Abaküs Yazılım
Hukuk Genel Kurulu
Esas No: 2017/1028
Karar No: 2019/1221
Karar Tarihi: 26.11.2019

Yargıtay Hukuk Genel Kurulu 2017/1028 Esas 2019/1221 Karar Sayılı İlamı

Hukuk Genel Kurulu         2017/1028 E.  ,  2019/1221 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki “menfi tespit” davasından dolayı yapılan yargılama sonunda, İslahiye Asliye Hukuk Mahkemesince davanın kabulüne dair verilen 02.11.2012 tarihli ve 2010/162 E., 2012/407 K. sayılı kararın davalı vekilince temyizi üzerine Yargıtay 3. Hukuk Dairesinin 14.05.2013 tarihli ve 2013/5011 E., 2013/8004 K. sayılı kararı ile;
    “Davacı vekili dilekçesi ile; müvekkilinin, murisinden intikal eden taşınmaz üzerine su kuyusu inşa ettiğini; bu su kuyusunun elektriğinin davalı kurumca verildiğini, kullanılan sayaçta herhangi bir arıza ve bozukluk söz konusu olmadığı halde, davalı kurumca müvekkiline, 18.11.2008 tarihinde, 21.485,76 TL, 13.11.2009 tarihinde de 27.274,90 TL kaçak elektrik cezası kesildiğini; ayrıca, kuyunun elektriğinin de kesildiğini, sulama yapılamadığı için ürünlerinin kuruyacağını ve büyük zarara uğrayacağını ileri sürerek; öncelikle tedbir kararı verilmesini, müvekkilinin kaçak tutanaklardan dolayı sorumluluğunun bulunmadığının tespiti ile kaçak elektrik cezalarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
    Davalı vekili cevap dilekçesinde; açılan davanın haksız ve hukuka aykırı olduğunu, davacının, müvekkili kuruma bağlı 11199 nolu elektrik abonesi olduğunu; abone ile ilgili tahakkuk ettirilen borç ödenmediği için 06.08.2008 tarih ve 3843 sıra nolu elektrik kesme ve mühürleme belgesi ile kullanılan elektriğin kesildiğini ve mühürlendiğini; buna rağmen, davacının, kesilen elektriği açarak elektrik kullandığını; kaçak elektrik kullanılması nedeniyle, Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13.maddesi gereğince 21.10.2009 tarihli tutanak tanzim edildiğini ve yönetmeliğin 15.maddesi gereğince de davacıya 27274,90 TL kaçak enerji kullanım ceza faturası tahakkuk ettirildiğini savunarak; davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece; "Dosyanın incelenmesinde, davacı aleyhine İslahiye Asliye Ceza Mahkemesi"nin 2010/424 esas 2011/89 karar sayılı dosyası ile açılan elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçundan Beraat ettiği anlaşılmış; mahkememizce yapılan tespitte hazır edilen elektrik bilirkişisinin dosyaya ibraz ettiği raporunda da elektriğin tamamının sayaçtan geçtiği, kaçak elektrik kullanımın söz konusu olmadığı, bu durumun aksini ispatlayan delil ileri sürülmediği anlaşılmıştır." gerekçesiyle davanın kabulü ile davacının davalı kuruma 27.274,90 TL borçlu olmadığının tespitiyle kaçak elektrik faturasının iptaline karar verilmiş, hüküm davalı vekili tarafından süresinde temyiz edilmiştir.
    Davacı tarafından, su kuyusunda kullanıldığı sayaçta herhangi bir arıza ve bozukluk söz konusu olmadığı halde kaçak tutanağı tutulduğunu, bunun hukuka aykırı olduğu belirtilerek, menfi tespit davası açılmış; mahkemece de, davanın kabulü cihetine gidilmiştir.
    Oysa, davacı aleyhinde; mühür bozma, elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçundan açılan ve Asliye Ceza Mahkemesinde görülen davada; sanığın kullanmış olduğu enerjinin sayaçtan geçmiş olduğu anlaşılmakla, sanığın üzerine atılı elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçundan beraatine karar verilmiş; ancak, sanığın üzerine atılı mühür bozma suçundan ise, suçu işlemiş olduğu anlaşılmakla, sabit olan eylemine uyan 5237 sayılı TCK"nun 203. Maddesi uyarınca cezalandırılmasına karar verildiği görülmüştür.
    Davacı, mühür bozma suçundan cezalandırılmış olduğuna göre, kullandığı elektrik sayaçtan geçmiş olsa da kaçak kabul edilmelidir. Zira, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13.maddesinde; "Gerçek veya tüzel kişiler tarafından, dağıtım sistemine veya sayaca veya ölçü sistemine ya da tesisata müdahale edilerek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, elektrik enerjisinin eksik veya hatalı ölçülerek veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilir." denilmektedir.
    O halde, mahkemece, yukarıda açıklanan hususlar gözetilmeden yazılı şekilde hüküm tesisi doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.
    Bundan ayrı, davacı vekili dava dilekçesinde; iki ayrı tutanaktan toplam: 48.760,66 TL dava değeri üzerinden davasını açmıştır. Yargılama sırasında ise ıslah dilekçesi vererek; "maddi hata nedeniyle, 18.11.2008 tarihli 21.485,76 TL"lik kısım için davamızı ıslah ederek, dava değerini 23.11.2009 tarihli 27.274,90 TL olan kaçak tahakkuku miktarı üzerinden devam ettiriyoruz" demektedir. Davacı vekilinin bu beyanı, davanın 21.485,76 TL"lik kısmı için feragat anlamındadır. Mahkemece, bu durum gözetilmeden, yargılama giderlerinin ve vekalet ücretinin kabul edilen miktar üzerinden hesaplanmış olması da doğru görülmemiştir...”
    gerekçesi ile bozularak dosya yerine geri çevrilmekle yeniden yapılan yargılama sonunda mahkemece önceki kararda kısmen direnilmesine karar verilmiştir.


    HUKUK GENEL KURULU KARARI

    Hukuk Genel Kurulunca incelenerek direnme kararının süresinde temyiz edildiği anlaşıldıktan ve dosyadaki belgeler okunduktan sonra gereği görüşüldü:
    Dava, davalı tarafından tahakkuk ettirilen kaçak enerji kullanımı ceza faturasının iptali istemine ilişkindir.
    Davacı vekili, müvekkilinin tarlasını sulamak için kullandığı 11199 abone nolu su kuyusunun elektriğinin davalı tarafından kesildiğini ve 18.11.2008 tarihinde 21.485,75TL, 13.11.2009 tarihinde 27.274,90TL olmak üzere iki ayrı kaçak elektrik cezası düzenlendiğini, yaptırılan tespitte sayaç bölümü ve ölçü devreleri ile sayacın bulunduğu müstakil ölçü bölümünün dış kapağı mühürlü olduğundan, sayaçla oynamanın olmadığının, kullanılan elektriğin sayaç tarafından kaydedilmiş olduğunun, ayrıca sayaç harici kaçak elektrik kullanılmasının mümkün olmadığının ve kullanılan elektrik sayaçtan geçtiğinden, olayda sadece senksiyoner mührünün kırılması olarak değerlendirme yapılarak elektriğin kesildiğinin açıkça belirtildiğini, dolayısıyla müvekkilinin kaçak elektrik kullanmasının söz konusu olmadığını, senksiyonerin sadece 100 metre uzaklıkta bulunan ve trafodan sayaca elektrik akımı verilmesini sağlayan kol olduğunu, senksiyoner kolu açıkken sayaca elektrik gittiğini, kapalı konuma getirildiğinde sayaca giden elektriğin kesileceğini, dolayısıyla senksiyonerin kaçak kullanımı gibi bir işlevi olmadığını, bunun mührünü kimin kırdığını bilmediğini, bu nedenle müvekkile kaçak elektrik kullandığından bahisle para cezası uygulanmasının ve elektriğinin kesilmesinin hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek kesilen kaçak elektrik cezalarının iptaline karar verilmesini talep ve dava etmiş; 12.01.2012 havale tarihli ıslah dilekçesiyle davaya sadece 13.11.2009 tarihinde kesilen 27.274,90TL para cezasının iptali yönünde devam edildiğini belirtmiştir.
    Davalı vekili, görevlilerce 21.10.2009 tarihinde yapılan kontrolde, abonenin borcundan dolayı kesilen elektriği açarak, kaçak sulama yaptığının tespit edildiğini, davacının kaçak elektrik kullanması ile ilgili olarak Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin 13. maddesi gereğince 21.10.2009 tarihli tutanak tanzim edildiğini ve bu tutanağa istinaden Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin 15. maddesi gereğince 27.274.90TL kaçak enerji kullanım ceza faturası tahakkuk ettirildiğini, davalı tarafından yapılan işlemlerin ve kesilen para cezasının usulüne uygun olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, İslahiye Asliye Ceza Mahkemesinin 2010/424 E., 2011/89 K. sayılı kararıyla davacının, elektrik enerjisi hakkında hırsızlık suçundan beraat ettiğinin anlaşıldığı, yapılan tespitte hazır edilen elektrik bilirkişisinin dosyaya ibraz ettiği raporunda da elektriğin tamamının sayaçtan geçtiğinin, kaçak elektrik kullanımının söz konusu olmadığının, bu durumun aksini ispatlayan delil ileri sürülmediğinin belirtildiği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacının davalı kuruma 27.274,90TL borçlu olmadığının tespitine, kaçak elektrik faturasının iptaline karar verilmiştir.
    Davalı vekilinin temyizi üzerine karar, Özel Dairece yukarıda başlık bölümünde açıklanan gerekçelerle bozulmuştur.
    Mahkemece, önceki karar gerekçelerinin yanında, yapılan müdahalenin elektrik kullanımına yönelik olmakla birlikte tüketimin doğru tespit edilmesini engellemediği gibi enerjinin eksik veya hatalı ölçümüne ya da hiç ölçülmemesine yönelik olmadığı, nitekim eksik veya hatalı ölçüme de yol açmadığı, sayaca herhangi bir müdahalenin bulunmadığının açık olduğu, yani yönetmelikte belirtilen hususların olayımızda mevcut olmadığı, ayrıca senksiyoner mührünün kırılmasının sayaçla bağlantısının olmadığı, mühür kırılsa da sayacın çalışmaya ve elektriği okumaya devam ettiği, sayaca bir müdahalenin söz konusu olmadığı, senksiyonerin sayacın ölçümüne bir etkisi bulunmadığı, ancak elektriğin açılıp kapanmasını sağladığı, gerek Mahkemenin 2010/2 Değişik İş dosyasında alınan bilirkişi raporunda gerekse ceza yargılamasında yaptırılan bilirkişi incelemesinde bu yönde kanaat belirtildiği, ayrıca sayaç bölümünün mühürlü olduğunun da beyan edilmesi nedeniyle sayaca bir müdahalenin söz konusu olmadığı gerekçesiyle direnme kararı verilmiştir.
    Direnme kararı davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Direnme yoluyla Hukuk Genel Kurulu önüne gelen uyuşmazlık, somut olayda kaçak elektrik kullanımının mevcut olup olmadığı, burada varılacak sonuca göre yerel mahkemenin direnme kararının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
    Uyuşmazlığın çözümü için öncelikle konu ile ilgili yasal mevzuatın incelenmesi gerekmektedir.
    20.02.2001 tarihli ve 4628 sayılı Elektrik Piyasası Kanunu ile Enerji Piyasası Düzenleme Kurumu kurulmuş, Kurumun yetkili organı olan Enerji Piyasası Düzenleme Kurulu tarafından da Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği (EPMHY) çıkartılmıştır. Yine, Kaçak ve Usulsüz Elektrik Enerjisi Kullanımı ile Güvence Bedellerinin Hesaplanması ve Güncellenmesine İlişkin Usul ve Esaslara dair 122 ve 622 sayılı kararlar alınmıştır. Bunlardan, 29.12.2005 tarihli ve 622 sayılı karar ile kaçak elektrik enerjisi kullanımında tespit, süre, tüketim miktarı hesaplama ve tahakkuk ile ilgili usul ve esaslar düzenlenmiştir.
    25.09.2002 tarihli ve 24887 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliği’nin 13. maddesinde ise hangi hâllerde kaçak elektrik enerjisi tüketiminin gerçekleşeceği açıklanmış olmakla; ilgili maddenin, olay tarihinde yürürlükte bulunan, 30.12.2005 tarihli ve 26039 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yönetmelikle değişik hâli :
    “(1) Gerçek veya tüzel kişilerin;
    a) Dağıtım sistemine veya sayaçlara veya ölçü sistemine ya da tesisata müdahale ederek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, eksik veya hatalı ölçüm yapılması veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde elektrik enerjisi tüketmesi,
    b) Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açması,
    kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilir.
    (2) Yapılan kontrollerde, kaçak elektrik enerjisi tüketildiğine dair bir şüpheye sebep olacak bir bulguya rastlanması halinde, 15 inci madde uyarınca belirlenen yöntemler çerçevesinde kaçak tespit süreci başlatılır. Kaçak işleminin başlatılması için bu sürecin sonunda kaçak elektrik enerjisi kullanımının tespiti gereklidir.”
    şeklindedir.
    Uyuşmazlık ile ilgili yasal düzenlemeler ışığında somut olay incelendiğinde;
    Davacının tarlasını sulamak için kullandığı su kuyusunun elektriğinin, tahakkuk eden elektrik borcunun ödenmemesi nedeniyle, davalı tarafından 06.10.2008 tarihinde senksiyoner olarak tabir edilen ayırıcı kolun açılması suretiyle kesildiği ve mühürlendiği, davacının ise borcu ödemek yerine ayırıcı koldaki (senksiyoner) mührü kırarak elektriğin sayaca gelmesini sağladığı, tarlasını bu şekilde sulamaya devam ettiği, kullanılan elektriğin sayaç tarafından kaydedilmesine müdahale edilmemesine rağmen, mevzuata aykırı şekilde elektrik kullanıldığı anlaşılmaktadır.
