Genel Kurulu’nun 03/02/2009 tarih ve 2008/11-250 esas-2009/13 karar sayılı içtihadında; “Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasının objektif koşullarından birisi de suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tamamen giderilmesidir. Burada, uğranılan zararlardan kast edilen maddi zararlar olup, manevi zararlar bu kapsamda değerlendirilmemelidir.
    Maddi zararın bizzat sanık tarafından yerine getirilmesi gerekmeyip, sanık adına onun bilgisi ve rızası tahtında üçüncü kişiler tarafından da tazmin, aynen iade veya eski hale getirme suretiyle giderilmesi de olanaklıdır. Ancak, herhangi bir zararın doğmadığı veya zarar doğurmaya elverişli bulunmayan suçlar yönünden bu koşul aranmayacaktır.” şeklinde karar verilmiştir.
    İnceleme konusu somut olayda; sanık hakkında konut dokunulmazlığının ihlali suçundan 1 yıl hapis cezası verildiği, sanığın adli sicil kaydının bulunmadığı, konut dokunulmazlığının ihlali suçunun somut zarar suçu olmadığı anlaşılmaktadır.
    Yukarıda belirtilen objektif koşulların yanı sıra mahkemece takdire dayalı subjektif koşul da ortaya konularak, sanık hakkında hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilip verilmeyeceğinin belirlenmesi gerekirken, somut zarar suçu olmayan konut dokunulmazlığının ihlali suçundan “şikayetçinin bu olay nedeniyle uğradığı zarar tazmin edilmediğinden” şeklindeki hatalı gerekçeyle sanık hakkında bu suç açısından hükmün açıklanmasının geri bırakılması hükümlerinin uygulanmamasına karar verilmesi hukuka aykırı bulunmuştur.
    Yargıtay incelemesi sırasında saptanan ve yukarıda belirtilen yeni hukuka aykırılık nedeni, kanun yararına bozma konusu yapılmadığından belirtilen kanun yolunun niteliği gereği resen giderilemeyecektir. Ceza Genel Kurulu"nun 17/07/2007 gün ve 2007/145-172 sayılı, 27/03/2007 gün ve 2007/73-76 sayılı kararlarında da vurgulandığı üzere hükümdeki diğer yasaya aykırılıklar giderilmeden, uyuşmazlık konusunda karar verilmesi halinde, hukuka aykırılıkları giderme ve ülkede uygulama birliğini hukuka uygunlukla sağlama amacına hizmet için öngörülen "Kanun Yararına Bozma" kurumu, bünyesinde hukuka aykırılık taşıyan hükümleri onaylama sonucunu doğuracaktır. Bu nedenle kanun yararına bozma konusunun bu aşamada sonuçlandırılmasına yer olmadığına karar verilmiştir.
    Sonuç ve Karar:
    Yukarıda açıklanan nedenlerle;
    1- Kanun yararına bozma isteği hakkında bu aşamada bir KARAR VERMEYE YER OLMADIĞINA,
    2- Hükümde saptanan yeni hukuka aykırılık nedeni açısından, kanun yararına bozma yoluna başvurulup başvurulmayacağının takdiri için, dosyanın Adalet Bakanlığına sunulmak üzere Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı"na TEVDİİNE, bu hususun değerlendirilmesinden sonra, diğer kanun yararına bozma isteminin incelenmesine, 08/10/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi