11. Ceza Dairesi Esas No: 2017/4155 Karar No: 2018/267 Karar Tarihi: 15.01.2018
Resmi belgede sahtecilik - Yargıtay 11. Ceza Dairesi 2017/4155 Esas 2018/267 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Mahkeme, sanığın resmi belgede sahtecilik suçu işlediği gerekçesiyle mahkum edildiğini belirtmiştir. Sanığın, meçhul olan bir şüpheliyle işbirliği yaparak, adına sahte nüfus cüzdanı talep belgesi düzenlemesi ve bu belgelerle evlilik işlemi gerçekleştirmesi sonucu suç işlediği hükmedilmiştir. Mahkeme, bu suçun zincirleme olarak işlendiğini belirtmiş ve sanığın tekerrüre esas sabıkası bulunması nedeniyle TCK'nın 58. maddesi uyarınca cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanması gerektiğine hükmetmiştir. Ancak, bu hususun hükmün fıkrasına eksik yazıldığı gerekçesiyle hükmün düzeltmeli olarak onanmasına karar verilmiştir. Kanun maddeleri olarak, kararda 5237 sayılı TCK'nın 43. ve 53. maddeleri ile 58. madde ve 5320 sayılı Yasa ve 1412 sayılı CMUK'un 322. maddesi yer almaktadır.
11. Ceza Dairesi 2017/4155 E. , 2018/267 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Ceza Mahkemesi SUÇ : Resmi belgede sahtecilik HÜKÜM : Mahkumiyet
Gerekçeli karar başlığında “06.03.2008“ olarak yanlış yazılan suç tarihinin, hakkındaki dosya tefrik edilen meçhul şüpheli tarafından ... ismiyle Aksaray Merkez İlçe Nüfus Müdürlüğünden ikinci kez nüfus cüzdanı çıkartıldığı tarih olan “11.06.2008“ olarak mahallinde düzeltilmesi ve Adli Emanetin 2008/760 ve 2008/854 sırasında kayıtlı emanet eşyalar hakkında mahallinde her zaman bir karar verilmesi mümkün görülmüş; sanığın meçhul şüpheli ile iştirak halinde katılan adına iki kez sahte nüfus cüzdanı talep belgesi düzenleterek, nüfus cüzdanı çıkartması ve bu kimlik bilgileriyle evlilik işlemi gerçekleştirmesi şeklinde gerçekleşen eylemlerinde, resmi belgede sahtecilik suçunun zincirleme olarak işlendiği dikkate alınarak, hakkında 5237 sayılı TCK"nın 43. maddesinin uygulanmaması hususu aleyhe temyiz bulunmadığından bozma nedeni yapılmamış, 5237 sayılı TCK"nın 53. maddesinin 1. fıkrasının (c) bendinde yer alan haklardan sanığın sadece kendi alt soyu üzerindeki velayet, vesayet ve kayyımlık yetkileri yönünden koşullu salıverilme tarihine kadar uygulanması gerektiğinin gözetilmemesi isabetsizliğinin, Anayasa Mahkemesinin 08.10.2015 tarih ve 2014/140 Esas-2015/85 Karar sayılı iptal kararı ile birlikte infaz aşamasında yeniden değerlendirilmesi mümkün görülmüştür. Yargıtay Ceza Genel Kurulu‘nun 18.06.2013 tarih ve 1332/316 sayılı kararında da belirtildiği üzere, TCK‘nın 58. maddesinin uygulanmasında ayrıca denetim serbestlik tedbirine hükmedilmemesinin kazanılmış hakka konu teşkil etmeyeceği anlaşılmakla, tebliğnamede bu hususun aleyhe temyiz bulunmadığından eleştiri konusu yapılmasına ilişen düşünceye iştitak edilmemiştir. Yapılan duruşmaya, toplanıp karar yerinde gösterilen delillere, mahkemenin soruşturma ve kovuşturma neticelerine uygun şekilde oluşan inanç ve takdirine, incelenen dosya içeriğine göre hükümde düzeltme nedeni dışında bir isabetsizlik bulunmadığından, sanığın yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine, ancak; Tekerrüre esas sabıkası bulunan sanık hakkında TCK‘nın 58. maddesi hükümlerinin uygulanmasına hükmedildiği halde, 58/7. madde hükümleri gereğince cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi, Yasaya aykırı, sanığın temyiz itirazları bu nedenle yerinde olduğundan, hükmün BOZULMASINA; ancak yeniden yargılama yapılmasını gerektirmeyen bu hususun, 5320 sayılı Yasanın 8/1. maddesi uyarınca uygulanması gereken 1412 sayılı CMUK"nın 322. maddesi gereğince düzeltilmesi mümkün bulunduğundan, hüküm fıkrasına TCK‘nın 58. maddesine ilişkin bölümden sonra gelmek üzere, “...cezanın infazından sonra denetimli serbestlik tedbirinin uygulanmasına“ ibaresi yazılmak suretiyle, eleştiriler dışında sair yönleri usul ve yasaya uygun bulunan hükmü istem gibi DÜZELTİLEREK ONANMASINA, 15.01.2018 tarihinde oybirliği ile karar verildi.