Yargıtay 5. Hukuk Dairesi 2022/5673 Esas 2022/13535 Karar Sayılı İlamı

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesi

İLK DERECE
MAHKEMESİ : Körfez 2. Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasında görülen davanın yapılan yargılaması sonucunda; ilk derece mahkemesince verilen kararın istinaf incelemesi üzerine bölge adliye mahkemesinin yukarıda gün ve sayıları yazılı hükmünün Yargıtayca incelenmesi davacılar vekilince istenilmiş olmakla, dosyadaki belgeler okunup uyuşmazlık anlaşıldıktan sonra gereği görüşülüp düşünüldü:

- K A R A R -

Dava, tapu sicilinin hatalı tutulması nedeniyle uğranılan zararın 4721 sayılı TMK'nın 1007. maddesi uyarınca tazmini istemine ilişkindir.
İlk derece mahkemesince davanın reddine ilişkin olarak verilen karara karşı, davacılar vekili tarafından yapılan istinaf başvurusunun İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 37. Hukuk Dairesince esastan reddine karar verilmiş olup; hüküm, davacılar vekilince temyiz edilmiştir.
Dosya bilgi ve belgelerden; dava konusu Körfez İlçesi, Sipahiler Köyü, 3694, 3696, 3777, 3779, 3710, 3727, 3810, 3754 ve 3860 parsel sayılı taşınmazların 1989 yılında hükmen tescil yolu ile ... mirasçıları adına tescil edildiği, dava konusu taşınmazların Kocaeli 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/111 Esas 2012/121 Karar sayılı veraset ilamı uyarınca 13/06/2012 tarihinde intikal yolu ile mirasçılar adına tescil edildiği, bilahare taşınmazların peyderpey mirasçılar tarafından üçüncü kişilere satılarak devredildiği, davacılar tarafından kök muris ...'nın mirasçılarının kendileri olduğunu ileri sürerek açmış oldukları dava sonucu Kocaeli 2. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2013/898 Esas ve 2013/1462 Karar sayılı mirasçılık belgesi ile davacıların kök murisin mirasçıları olarak belirlendiği, kök muris ...'ya ait çelişik iki ayrı veraset ilamının bulunması nedeniyle bilahare davacılar tarafından intikal işleminde kullanılan Kocaeli 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/111 Esas 2012/121 Karar sayılı mirasçılık belgesinin iptali talebi ile dava açıldığı, davanın Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinin 2017/485 Esas sayılı dosyasında halen derdest olduğu anlaşılmaktadır.
Yapılan incelemede dava konusu taşınmazların intikal işleminde kullanılan Kocaeli 3. Sulh Hukuk Mahkemesinin 2012/111 Esas 2012/121 Karar sayılı veraset ilamı, aksi sabit oluncaya kadar geçerli olup, veraset ilamının iptali davası henüz sonuçlanmadığından yolsuz bir tescilden söz edilemez. Veraset ilamının iptali davasının sonucuna göre tapu sicilinin hatalı oluştuğu ileri sürülebilir. Veraset ilamının iptali davası sonucunda intikal işleminde kullanılan 2012/111 Esas ve 2012/121 Karar sayılı veraset ilamının iptaline karar verilmesi halinde mirasçılar adına yapılan tescil yolsuz olup, bu durumda yolsuz tescile dayalı olarak üçüncü kişilere yapılan satış işlemlerinin de dava dışı üçüncü kişilerin kötü niyetli olması durumunda açılacak tapu iptal tescil davası sonucu taşınmazların terekeye döndürülmesi ve davacıların zararının bu şekilde karşılanması mümkündür. TMK'nın 1007.maddesi uyarınca tazminat talebi için zararın başka şekilde karşılanma imkanının kalmaması gerekir. Kocaeli 3. Asliye Hukuk Mahkemesinde görülen veraset ilamının iptali davası henüz derdest olup davacıların zararı oluşmadığından davanın reddine ilişkin ilk derece mahkemesince verilen karara karşı yapılan istinaf başvurusunun 6100 sayılı HMK’nın 353/1-b-1 maddesi uyarınca esastan reddine karar verilmesinde bir isabetsizlik görülmemiştir.
Davacılar vekilinin temyiz itirazları yerinde olmadığından usul ve yasaya uygun olan hükmün HMK'nın 370. maddesi gereğince ONANMASINA, peşin alınan temyiz harcının Hazineye irad kaydedilmesine, 06.10.2022 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.