Abaküs Yazılım
14. Hukuk Dairesi
Esas No: 2021/84
Karar No: 2021/2270
Karar Tarihi: 30.03.2021

Yargıtay 14. Hukuk Dairesi 2021/84 Esas 2021/2270 Karar Sayılı İlamı

14. Hukuk Dairesi         2021/84 E.  ,  2021/2270 K.

    "İçtihat Metni"

    14. Hukuk Dairesi


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Davacı vekili tarafından, davalılar aleyhine 26.10.2020 gününde verilen dilekçe ile kadastral parselin ihyası nedenine dayalı tapu iptali ve tescil talebi üzerine Dairemizin bozma ilamına uyularak yapılan duruşma sonunda; davanın reddine dair verilen 09.07.2020 günlü hükmün Yargıtayca incelenmesi davacı vekili tarafından istenilmekle süresinde olduğu anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra dosya ve içerisindeki bütün kağıtlar incelenerek gereği düşünüldü:
    K A R A R
    Dava, imar uygulamasının iptali nedeniyle kadastral parselin ihyası suretiyle tapu iptali ve tescil isteğine ilişkindir.
    Davacı, 1490 (3041) parsel sayılı taşınmazın 4.322,97 m2"lik kısmının, devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden olduğu halde Adana Büyükşehir Belediyesi adına ihdasen tescil edilerek, adı geçen belediyece yapılan imar uygulaması sonucu kamu alanında kullanılmak üzere terkin edildiğini, bu ihdas parselinin anılan miktarı üzerine de 4917 ada 4 ve 5 sayılı imar parsellerinin oluşturulduğunu; ancak, belirtilen şuyulandırma işleminin ve öncesinde aynı bölgede Seyhan Belediyesince yapılmış olan 37 No"lu imar düzenlemesinin idari yargı yerinde iptal edildiğini ileri sürerek; tapu iptali ve Hazine adına tescil ile kadastral parselin ihyasını istemiştir.
    Davalılardan bir kısmı, davanın reddini savunmuşlardır.
    Mahkemece, davalı ... hakkında açılan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar hakkındaki davanın kabulüne dair verilen ilk karar Dairemizce “... mahallinde yapılan uygulama neticesinde teknik bilirkişilerin, çekişme konusu 1490 (3041) No"lu parselin kadastro paftasına göre devletin hüküm ve tasarrufu altındaki yerlerden ihdas edildiğini bildirdiği halde tescil bildiriminde (beyannamede), 717 No"lu parselin terkininden ihdas edildiğinin belirtildiği, ne var ki bu hususlardaki çelişkinin giderilmediği, özellikle dava konusu yapılan 4323,46m2’lik bölümün imar uygulamasından önceki vasfı ile Hazine ile ilgisinin bulunup bulunmadığının kuşkuya yer bırakmayacak şekilde saptanmadığı gibi çekişme konusu yerin belediyeye devri gereken yerlerden olup olmadığı hususu üzerinde de durulmadığı görülmektedir.
    Bu durumda mahkemece, mahallinde yeniden keşif yapılarak dava konusu yerin vasfına ilişkin bilirkişilerden açıklayıcı, doyurucu ve infaza imkan verecek nitelikte rapor alınması, yukarıda değinilen ilkeler ve yasal düzenlemeler doğrultusunda araştırma ve inceleme yapılması, tüm deliller birlikte değerlendirilerek varılacak sonuç çerçevesinde bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme ile yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.” şeklindeki gerekçeyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda davalı ... hakkında açılan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına, diğer davalılar hakkındaki davanın kabulüne dair verilen hükmün davalıların temyizi üzerine, Dairemizce “... dava konusu taşınmazın hangi tarihte belediye veya mücavir saha içerisine alındığının araştırılması, hangi imar uygulamalarına tabi tutulduğunun ve şuyulandırma işlemleri öncesi ve sonrası niteliklerinin (ilk uygulama ve ikinci uygulama öncesi ve sonrası nitelikleri, nereden ihdas ile oluşturulduğu, vs) kadastral paftalar ve imar parselleri krokileri ile 62, 181 ve 717 parsel sayılı taşınmazların tüm gittilerini gösterir şekilde tedavüllü tapu kayıtları (kütük sayfaları) ve dayanakları olan imar uygulamalarına ilişkin belgeler (Belediye Encümen Kararları, şuyulandırma cetvelleri vs) de getirtilerek ve gerekirse yerinde yeniden keşif yapılarak şüpheye yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi ve rapor eki ölçekli krokide infaza elverişli biçimde gösterilmesi, raporlardaki çelişkilerin giderilmesi, 775 sayılı Yasanın mülga 3. maddesinin koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediğinin, başka bir ifadeyle dava konusu taşınmazın belediyeye devri gereken yerlerden olup olmadığının net bir şekilde saptanması, ondan sonra toplanan