16. Hukuk Dairesi 2019/2274 E. , 2019/4643 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :ASLİYE HUKUK MAHKEMESİ
DAVA TÜRÜ : TAPU İPTALİ VE TESCİL
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen hükmün Yargıtay"ca incelenmesi istenilmekle; temyiz isteğinin süresinde olduğu anlaşıldı, inceleme raporu ve dosyadaki belgeler okundu, GEREĞİ GÖRÜŞÜLDÜ:
Kadastro sonucu ... İlçesi Kıraçtepe Köyü çalışma alanında bulunan 113 ada 89, 100 ve 102 parsel sayılı 6.006.36, 945,33 ve 177.979,54 metrekare yüzölçümündeki taşınmazlar, kamu orta malı niteliğinde mera vasfıyla sınırlandırılmış, tespite karşı Kadastro Mahkemesinde açılan davanın reddi üzerine hükmen özel sicile kaydedilmiştir. Davacı ..., tapu kaydı, irsen intikal, taksim ve kazandırıcı zamanaşımı zilyetliğine dayanarak çekişmeli taşınmazların mera sicil kayıtlarının iptali ve adına tescili istemi ile dava açmıştır. Mahkemece yapılan yargılama sonunda davanın kabulüne, çekişmeli taşınmazların tapu kayıtlarının iptali ile davacı adına tescillerine karar verilmiş; hüküm, davalı Hazine temsilcisi tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, kadastrodan önceki nedenlere dayalı olarak açılan mera sicil kaydının iptali ve tescil istemine ilişkindir. Mahkemece, davacının dayandığı 15.03.1972 tarih-9 sıra numaralı tapu kaydı ile 20.06.1989 tarih, 6 sıra numaralı tapu kaydının çekişmeli taşınmazları kapsadığı ve davacının taşınmazlarda zilyet olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne verilmiş ise de, yapılan araştırma ve inceleme hüküm için yeterli değildir. Davacının dayandığı tapu kayıtlarının malikleri ile davacı arasındaki ırsi ilişki belirlenmemiş, söz konusu tapu kayıtları tesislerinden itibaren revizyon bilgileri ile getirtilmemiş ve yapılan keşifte yöntemince uygulanmamış, taşınmazların hükmen tesciline esas ... Kadastro Mahkemesi’nin, Yargıtay onaması ile kesinleşen 2009/175 Esas ve 2011/107 Karar sayılı dosyasındaki bilgi ve belgeler dikkate alınmamış, fen bilirkişisinin denetime imkan vermeyen, tamamıyla kendi takdirini içeren yetersiz ropuru ile mahalli bilirkişi ve tanıkların davacının zilyet olduğuna dair soyut beyanlarına dayalı olarak karar verilmiştir. Bu şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilemez.
Hal böyle olunca doğru sonuca ulaşılabilmesi için mahkemece öncelikle, çekişmeli taşınmazların tahsisli mera olup olmadıkları ilgili mercilerden sorularak, tahsisli mera olmaları halinde buna ilişkin tüm kayıt ve haritaların onaylı örnekleri temin edilmeli, çekişmeli taşınmazlara komşu tüm taşınmazların kadastro tutanakları ve varsa dayanakları ile davacının dayandığı tapu kayıtları tesislerinden itibaren revizyon bilgileri ile birlikte getirtilmeli, davacıya dayandığı tapu kayıtların malikleri ile arasındaki ırsi ilişkiyi belirlemek bakımından delil sunma ve ispat hakkı tanınmalı, arada bir ırs ilişkisinin bulunduğunun kanıtlanması halinde, bu kez taşınmazların kendisine müstakilen ne şekilde (taksim, hibe, satın alma vs.) intikal ettiği hususunda davacıya açıklama ve ispat hakkı tanınmalı, daha sonra hakimin davayı aydınlatma görevi kapsamında sağ olan tespit bilirkişilerini dinletmek isteyip istemedikleri taraflardan sorularak talep etmeleri halinde, sağ olan tespit bilirkişileri, komşu köylerde ikamet eden ve çekişmeli taşınmazı iyi bilen olabildiğince yaşlı mahalli bilirkişiler, taraf tanıkları, uzman fen bilirkişisi ve