Esas No: 2019/4099
Karar No: 2022/3945
Karar Tarihi: 13.06.2022
Danıştay 4. Daire 2019/4099 Esas 2022/3945 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Danıştay Dördüncü Dairesi, vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istemiyle açılan davada, davacının sahte fatura kullanarak vergi kaçırdığına hükmetmiştir. Dava konusu olan fatura düzenleyen Tasfiye Halinde … Dış Tic. ve Ulus. Nakl. Ltd. Şti.'nin gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti gerektiği belirtilmiştir. Vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak olduğu ve gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunların varmış gibi düzenlenen belgelerin, sahte belge olarak tanımlandığı vurgulanmıştır. Ayrıca, katma değer vergisinin indirimi için alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin, gerçeği yansıtması gerektiği vurgulanmıştır. Dosyadaki belgeler incelenerek, anılan mükellefin 14/01/2011 tarihinden sonra gerçek yönüyle ticari faaliyet göstermediği, dolayısıyla şirket adına düzenlenen faturaların gerçek bir alım satım ilişkisine dayalı olmayan sahte faturalar olduğu sonucuna varılmıştır. Kararda, Vergi Usul Kanunu'nun 3/B, 134/
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2019/4099
Karar No : 2022/3945
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … Mermer İnşaat Sanayi Ticaret Limited Şirketi
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına sahte fatura kullandığından bahisle 2011/10, 11, 12 dönemleri için re'sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı katma değer vergilerinin kaldırılması istenilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararının özeti: ... Vergi Mahkemesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacıya fatura düzenleyen Tasfiye Halinde … Dış Tic. ve Ulus. Nakl. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen vergi tekniği raporundaki işçi çalıştırması, ihracat yapması, vergi borcunun çok fazla olmaması, yapılan yoklamalarda adresinde bulunması tespitlerinin mükellefin sahte fatura düzenlediğini ortaya koyacak nitelikte olmadığından dolayı yapılan tarhiyatlarda hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Bölge İdare Mahkemesince; istinaf başvurusuna konu Vergi Mahkemesi kararının usul ve hukuka uygun olduğu ve davalı tarafından ileri sürülen iddiaların söz konusu kararın kaldırılmasını sağlayacak nitelikte görülmediği belirtilerek 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü Kanunu'nun 45. maddesinin 3. fıkrası uyarınca istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI : Davacının fatura kullandığı şirket hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda, anılan şirketin sahte fatura düzenleyicisi olduğunun tespit edildiği, yapılan işlemlerin hukuka uygun olduğundan dolayı kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu, 134. maddesinin 1. fıkrasında, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu kurala bağlanmış, 359. maddesinin (b) bendinde ise gerçek bir muamele veya durum olmadığı halde bunlar varmış gibi düzenlenen belgeler, sahte belge olarak tanımlanmıştır.
3065 sayılı Katma Değer Vergisi Kanunu'nun 29. maddesinin 1. fıkrasının (a) bendinde; mükelleflerin, yaptıkları vergiye tabi işlemler üzerinden hesaplanan katma değer vergisinden, bu Kanunda aksine hüküm olmadıkça faaliyetlerine ilişkin olarak, kendilerine yapılan teslim ve hizmetler dolayısıyla hesaplanarak düzenlenen fatura ve benzeri vesikalarda gösterilen katma değer vergisinin indirilebileceği hükme bağlanmıştır.
Katma değer vergisi, bünyesinde yer alan indirim müessesesiyle yansıtılabilir bir vergidir. Katma değer vergisi sisteminde mükellef ve sorumlu; üretim ve dağıtım kademeleri içinde, verginin tahsiline, indirimlerin yapılmasına, beyan edilip ödenmesine aracılık eder. Bu bakımdan indirim, mükellefiyete bağlı bir görev olduğu kadar aynı zamanda bir haktır. Katma değer vergisinde genel prensip, vergiye tabi teslimler üzerinden hesaplanan vergiden, alış faturalarında gösterilen verginin indirilmesidir. Katma değer vergisi indirimi hakkından yararlanabilmek için Kanun bazı şartların varlığını öngörmüştür. Bu şartların bir kısmı esasa, bir kısmı ise şekle ilişkindir. Katma değer vergisi, vergiyi doğuran olayın gerçekleşmesi halinde, zincirleme olarak kendi içinde otokontrol sistemi taşımaktadır.
Kayıt ve belge nizamına uyulması ve faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanması halinde, mal teslimi veya hizmet ifasına bağlı olarak tahsil edilen katma değer vergisinden, mükelleflerin kendilerine yapılan teslim ve ifaya ilişkin olarak ödedikleri katma değer vergisini indirmeleri mümkün olup, aksi durumda, faturaların gerçek bir mal teslimi veya hizmet ifasına dayanmadığının tespiti halinde, bu faturalarda yer alan katma değer vergisinin indirimi mümkün bulunmamaktadır.
