7. Hukuk Dairesi 2013/19276 E. , 2014/3447 K.
"İçtihat Metni"Mahkemesi : Düzce İş Mahkemesi
Tarihi : 07/03/2013
Numarası : 2012/37-2013/165
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay’ca incelenmesi davalı vekilince istenilmekle, temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, dosya incelendi, gereği görüşüldü:
Davacı, davalı işyerinde itfaiyeci olarak çalıştığını, itfaiye bölümünde 24 saat mesai - 48 saat istirahat üzerinden çalışma yapıldığını ancak karşılığının ödenmediğinden bahisle fazla çalışma alacağının ödetilmesini istemiştir.
Davalı, davacının ücret bordrolarında yaptığı fazla mesaiye ilişkin sütun bulunduğunu ve burada fazla çalışma süreleri ile hak edişlerinin gösterildiğini, davacının ihtirazi kayıt ileri sürmeksizin bordroları imzaladığını, bu durumun aksini davacı tarafın ancak yazılı delille ispatlamak zorunda olduğunu, davacının sürekli 24 saat çalışma - 48 saat dinlenme şeklinde bir çalışması olmadığını ve talep edilen alacağın 5 yıllık zamanaşımına uğradığını savunarak, davanın reddini talep etmiştir.
Mahkemece, davacının 24 saat çalışma ve 48 saat dinlenme esasına göre çalıştığı; bu halde ayda 3 hafta 2 gün, 1 hafta 3 gün çalışarak, haftada 2 gün çalıştığında haftada 28 saat, haftada 3 gün çalışılması halinde ise haftada 42 saat çalışmasıyla haftalık çalışma süresinin 45 saati aşmadığı; ancak 4857 sayılı İ.K."nın günde en çok 11 saat çalışılacağını öngördüğü; davacı işçinin günde 14 saat çalıştığı göz önüne alındığında 14-11=3 saat günlük fazla çalışması olduğu gerekçesiyle davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Fazla çalışma ücretlerinin hesabı konusunda taraflar arasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
Fazla çalışma yaptığını iddia eden işçi bu iddiasını ispatla yükümlüdür. Ücret bordrolarına ilişkin kurallar burada da geçerlidir. İşçinin imzasını taşıyan bordro sahteliği ispat edilinceye kadar kesin delil niteliğindedir. Bir başka anlatımla bordronun sahteliği ileri sürülüp kanıtlanmadıkça, imzalı bordroda görünen fazla çalışma alacağının ödendiği varsayılır.
Fazla çalışmanın ispatı konusunda işyeri kayıtları, özellikle işyerine giriş çıkışı gösteren belgeler, işyeri iç yazışmaları delil niteliğindedir. Ancak, fazla çalışmanın yazılı belgelerle kanıtlanamaması durumunda tarafların, tanık beyanları ile sonuca gidilmesi gerekir. Bunun dışında herkesçe bilinen genel bazı vakıalar da bu noktada göz önüne alınabilir. İşçinin fiilen yaptığı işin niteliği ve yoğunluğuna göre de fazla çalışma olup olmadığı araştırılmalıdır.
Günlük çalışma süresinin onbir saati aşamayacağı Kanunda emredici şekilde düzenlendiğine göre, bu süreyi aşan çalışmaların denkleştirmeye tabi tutulamayacağı, zamlı ücret ödemesi veya serbest zaman kullanımının söz konusu olacağı kabul edilmelidir.
Yine işçilerin gece çalışmaları günde yedibuçuk saati geçemez (İş Kanunu, Md. 69/3). Bu durum günlük çalışmanın, dolayısıyla fazla çalışmanın sınırını oluşturur. Gece çalışmaları yönünden, haftalık kırkbeş saat olan yasal çalışma sınırı aşılmamış olsa da günde yedibuçuk saati aşan çalışmalar için fazla çalışma ücreti ödenmelidir. Dairemizin kararları da bu yöndedir.
Fazla çalışma yönünden diğer bir yasal sınırlama da, İş Kanununun 41 inci maddesindeki, fazla çalışma süresinin toplamının bir yılda ikiyüzyetmiş saatten fazla olamayacağı şeklindeki hükümdür. Ancak bu sınırlamaya rağmen işçinin daha fazla çalıştırılması halinde, bu çalışmalarının karşılığı olan fazla mesai ücretinin de ödenmesi gerektiği açıktır. Yasadaki sınırlama esasen işçiyi korumaya yöneliktir.
Somut olayda, davalı işyerinde itfaiyede görevli olan davacının, yaptığı fazla çalışmaları ve ödemeleri gösterir puantajlar ve bordrolar ile nöbet çizelgelerinin sunulmuş olduğu görülmektedir. Her ne kadar davacı tanıkları, yapılan fazla mesai ödemelerinin nöbet harici çalışılan günler için olduğunu beyan etmişlerse de, birkaç adet nöbet çizelgesi-puantaj karşılaştırmasından nöbette oldukları günleri de kapsar şekilde fazla mesai ödemesinin yapıldığı görülmüştür. Bu durumda yapılacak iş, bilirkişiden yeni bir rapor alarak, puantaj cetvelleri ile nöbet çizelgelerini karşılaştırarak nöbet günleri için yapılan fazla mesailerin hesaplanarak, doğru yöntemle belirlenen fazla mesai alacağından, yapılan ödemelerin mahsubu suretiyle fazla mesai alacağını belirlenmektir. Bu husus göz ardı edilerek eksik inceleme ile hükme esas almaya elverişli olmayan bilirkişi raporuna dayanarak karar verilmiş olması hatalı olup bozma nedenidir.
O halde davalı vekilinin bu yönleri amaçlayan temyiz itirazları kabul edilmeli ve karar bozulmalıdır.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın, yukarıda yazılı nedenlerle BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının istek halinde, davalıya iadesine 10.02.2014 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.