ve toplanacak olan deliller birlikte değerlendirilmek suretiyle bir karar verilmesi gerekirken noksan soruşturmayla yetinilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulması doğru görülmemiş, hükmün bu nedenlerle bozulmasına karar vermek gerekmiştir." şeklindeki gerekçeyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda, davanın kabulüne dair verilen hükmün bir kısım davalıların temyizi üzerine Dairemizin 14.01.2019 tarih, 2018/3034 E. - 2019/274 K. sayılı ilamıyla ""...Seyhan Belediyesince yapılan 38 No"lu ilk imar düzenlemesinin çekişme konusu alanla ilgili olarak halen geçerliliğini koruduğu uygulama neticesinde alınan bilirkişi raporları, encümen kararları, idare mahkemesinin Adana Büyükşehir Belediye Başkanlığının imar düzenlemesinin iptaline ilişkin kesinleşmiş ilamlarından anlaşılmaktadır.
    O halde anılan 38 No"lu imar düzenlemesi ile ilgili idari yargıda dava açılarak işlem iptal ettirilmedikçe eldeki davanın dinlenme olanağı bulunmadığından, mahkemece davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir.” şeklindeki gerekçeyle bozulmuştur.
    Mahkemece bozma ilamına uyularak yeniden yapılan yargılama sonunda, 3194 sayılı İmar Kanunun 18. maddesinde 20.02.2020 tarihinde yapılan değişiklik gereğince uyuşmazlığın idareye başvuru yoluyla çözülmesi ile giderilmesi gerektiği gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
    Hükmü, davacı vekili temyiz etmiştir.
    Bilindiği üzere, mahkemenin bozma kararına uymasıyla, bozma kararı lehine olan taraf yararına usuli kazanılmış bir hak doğar. Yani; bir mahkemenin Yargıtay Dairesince verilen bozma kararına uyması sonunda, kendisi için, o kararda gösterilen şekilde inceleme ve araştırma yapmak, yine o kararda belirtilen hukuki esaslar gereğince karar vermek yükümlülüğü oluştuğundan, bu mahkemenin sonraki hükmünün bozmada gösterilen esaslara aykırı olması usule uygun sayılmaz. Mahkemenin bozma kararına uyması ile oluşan, bozma uyarınca işlem yapma ve hüküm verme durumu, yanlardan birisi lehine, diğeri aleyhine hüküm kurma sonucunu doğuracak bir durumdur ve buna usuli kazanılmış hak denilmektedir. Bu kurum usul yasasının dayandığı ana esaslardan olduğu gibi, kamu düzeni ile ilgili bulunması nedeniyle de re"sen gözetilmesi gerekir.
    20 Şubat 2020 tarihli Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren 7221 sayılı Coğrafi Bilgi Sistemleri ile Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 7. maddesiyle 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesine yeni bir fıkra eklenmiştir.
    Eklenen bu hükme göre, 3194 sayılı Kanunun 18. maddesi kapsamında yapılmış imar uygulamalarının kesinleşmiş mahkeme kararlarıyla iptal edilmesi nedeniyle; davaya konu parselin imar planı kararları ile umumi ve kamu hizmetlerine ayrılan alanlara denk gelmesi veya iptal edilen uygulama ile tahsis ve tescil edilmiş parsellerde hak sahiplerince yapı yapılmış olması ve benzeri hukuki veya fiili imkânsızlıklar nedeniyle geri dönüşüm işlemleri yapılarak uygulama öncesi kök parsellere dönülemeyeceğinin parselasyon planlarını onaylamaya yetkili idarelerin onay merciince tespiti halinde, öncelikle davaya konu parselin hak sahiplerinin muvafakati alınmak kaydıyla uygulama sahası içerisinde idarece uygun bir yer tahsis edileceği veya anlaşma olmaması halinde davacı hak sahibinin kök parseldeki yeri dikkate alınarak uygulamadaki düzenleme ortaklık payı kesintisi düşüldükten sonraki taşınmazın rayiç bedeli üzerinden değerinin ödeneceği belirtilmiştir.
    Somut olaya gelince; bozma ilamında belirtildiği gibi, Seyhan Belediyesince yapılan 38 No"lu ilk imar düzenlemesi çekişme konusu alanla ilgili olarak halen geçerliliğini korumaktadır. Başka bir ifadeyle, anılan 38 No"lu imar düzenlemesi ile ilgili idari yargıda dava açılarak işlem iptal ettirilmemiştir. Bu durumda, 3194 sayılı İmar Kanununun 18. maddesinin uygulanması söz konusu olamayacağından, mahkemece imar uygulamasının iptal edilmemesi nedeni ile davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiş, bu sebeple kararın bozulması gerekmiştir
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü hükmün BOZULMASINA, kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
    30.03.2021 tarihinde oy birliği ile karar verildi.












    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi