Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/4598 Esas 2019/8670 Karar Sayılı İlamı

Abaküs Yazılım
3. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/4598
Karar No: 2019/8670
Karar Tarihi: 04.11.2019

Yargıtay 3. Hukuk Dairesi 2019/4598 Esas 2019/8670 Karar Sayılı İlamı

3. Hukuk Dairesi         2019/4598 E.  ,  2019/8670 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :SULH HUKUK MAHKEMESİ


    Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının mahkemece yapılan yargılaması sonucunda, davanın kısmen kabulüne yönelik olarak verilen hükmün, süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine; temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten sonra, dosya içerisindeki kağıtlar okunup gereği düşünüldü:
    Y A R G I T A Y K A R A R I
    Davacı, davalı ile 12/02/2010 tarihinde kira sözleşmesi yaptıklarını, kira bedelinin üçer aylık dönemlerle ödendiğini, 12/05/2012, 12/08/2012,12/11/2012 dönemleri kira bedelleri için icra takibi yaptıklarını, takibe itiraz edildiğini ileri sürerek itirazın iptaline ve icra inkar tazminatına karar verilmesini talep etmiştir .
    Davalı, davanın reddini istemiştir.
    Mahkemece, davacının davasının kısmen kabulü ile; davalının takip tarihi itibari ile 110.008,78-TL kira borcu, işlemiş faiz borcunun 15.621,92-TL olmak üzere toplam 125.630,70-TL olduğu anlaşıldığından, davalı-borçlunun İzmir 14. İcra Müdürlüğü"nün 2013/10878 Esas sayılı icra dosyasına yapmış olduğu itirazın kısmen iptali ile, takibin alacak miktarı olan 125.630,70-TL üzerinden devamına, fazlaya ilişkin talebin reddine, alacak-borç miktarı yargılama neticesinde belli olduğundan icra inkar tazminatı talebinin reddine, davalı vekilinin teminatın mahsubuna ilişkin talebin reddine karar verilmiş,hüküm davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir .
    1-) Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre; sair temyiz itirazlarının reddi gerekir.
    2-) İcra ve İflas Kanunu"nun 67. maddesinin 2. fıkrası hükmünce, icra inkar tazminatına hükmedilebilmesi için, borçlunun takip sırasında ödeme emrine itiraz etmesi ve alacaklının alacağını mahkemede dava ederek haklı çıkması yasal koşullardandır. Bunlardan başka, alacağın likit ve belli olması da gerekir. Alacağın gerçek miktarı belli, sabit veya borçlu tarafından belirlenebilmesi için bütün unsurlar bilinmekte ya da bilinmesi gerekmekte, böylece borçlu tarafından borcun tutarının tahkik ve tayini mümkün ise; başka bir ifadeyle borçlu yalnız başına ne kadar borçlu olduğunu tespit edebilir durumda ise alacağın likit ve muayyen olduğunun kabulü zorunludur. Somut olayda ,kira bedelinin miktarı ve ödeme tarihi belirli olduğuna göre alacak likittir .
    Ne var ki, bu yanlışlığın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden hükmün düzeltilerek onanması HUMK"nun 438/7 maddesi hükmü gereğidir.
    SONUÇ: Yukarıda birinci bentte açıklanan nedenlerle sair temyiz itirazlarının reddine, ikinci bentte açıklanan nedenlerle hüküm fıkrasında yeralan " Alacak-borç miktarı yargılama neticesinde belli olduğundan icra inkar tazminatı talebinin reddine, " cümlesinin çıkartılarak yerine " 22.001.00.-TL icra inkar tazminatının davalıdan alınarak davacıya verilmesine " yazılmasına, hükmün düzeltilmiş bu şekliyle ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde temyiz eden tarafa iadesine, 6100 sayılı HMK"nun Geçici Madde 3 atfıyla 1086 sayılı HUMK"nun 440. maddesi gereğince kararın tebliğinden itibaren 15 günlük süre içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 04/11/2019 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

    Bu web sitesi, sisteminin bir üyesidir.