Esas No: 2022/574
Karar No: 2022/3944
Karar Tarihi: 13.06.2022
Danıştay 4. Daire 2022/574 Esas 2022/3944 Karar Sayılı İlamı
Özet:
Danıştay Dördüncü Dairesi, bir inşaat şirketinin 2010 yılı vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi tarhiyatının kaldırılması talebiyle açtığı davada, Vergi Dava Dairesinin kararını bozdu. İnşaat şirketinin gerçek maliyetinin bulunabilmesi için gereken araştırmanın yapılmadığı, salt hasılatının %20 sinin safi kazancı olarak kabul edilmesi suretiyle takdir edilen matrahın bulunmasının vergilendirilmesi gereken matraha ulaşmada yeterli ve sağlıklı bir vergi incelemesi yapılmadığı belirtildi. Dosyanın yeniden bir karar verilmek üzere Vergi Dava Dairesine gönderilmesine karar verildi.
Kanun maddeleri:
- 213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 30. ve 4. maddeleri
- 5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanunu'nun 6. maddesi
- 193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu'nun 37/1. ve 37/4. maddeleri
"İçtihat Metni"
T.C.
D A N I Ş T A Y
DÖRDÜNCÜ DAİRE
Esas No : 2022/574
Karar No : 2022/3944
TEMYİZ EDEN (DAVALI) : … Vergi Dairesi Başkanlığı
(… Vergi Dairesi Müdürlüğü)
VEKİLİ : Av. …
KARŞI TARAF (DAVACI) : … İnşaat Taahhüt Yapı Malzemeleri Nakliye Hafriyat Sanayi Ticaret Limited Şirketi
İSTEMİN KONUSU : … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının temyizen incelenerek bozulması istenilmektedir.
YARGILAMA SÜRECİ :
Dava konusu istem: Davacı adına, takdir komisyonu kararına dayalı olarak re'sen tarh edilen 2010 yılı vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisinin kaldırılması istenilmiştir.
Bölge İdare Mahkemesi kararının özeti: Danıştay bozma kararı üzerine … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesince verilen … tarih ve E:…, K:… sayılı kararda; davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda sahte olduğu belirlenen faturaları gerçekten aldığı ve maliyetlerine katlandığının belirtildiği ancak safi kazancı belirlenirken bu hususun dikkate alınmadığı, ayrıca gerçek maliyetinin bulunabilmesi için gereken araştırmanın yapılmaksızın salt hasılatının %20 sinin safi kazancı olarak kabul edilmesi suretiyle takdir edilmesi gereken matrahın bulunmasının vergilendirilmesi gereken matraha ulaşmada yeterli ve sağlıklı bir vergi incelemesi yapılmadığını gösterdiğinden davacının olması gereken maliyetleri gerekli araştırmalar yapılarak tespit edilmeksizin bulunan matrah farkı üzerinden yapılan tarhiyatta hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır. Belirtilen gerekçelerle davanın kabulüne karar verilmiştir.
TEMYİZ EDENİN İDDİALARI :Usule uygun şekilde tesis edilen işlemlerde hukuka aykırılık bulunmadığından kararın bozulması gerektiği ileri sürülmektedir.
KARŞI TARAFIN SAVUNMASI : Cevap verilmemiştir.
TETKİK HÂKİMİ : …
DÜŞÜNCESİ : Temyiz isteminin reddi ile mahkeme kararının onanması gerektiği düşünülmektedir.
TÜRK MİLLETİ ADINA
Karar veren Danıştay Dördüncü Dairesince, Tetkik Hâkiminin açıklamaları dinlendikten ve dosyadaki belgeler incelendikten sonra gereği görüşüldü:
İNCELEME VE GEREKÇE :
213 sayılı Vergi Usul Kanun'unun 30. maddesinde, re’sen vergi tarhı, vergi matrahının tamamen veya kısmen defter, kayıt ve belgelere veya kanuni ölçülere dayanılarak tespitine imkan bulunmayan hallerde takdir komisyonları tarafından takdir edilen veya vergi incelemesi yapmaya yetkili olanlarca düzenlenmiş vergi inceleme raporlarında belirtilen matrah veya matrah kısmı üzerinden vergi tarh olunmasıdır şeklinde tanımlanmış aynı maddenin 4. bendinde de defter kayıtları ile bunlarla ilgili vesikaların, vergi matrahının doğru ve kesin olarak tespitine imkan vermeyecek derecede noksan, usulsüz ve karışık olması dolayısıyla ihticaca salih bulunmaması hali re’sen takdir sebebi sayılmış olup, takdir komisyonunun kuruluşunu düzenleyen 72. maddesinde, takdir komisyonunun illerde defterdarın, ilçelerde malmüdürünün (müstakil vergi dairesi olan ilçelerde ilgili vergi dairesi müdürünün) veya bunların tevkil edecekleri memurların başkanlığı altında, ilgili vergi dairesinin yetkili iki memuru ile seçilmiş iki üyeden kurulacağı, 73. maddesinde, üyelerin, tüccarlar için ticaret odasınca, diğer sanat ve meslek erbabı için bunların mensup oldukları mesleki teşekküllerce kendi üyeleri arasından veya hariçten seçileceği, 74. maddesinde ise, takdir komisyonunun görevleri arasında "Yetkili makamlar tarafından istenilen matrah ve servet takdirlerini yapmak" olduğu hüküm altına alınmıştır. Diğer taraftan aynı Kanunun 3/B maddesinde, vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin esas olduğu belirtilmiştir.
5520 sayılı Kurumlar Vergisi Kanununun "Safi kurum kazancı" başlıklı 6. maddesinde, mükelleflerin bir hesap döneminde elde ettikleri safi kurum kazancı üzerinden hesaplama yapılacağı, kurum kazancının tespitinde, Gelir Vergisi Kanununun ticari kazanç hakkındaki hükümlerinin uygulanacağı belirtilmiştir.
213 sayılı Vergi Usul Kanunu'nun 3/B maddesinde, vergilendirmede vergiyi doğuran olay ve bu olaya ilişkin muamelelerin gerçek mahiyetinin yemin hariç her türlü delille ispatlanabileceği, şu kadar ki, vergiyi doğuran olayla ilgisi tabii ve açık bulunmayan şahit ifadesinin ispatlama vasıtası olarak kullanılmayacağının belirtildiği, 134. maddesinde de, vergi incelemesinden maksadın, ödenmesi gereken vergilerin doğruluğunu araştırmak, tespit etmek ve sağlamak olduğu hükümlerine yer verilmiştir.
193 sayılı Gelir Vergisi Kanunu’nun 37/1. maddesinde, her türlü ticari ve sınai faaliyetlerden doğan kazançların gelir vergisi yönünden ticari kazanç olduğu hükmüne yer verildikten sonra, bu Kanunun uygulanması açısından ticari kazanç sayılacak faaliyetler yedi bent halinde sayılarak hangi tür faaliyetlerin ticari kazanç sayılacağındaki tereddütler bertaraf edilmiştir. Bu kapsamda 37/4.maddesinde de, gayrimenkullerin alım, satım ve inşa işleriyle devamlı olarak uğraşanların bu işlerinden elde ettikleri kazancın ticari kazanç hükümleri çerçevesinde değerlendirileceği hükmüne yer verilmiş olup, buna göre, işlem sayısındaki çokluk ve işlemdeki istikrar, yapılan faaliyetin ticari mahiyette sayılması için yeterli olmaktadır.
Dosyanın incelenmesinden, inşaat işleri faaliyeti ile iştigal eden davacı şirketin yıllara sari inşaat işi ile ilgili olarak kesinti yoluyla ödenen vergilerden dolayı iadesi gereken kurumlar vergisi tutarının nakden iadesinin talep edilmesi üzerine davacının talebi doğrulltusunda iadenin yapılabilmesi için incelenmesi sonucu düzenlenen … tarih ve … sayılı vergi tekniği raporunda davacının Sevinç Erkenci tarafından düzenlenen sahte faturaları kullandığı, 2010 yılına ait yasal defterlerine 6 adet faturanın mükerrer olarak kaydedildiği, muhtelif mükellefler tarafından düzenlenen 27 adet faturanın ibraz edilen belgeler arasında bulunmadığı, mükellef kurumun ortağı tarafından düzenlenen faturaların içeriğinde yer alan malzemenin miktarına ilişkin bilgi bulunmadığı hususlarının tespit edildiği belirtilerek davacı adına cezalı tarhiyat önerilmesi üzerine takdir komisyonu kararı ile takdir edilen matrah üzerinden 2010/1-12 dönemi için re'sen tarh edilen vergi ziyaı cezalı kurumlar vergisi tarhiyatının yapıldığı anlaşılmaktadır.
Her ne kadar Mahkemece, davacı hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda sahte olduğu belirlenen faturaları gerçekten aldığı ve maliyetlerine yansıttığının belirtilmesine rağmen safi kazanç belirlenirken bu hususun dikkate alınmadığı, ayrıca gerçek maliyetinin bulunabilmesi için gereken araştırmanın yapılmaksızın salt hasılatının %20 sinin safi kazancı olarak kabul edilmesi suretiyle takdir edilmesi gereken matrahın bulunmasının vergilendirilmesi gereken matraha ulaşmada yeterli ve sağlıklı bir vergi incelemesi yapılmadığını gösterdiğinden, davacının olması gereken maliyetleri gerekli araştırmalar yapılarak tespit edilmeksizin yapılan tarhiyatlarda hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılarak tarhiyatlar kaldırılmış ise de, yukarıda yer verilen bilgiler ile mevzuat hükümleri birlikte değerlendirildiğinde; davacının ikamet amaçlı binaların inşaatı işiyle iştigal ettiği, inşaat ve onarım işi nedeniyle kesinti yoluyla ödenen vergilerden dolayı iadesi gereken kurumlar vergisi tutarının nakden iadesinin talep edilmesi üzerine incelemeye alındığı, buna ilişkin hakkında düzenlenen vergi tekniği raporunda Danıştay içtihatları doğrultusunda yıllara yaygın onarma ve inşaat işlerinde hasılatın %20' sinin matrah olarak dikkate alınabileceği belirtilerek davacı hakkında tarhiyat önerilerek takdir komisyonuna sevk edildiği, takdir komisyonunca davacı hakkında hazırlanan vergi tekniği raporunun done alındığı, bu anılan rapor ve Danıştay'ın müstekar hale gelen içtihadı bir arada değerlendirildiğinde yapılan tarhiyatta hukuka aykırılık bulunmadığından aksi yönde verilen Vergi Dava Dairesi kararında hukuka uyarlık bulunmadığı sonucuna varılmıştır.
KARAR SONUCU :
Açıklanan nedenlerle;
1. Temyiz isteminin kabulüne,
2. Temyize konu … Bölge İdare Mahkemesi ... Vergi Dava Dairesinin … tarih ve E:…, K:… sayılı kararının BOZULMASINA,
3. Yeniden bir karar verilmek üzere dosyanın Vergi Dava Dairesine gönderilmesine, 13/06/2022 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.