Buna göre, alış belgelerinde yer alan katma değer vergisinin indirim konusu yapılabilmesi için, alış faturası ya da benzeri vesikalarda ayrıca gösterilmesi ve bu vesikaların kanuni defterlere kaydedildiğinin tevsik edilmesinin yanında, söz konusu belgelerin gerçeği yansıtması da zorunludur.
Yukarıda aktarılan mevzuat hükümlerine göre, uyuşmazlığın esasını, davacıya anılan faturaları düzenleyen firmanın düzenlediği faturaların, gerçek bir mal ve hizmet satışını içerip içermediği, dolayısıyla sahte olup olmadığı hususlarının tespiti oluşturmakta olup, uyuşmazlığın çözümü için söz konusu belgelerin hukuki mahiyetinin anlaşılabilmesi bakımından, bu belgeleri tanzim eden mükellef hakkında yapılan incelemeler sonucunda tespit edilen hususların irdelenmesi gerekmektedir.
Dosyanın incelenmesinden, davacıya fatura düzenleyen Tasfiye Halinde … Dış Tic. ve Ulus. Nakl. Ltd. Şti. hakkında düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporu incelendiğinde; mükellef şirketin 23/02/2010 tarihinde faaliyete başlayan şirket tüzel kişiliğinin, 17/02/2014 tarihinde tasfiye edilerek sona erdirildiği, defter-belge ibraz yazısı tebliğ edilememesi nedeniyle incelemenin vergi dairesi tarh dosyası üzerinden yapıldığı, şirketin kuruluşundan tasfiyesinin sonuna kadar işlemlerin önce vekalet ile, akabinde ise doğrudan kanuni temsilci olarak davacı tarafından yürütüldüğü, 03/03/2010 tarihli açılış yoklaması ile 12/05/2011 tarihli yoklmada, şirketin tekstil ürünleri, inşaat malzemeleri ve uluslararası taşımacılık işi ile iştigal edeceği, iş yerinin yaklaşık 100 m2 olduğu, halen iş yerinde işçi çalıştırılmadığı, şirkete ait şube ve deponun bulunmadığı, demirbaş olarak 2 adet bilgisayar, 1 adet faks, yazıcı, 3 adet masa, 10 adet koltuk 3 adet evrak dolabı bulunduğunun tespit edildiği, 2012 yılında toplam 5.734.981,00 TL tutarında katma değer vergisi matrahı beyan edildiği, aynı yıl içinde BA formuyla bildirilen toplam 5.675.177,00 TL tutarındaki alışın %94 hakkında sahte belge düzenleme hususunda tespitler bulunan firmalardan olduğu, mükellef şirket adına, 2010/01-03 - 2012/10-12 dönemlerine kadar ortalama 3-4 işçi çalıştırıldığının beyan edildiği, toplam 6.513,76 TL vergi borcu bulunduğu, mükellefin 01/05/2010-14/01/2011 tarihleri arası 18 adet ihracat işlemi olması ve bu ihracatların gerçekliği hakkında aksine bir done bulunmaması dolayısıyla bu ihracatların en son yapıldığı tarih olan 14/01/2011 tarihinden itibaren gerçek bir faaliyeti bulunmadan sahte fatura düzenlediği tespitlerine yer verilmiştir.
Yukarıdaki tespitlerin değerlendirilmesinden, çalışan işçi beyan etmesine karşılık yapılan yoklamalarda çalışana rastlanmaması, mükellefin birbirinden farklı uzmanlık gerektiren konularda faaliyet göstereceğini beyan etmesine karşın belirtilen işleri yapacak bir ticari organizasyona sahip olmadığı, mükellefe ait araç ve emtianın tespit edilemediği, iş hacmi çok yüksek olmasına karşın şube ve deposunun bulunmaması ve vergi tekniği raporundaki diğer tespitler karşısında, anılan mükellefin 14/01/2011 tarihinden sonra gerçek yönüyle ticari faaliyet göstermediği, dolayısıyla şirket adına düzenlenen faturaların gerçek bir alım satım ilişkisine dayalı olmayan sahte faturalar olduğu, davacı adına yapılan dava konusu tarhiyatlarda hukuka aykırılık bulunmadığı sonucuna varılmış olup, aksi yöndeki Vergi Dava Dairesi kararında hukuki isabet görülmemiştir.
Verilecek kararda vergi ziyaı cezasının tekerrür hükümleri uygulanarak artırılan kısmı hakkında değerlendirme yapılması gerekmektedir.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1.Temyiz isteminin kabulüne,
2.Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3.Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 13/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.
Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.