üç kişilik ziraat mühendisi unvanına sahip tecrübeli ziraatçı bilirkişi kurulu ile taşınmazlar başında yeniden keşif yapılmalı, tapu kayıt malikleri ile davacı arasındaki ırs ve intikal ilişkisinin kanıtlanmış olması şartıyla 3402 sayılı Kadastro Kanunu"nun 20. maddesi hükmü uyarınca, dayanılan tapu kayıtları mahalli bilirkişi yardımı ve uzman fen bilirkişi eliyle yerine uygulanmalı, uygulama yapılırken tapu kayıtlarının başka parsellere revizyon görüp görmedikleri ve değişebilir (Mehmet, hark, tarik, tepe/tarik, tarik, tepe, Mehmet) sınırlar içermeleri nedeniyle miktarları ile geçerli oldukları gözetilmeli, kayıtlardaki sınırların tespiti bakımından mahalli bilirkişi ve tanık beyanlarına başvurulmalı, kayıtlarda tarif edilen ve zeminde gösterilen sınır yerleri uzman fen bilirkişisine düzenleyeceği haritada ayrı ayrı işaret ettirilmeli, eldeki davanın davacısı ile ilgisi bulunmayan ancak çekişmeli taşınmazların hükmen tescillerine esas ... Kadastro Mahkemesi’nin Yargıtay onaması ile kesinleşen 2009/175 Esas ve 2011/107 Karar sayılı dosyasındaki tüm belgeler ve özellikle bu dosyada yer alan ve taşınmazların tahsisli mera olduklarına dair tahsis kayıtları ile yukarıda belirtilen şekilde mahkemenin talebi üzerine dosyaya gönderilmesi olası diğer tahsis kayıtları yöntemince uygulanmalı, yapılacak bu uygulamada fen bilirkişisi tarafından kroki üzerinde ayrıca gösterilmeli, uygulamaya ilişkin mahalli bilirkişi ve tanık sözleri, çekişmeli taşınmazlara dıştan komşu taşınmazların tespit tutanağı içeriği ve varsa dayanağı olan kayıtlarla denetlenmeli, böylelikle fen bilirkişisine kayıt uygulamasını gösterir, keşfi takibe ve denetime uygun rapor tanzim ettirilmeli, davacının zilyetlik hukuki nedenine de dayanmış olması nedeniyle tapu kayıt kapsamı dışında kalan bölümler bakımından zilyetlik araştırması yapılmalı, bu kapsamda, tespit tarihinden geriye doğru çekişmeli taşınmazların evvelinde mera olup olmadıkları, zilyetliğin öncesinde kimde olduğu, başlangıç günü, süresi ve sürdürülüş biçimi, kimden kime ne şekilde intikal ettikleri, meradan ne şekilde ayrıldıkları hususlarında mahalli bilirkişi ve tanıklardan ayrı ayrı olaylara dayalı ayrıntılı bilgi alınmalı, beyanların çelişmesi halinde yüzleştirme yapılarak, tespite aykırı sonuçlara ulaşılması halinde tespit bilirkişileri dinlenilerek çelişkilerin giderilmesine çalışılmalı, üç kişilik ziraatçı bilirkişi kurulundan her bir taşınmazın ne kadar süredir hangi vasıfla kullanıldıkları, eğimleri, üzerilerindeki bitki örtüleri, kadim tarım alanı ya da mera olup olmadıkları, kullanılan bölümlerin meradan ne şekilde ayrıldıkları hususlarını detaylı irdeleyen, komşu parsellerle karşılaştırmalı değerlendirmeyi ve çekişmeli taşınmazların değişik yönlerden çekilmiş renkli fotoğraflarını içeren gerekçeli ve denetime uygun rapor alınmalı, zilyetlikle kazanıma ilişkin tüm unsurların gerçekleşip gerçekleşmediği irdelenip tereddütsüz belirlenmeli, bundan sonra tüm deliller birlikte değerlendirilerek sonucuna göre bir karar verilmelidir. Mahkemece böylesine bir araştırma ve inceleme yapılmaksızın davanın kabulüne karar verilmesi isabetsiz olup, davalı Hazine temsilcisinin temyiz itirazları açıklanan nedenlerle yerinde görüldüğünden kabulü ile hükmün BOZULMASINA, yasal koşullar gerçekleştiğinde kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere, 19.06.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.