4. Hukuk Dairesi 2020/124 E. , 2021/3090 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 25. Hukuk Dairesi
MAHKEMESİ : Ankara 22. Asliye Hukuk Mahkemesi
MAHKEMESİ : Ankara 8. Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki İlk Derece Mahkemesinde görülen tazminat davasında verilen davanın kısmen kabulüne ilişkin hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edimesi üzerine, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki bütün kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili asıl davada; 14/01/2015 tarihinde, davalı kuruma ait rögar kapağının açık bırakılması nedeniyle müvekkilinin düşerek yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 700,00 TL geçici iş göremezlik, 300,00 TL tedavi gideri olmak üzere toplam 1.000,00 TL maddi ve 10.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; birleşen davada ise müvekkilinin yaralanması sonucu %11 oranında kalıcı maluliyetinin oluştuğunu belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile 1.000.00 TL sürekli iş göremezlik tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiş; 13/02/2018 tarihli ıslah dilekçesi ile sürekli iş göremezlik tazminatı talebini 63.341,75 TL’ye yükseltmiştir.
Asıl ve birleşen davada davalı vekili; müvekkili kurumun, dava konusu olayda kusurunun veya sorumluluğunun bulunmadığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
İlk Derece Mahkemesince, toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre asıl dava bakımından, davacının geçici iş göremezlik ve tedavi giderleri nedeniyle talep edilen maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat isteminin kısmen kabulü ile 5.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 14/01/2015 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsili ile davacıya verilmesine, fazlaya dair istemin reddine; birleşen dava bakımından davacının maddi tazminat talebinin kabulü ile toplam 63.341,75TL maddi tazminatın olay tarihi olan 14/01/2015 tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalı idareden tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiştir. Karara karşı davacı vekili ve davalı vekili tarafından istinaf yoluna başvurması üzerine Bölge Adliye Mahkemesince davalı vekilinin istinaf isteminin 6100 sayılı HMK 353/1-b-1 maddesi gereğince esastan reddine, birleşen davada, davacı vekil ile temsil edildiği halde lehine vekâlet ücreti takdir edilmemesinin usul ve yasaya aykırı olduğu gerekçesiyle davacı vekilinin istinaf başvurusunun vekâlet ücreti yönünden kabulüne, ilk derece mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararı asıl ve birleşen davada davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Davalı vekilinin asıl davaya ilişkin temyiz dilekçesinin incelenmesinde;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 362/1-a ve 362/2. maddeleri gereğince 2019 yılı için temyiz edenin sıfatına göre hükmedilen ya da mahkemece kabul edilmeyen bölümünün miktar veya değeri 58.800,00 TL’yi geçmeyen davalara ilişkin bölge adliye mahkeme kararlarının temyizi kabil değildir. Kesin olan kararların temyizinin istenilmesi halinde Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesi tarafından bu konuda temyiz dilekçesinin reddine karar verilebileceği gibi, verilmemiş olması halinde Yargıtayca da temyiz isteminin reddine karar verilebilecektir.
Asıl dava yönünden, davalı tarafça temyize konu edilen 5.000,00 TL manevi tazminat miktarı yukarıda belirtilen temyiz kesinlik sınırının altında kalmaktadır. O halde Bölge Adliye Mahkemesi kararının temyiz kabiliyeti olmayıp davalının asıl davaya ilişkin temyiz dilekçesinin HMK’nın 362/1-a maddesi gereğince reddine karar vermek gerekmiştir.
2- Davalı vekilinin birleşen davaya ilişkin temyiz itirazlarına gelince;
Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle yasaya uygun gerektirici nedenlere, temyiz edenin sıfatına göre ve özellikle HMK 355. maddesindeki kamu düzenine aykırılık halleri resen gözetilmek üzere istinaf incelemesinin, istinaf dilekçesinde belirtilen sebeplerle sınırlı olarak yapılacağı kuralına uygun biçimde inceleme yapılıp karar verilmiş olmasına, dava şartları, delillerin toplanması ve hukukun uygulanması bakımından da hükmün bozulmasını gerektirir bir neden bulunmamasına göre davalı vekilinin birleşen davaya yönelik yerinde olmayan bütün temyiz itirazlarının reddiyle usul ve kanuna uygun olan hükmün HMK’nun 370/1. maddesi gereğince onanması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin asıl davaya ilişkin temyiz isteminin (dilekçesinin), hükmün kesin olması nedeniyle REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan hükmün HMK’nın 370/1. maddesi gereğince ONANMASINA, HMK’nın 373. maddesi uyarınca dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin de Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine, aşağıda dökümü yazılı 4.327,00 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına 15/06/2021 gününde oybirliğiyle karar verildi.