    Dosyaya sunulan belgelerden de anlaşılacağı üzere, İslahiye Asliye Ceza Mahkemesinin 22.02.2011 tarihli ve 2010/424 E., 2011/89 K. sayılı kararıyla, davacının 11199 nolu aboneliğine ait elektrik enerjisinin borcundan dolayı kesilmesine rağmen, kesik olan elektrik enerjisinin açılarak sayaç üzerinden sulama yapıldığının tespiti ile mühür bozma suçundan hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.
    Hemen belirtmek gerekir ki; EPMHY’nin 13. maddesinin b bendi uyarınca mevzuata uygun olarak kesilen elektrik enerjisinin, gerekli yükümlülükler yerine getirilmeden, ilgili dağıtım şirketinden izinsiz açılarak kullanılması, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilmiştir. Kaçak elektrik enerjisi kullanım bedelinin de Yönetmeliğin 15. maddesinde belirlenen ilkeler ve yukarıda bahsi geçen kurul kararları çerçevesinde tespit edilmesi gerekmektedir.
    Hâl böyle olunca, davacının kaçak elektrik kullandığının kabulü gerekir. Nitekim Özel Dairenin kabulü de bu yöndedir.
    Ne var ki, Özel Daire bozma kararının 6. paragrafında yer alan “…cezalandırılmasına…” kelimesinin hatalı yazıldığının anlaşılması üzerine devamına “….ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına…” ibaresinin yazılması; 7. paragrafında yer alan, “…Zira, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesinde; "Gerçek veya tüzel kişiler tarafından, dağıtım sistemine veya sayaca veya ölçü sistemine ya da tesisata müdahale edilerek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, elektrik enerjisinin eksik veya hatalı ölçülerek veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilir." denilmektedir…” ibaresinin, ilgili Yönetmeliğin 30 Aralık 2005 tarihli ve 26039 sayılı Resmî Gazete’de yayımlanan Yönetmelikle değiştirilmiş olması üzerine, “…Zira, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13/b maddesinde; “…b) Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açması, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilir…” olarak düzeltilmesi gerekmektedir.
    O hâlde mahkemece yapılacak iş; yukarıda açıklanan esaslar çerçevesinde inceleme ve değerlendirme yapılması ile varılacak sonuca göre karar verilmesinden ibarettir.
    Öte yandan, direnme kararına ait kısa kararın ve gerekçeli kararın hüküm kısmının birinci paragrafında kısmen uyulduğu kısmen direnildiği belirtilen bozma ilamının “14.05.2013 tarihli ve 2013/5011 E., 2013/8004 K.” olması gerekirken, sehven yanlış yazılmış olmasının maddi hata teşkil ettiği değerlendirilmiş ancak bu husus bozma nedeni yapılmamıştır.
    Sonuç itibariyle, direnme kararının açıklanan değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı bozulması gerekir.
    SONUÇ: Davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile yukarıda açıklanan Özel Daire bozma kararının 6. paragrafında yer alan “…cezalandırılmasına…” kelimesinden sonra gelmek üzere “...ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına…” ibaresinin, 7. paragrafında yer alan, “…Zira, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13. maddesinde; "Gerçek veya tüzel kişiler tarafından, dağıtım sistemine veya sayaca veya ölçü sistemine ya da tesisata müdahale edilerek, tüketimin doğru tespit edilmesini engellemek suretiyle, elektrik enerjisinin eksik veya hatalı ölçülerek veya hiç ölçülmeden veya yasal şekilde tesis edilmiş sayaçtan geçirilmeden mevzuata aykırı bir şekilde tüketilmesi, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilir." denilmektedir…” ibaresinin yerine, “…Zira, Elektrik Piyasası Müşteri Hizmetleri Yönetmeliğinin 13/b maddesinde; “…b) Dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin ilgili mevzuata uygun olarak kestiği elektrik enerjisini, yükümlülüklerini yerine getirmeden dağıtım lisansı sahibi tüzel kişinin izni dışında açması, kaçak elektrik enerjisi tüketimi olarak kabul edilir…” ibaresinin yazılması suretiyle, direnme kararının yukarıda açıklanan değişik gerekçe ve nedenlerden dolayı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesine göre uygulanmakta olan 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu"nun 429. maddesi gereğince BOZULMASINA, istek hâlinde temyiz peşin harcının yatırana geri verilmesine, aynı Kanun’un 440. maddesi uyarınca, kararın tebliğinden itibaren on beş gün içerisinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 26.11.2019 tarihinde oy birliği ile karar verildi.



    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    Son Eklenen İçtihatlar   AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi